HÜSEYİN ÇELİK'İN DERDİ VE BİZİM DERDİMİZ

Daha önce Ak Parti kuruculuğu ve Hükümet sözcülüğü yapan, DYP ve AK Parti'de uzun süre Milletvekili, Bakanlık gibi görevlerde bulunan Hüseyin Çelik, kendisine yapılan eleştirilere, kendi blogunda yazdığı bir yazıyla tepki göstermiş.

“Söylediklerimiz, bazı kapıkulu gazetecilerinin veya sözüm ona troll ve troliçelerin hoşuna gitmeyebilir. Ancak tuvaletlerin kapı arkasına bile yazılamayacak ifadelerle saldırılmasının akıl tutulmasından başka izahı yoktur”demiş.

Hüseyin Çelik'i fazla tanımam, haklı mı haksız mı bilmem. Ama siyaset böyle, seviye böyle. Karşılıklı emişirken iyi, karşılıklı emişme bitince kötü. Hemen bir kemik kavgası başlıyor. Menfaat bitince dün yücelttiği, bugün birden “tu kaka” oluveriyor. Menfaat devam ettikçe dalkavukluk, yalakalık devam ediyor.

Bu bütün partiler için maalesef böyle ve davâ, ideal, hizmet hepsi hikâye. Ortada Allah rızası olmayınca, Demokrasi, Lider rızası ve menfaat birlikteliği olunca, sonuç böyle tezahür edebiliyor.

İlerde Hüseyin Çelik'i başka bir partide de görebilirsiniz. Gelelim asıl konumuza. Hüseyin Çelik, bize önemli bir konuyu, yerel, yerel olduğu kadar da genel bir sorunumuzu hatırlattı.

Tuvaletlerimiz, umumî tuvaletlerimiz, tuvaletleri kullanma biçimimiz, tuvalet mekânlarımızın temiz olup olmaması. Hüseyin Bey'e bu manâda teşekkür ediyor, kendisine yapılan eleştirileri de kendisine bırakıyorum.

***

Efendim, tuvaletler, özellikle umumî tuvaletler bizim temizlik kültürümüzü yansıtan en önemli mekânlardır. Tuvaletlerin temizliği çok önemlidir. Bu temizlik, o tuvaletleri kullananların ruh dünyasını, iç dünyasını, aldığı eğitim seviyesini yansıtır ve gösterir.

“Aslan yatağından belli olur”atasözünde de belirtildiği gibi, aile olarak yaşayan insan topluluklarında, o aileyi meydana getiren fertlerin temizliği oturduğu odalardan, kullanmış oldukları mutfak, banyo ve tuvaletlerden daha iyi anlaşılabilir.

Bu sebeple görücü usulü evlenmelerde, oğullarına kıza bakan damat yakınları olan anne, teyze ve halalar öncelikle, bir bahane bularak tuvalet, banyo, mutfak, salon gibi kullanım alanlarının temizliğini kontrol ederler. Temizlik hoşlarına giderse, evin gelin adayı kızına geçerli not verip, talip olurlar.

Düzenli ve temiz değilse, tereddüt edip o kızı istemekten vazgeçebilirler.

Tuvaletlerin temizliği, hijyen ve sağlık açısından da çok önemlidir. Tuvaletlerde mutlaka tuvalet kâğıdı, su, sabun, el havlusu, tuvalet fırçası gibi araçlar bulunmalı, sık sık bol su ile yıkanmalıdır.

Aynı şeyler, umumun kullandığı tuvaletler için de geçerlidir. Umumî tuvaletlerin temizliği de, o tuvaletleri kullanan halkın temizliğini yansıttığı için, bir takım kurallara mutlaka uyulması gerekir.

Umumî tuvaletler ister ücretli olsun, ister olmasın, kullananlar tarafından temiz kullanılması, bu konuda gerekli eğitimin daha küçük yaşta verilmesi gerekir. Evlerde anne ve babaların, okullarda öğretmenlerin, camilerde din görevlilerinin, işyerlerinde işverenlerin bu konuda sorumluluğu çok büyüktür.

Umumî tuvaletlere “Burayı nasıl görmek istiyorsan, öyle bırak” gibi uyarıcı yazılar asılmalı, kontrol edilmeli, mutlaka bir görevli verilmelidir.

Bugün umumî tuvaletlerin çoğunda, sabun, deterjan, tuvalet kâğıdı yoktur. Tuvalet kabinleri, kapı ve iç duvarlar iğrenç ve seviyesiz yazılarla, telefon numaralarıyla, sigara paketi ve izmaritlerle doludur. Plastik kapılarda sigara söndürmekten oluşan siyah yanık izlerini görünce, insanlığınızdan utanır ve üzülürsünüz.

Belediye ve yetkililer, bu tuvaletlere, ne hikmetse sabun ve sabunluk yetiştiremez. Sabunluklar, musluklar nasıl oluyorsa ya çalınır, ya da tahrip edilir? Hiç bilinmez, hiç birinin faili bulunmaz.

Çünkü ne bakan vardır, ne de kontrol eden. İnsanımız ise eğitimsiz, kültürsüz ve vicdansız bir şekilde, içindeki ruh hastalıklarını “Tecavüzcü Coşkun” mantığıyla çevreye ve doğaya saldırarak, yakarak ve yıkarak gidermeye çalışır.

Bütün bu çirkin manzaraları görmemek için, gitmemeye çalıştığım umumî tuvaletlerde, gitmek zorunda kaldığımda kapı arkalarına yazılmış o çirkin yazıları, ahlâksız tekliflere açık telefon numaralarını, bu yazılara yazılmış “Yazı yazma helâya, başın girer belâya” gibi tepkisel yazılar görsem de, nedense kimsenin başı belâya girmez.

Başka iş merkezlerinde, AVM'lerde, İşhanlarında, Dernek, Vakıf, Okul, Büro, Sanayi, Camii, Hastane gibi farklı mekânlarda tuvalet ihtiyacımızı giderdiğimiz pek çok yerlerde de, maalesef ya sabun, ya da tuvalet kağıdı bulamayız! Konuşunca, sebebini sorunca “kullananlar tarafından istismar edildiği, masraflı olduğu” gibi cevabıyla karşılaşırız.

Oysa, temizlik imanla, inançla alâkalı ve çok önemlidir. Biz temizliği Batı'ya öğretmiş bir medeniyetin mensupları iken, şimdi temizlik konusunda Batı'dan geri kalmanın ezikliğini yaşıyoruz.

Belediyeler, Sivil Toplum Örgütleri, Valilik, Kaymakamlık, İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürleri, Emniyet Teşkilatı, Sendikalar, İşçi ve İşveren temsilcileri, Okullar, Hastaneler Tuvalet ve Tuvaletin temizliği, temiz tutulması, temiz kullanılması ile ilgili gerekli tedbirleri alıp, üzerine düşen görevi ivedilikle yerine getirmelidir.

İlgilisineNot: Sahib-i Ata Camii'nin acilen bir Bayanlar Tuvaletine ihtiyacı vardır. Daha önce konuyla ilgili bir yazı yazdım. Tabii biz bir Hasan Cemal, bir Can Dündar, bir Fehmi Koru, bir Engin Ardıç olmayınca, yapılacak hizmet de kadın kardeşlerimiz için olunca, kimse umursamıyor ve hiçbir yetkili açıklama yapmaya tenezzül etmiyor, kimse işin önemini ciddiye almıyor.(K.B)

 

                                                  GÜNÜN SÖZÜ

HER KİM SÖZLERİNİN DE AMELİNDEN SAYILDIĞINI BİLMEZSE, GÜNAHI ÇOĞALIR.

                                                                                                              Hz. Ali