İnsanoğlu, geçmişten bu güne kadar ay, yıl, mevsim ve gibi zamansal ve yöresindeki iklim olaylarında görülen bazı değişimleri törenlerle kutlamaktadır. İnsanlar çok eski dönemlerde yıl içerisinde hayatlarını etkileyen doğa değişikliklerini bir indikatör olarak kabul ederek tören, ayin ve bayramlarla kutlamış ve bu geçişleri tarım ve diğer uğraşlarında rehber edinmişlerdir. Tarıma dayalı toplumlarda bulma- toplama döneminden bu yana birçok yörede mevsim değişiklikleri törenlerle kutlanarak gelenek haline getirilerek yılın bol ve bereketli geçmesi istenilmektedir. Baharın müjdecisi olarak kabul edilen cemrelerden sonra havaların ısınması ve tabiatın uyanması ile başladığı ve Hıdırellez ile de yazın geldiğine inanılmaktadır.

Hıdırellez’in kutlanılması tarihi Türk ve İslam kültürüne dayanan çok eski bir gelenek olmakla beraber günümüzde bazı yörelerimizde şahsi veya sivil toplum kuruluşlarınca organize ettiği bir gelenek haline gelmiş ve toplumsal köklerinden koparılarak bazı yeni katılan uygulamalarla sürdürülmektedir. Geçmişte Hıdırellez, insanlar için geleceğe dair umutların bir temsilcisi, tabiata saygı ve Allah’a şükür ve yakarış olarak görülürken, günümüzde ise sadece eğlenilecek bir gün olarak algılanmaktadır. Hıdrellez günü kişiler için baharın gelmesine karşın duyulan sevinci, neşeyi, mümkünse kırda bir arada güzel vakit geçirmeyi, ikramı ve paylaşmayı temsil eder hale gelmiştir. Bu değişimlere Türk ve İslam dünyasının birçok bölgesinde ve Türkiye'de bahar bayramlarının en önemlisini oluşturmakta olan Hıdırellez kutlamaları çok eski geleneklerin sürdürülmesine vesile olmaktadır.

Türk ve İslâm mitolojisinde önemli bir yeri olan Hızır, birçok inanış ve ritüele de kaynaklık etmektedir. Hızır inanışı ve Hızır- İlyas geleneğinin temelini kış mevsiminin son bulup baharın gelmesi, tabiatın canlanması esası teşkil eder.

Hızır'ın Türk sosyal hayatındaki yerini, geleneği açısından bakıldığında Türk toplumu arasında kış mevsiminin sona erip baharın gelmesi münasebetiyle yapılan törenlerle ilişkilendirilen Hızır inancı, Hızır'dan beklenen ve istenen dilekleri de şekillendirmiştir. İnsanların arzularının gerçekleşmesi amacıyla yapmış oldukları pratikler Hızır'ın, dolayısıyla da Hıdrellez'in fonksiyonlarını açıklar. Hızır kim ve nedir?

Rivayete göre; Hızır ve İlyas peygamberler, Hükümdarın ordusundaki iki askerdir. Hükümdar bir gün ordusuyla birlikte ölümsüzlük suyunu (Ab-u Hayat) aramaya çıkar. Yolculukta, Hızır ve İlyas peygamberler diğer askerlerden ayrılırlar. Bir subaşında durup, yemek için erzaklarından kurutulmuş balık çıkarırlar. Tam bu esnada su balığa sıçrar, balık canlanır ve suya atlar. Böylece Hızır ve İlyas peygamberler ölümsüzlük suyunu bulmuş olurlar. Bu sırada bir melek gelir. Hızır ve İlyas peygamberlere kıyamete kadar yaşayacaklarını, fakat Hızır’ın karada, İlyas’ın denizde ihtiyacı olanlara yardım edeceklerini bildirir. İşte Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak da adlandırılan Hıdırellez günü, yani 6 Mayıs, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır peygamber ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas peygamberin yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır. Halk inanışına göre onların buluşmalarıyla ölü tabiatın canlandığına, 6 Mayıs’ın genellikle yağmurlu geçmesinin ise Hızır ve İlyas peygamberlerin buluştuklarında sevinçlerinden ağlamalarının ve bulutların da onlara katılmalarının bir ispatı olarak düşünülmektedir.

İslâm inancında Hızır ermiş bir şahsiyettir. Tanrı tarafından Müslümanlığı korumakla görevlendirilmiştir. İstediği yerde ve istediği zamanda, beklenilmeyen anda; ancak insanın kendi iç dünyasındaki iyilik ölçüsü veya çevresinin değerlendirmesi ile gelmesi beklenen ulu bir varlık, mübarek bir şahsiyettir.

Çeşitli kaynaklarda Hızır'ın adı, lakabı, soyu, yaşadığı yer, veli veya nebiliği, ölümsüzlüğü hakkında çok sayıda farklı rivayet ve efsaneler vardır. Farklı kaynaklara göre dini kaynak ve efsanelerde destanlarda ve birçok kültürde yer almış ve yaşamaya devam eden bir gelenektir.  Hızır'ın adı, Türkiye'de, gerekse Türkiye dışındaki Türk dünyasında kabul gören inanç, onun "Tanrı'nın yeryüzünde dolaşan güçlü ve yardımsever elçisi"  olarak bilinmektedir. Hızır'ı darda kalanların imdadına koşan muayyen ve mutlak bir ulu olarak telakki edilen manevi kişi olarak da isimlendirilir.

Hızır'a tasavvufun yüklediği fonksiyonların yanı sıra halk da kendi inançları doğrultusunda bazı fonksiyonları da yüklemiş olup bunların başında Hızır'la özdeşleşen zor durumda yardım etme ve kurtarma fonksiyonu yer alır. Halk inancının bu tezahürü "Hızır gibi yetişmek" ifadesi sıklıkla kullanılmaktadır. Ayrıca bereket ve bolluk için "Hızır uğramış", "Hızır eli Değmiş" deyimi de kullanılmaktadır.

Hızır'ın halk inanışlarında iyileri ödüllendirdiği, kötüleri cezalandırdığı kanaati oldukça yaygın olup savaşlarda, göçlerde ve bunun gibi toplumsal hareketliliklerde Hızır iyilere yardımcı olduğu hep söylenilmektedir.

Türk Dünyasının çoğunda farklı kutlanılan Hıdırellez, ilkyaz bayramlarından biridir. Kaynağı çok eskilere dayanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Bu bayrama Anadolu dışındaki Türk dünyasında olduğu gibi Anadolu’da yörelerimize göre farklı ilgi gösterilmektedir. Birçok gelenek ve görenekte Hıdrellez ile yaşatılmaktadır.

Hıdırellez, yazın geldiğini gösteren Türk toplumunu canlandıran, birlik ve beraberliği pekiştiren bir olgudur. Bu olgu ülkemizde de farklı yörelerde farklı şekillerde sürdürülmektedir. Günümüzde modernleşme ile köylerdeki eski Hıdırellez kutlamaları eskiye göre dönüşüme uğramış ve bazı yörelerde toplu kutlamalar neredeyse hiç kalmamış olmasına rağmen birçok yörede Hıdırellez’de yapılan birçok geleneksel uygulamalar halen yaşatılmaktadır.

Hızır geleneği ve ilgili inançlar Türkiye, Balkanlar, Türkistan (Kazakistan, Kırgızistan, Altaylar, Özbekistan), Azerbaycan, Gagauz Türklerin arasında ve birçok Türk yöresinde bütün canlılığı ile yaşatılmaktadır.

Hızır, zaman değişiminin ifadesi, yeşillenmenin, canlanmanın başlaması, baharın müjdecisi ve bereketin sembolüdür. Hızır geleneğinde törenlerin yapıldığı güne genel olarak Rûz-ı Hızır veya Hıdrellez adı verilmektedir. Geçen yazılarımda belirtiğim çiftçilerimiz tarafından kullanılan eski takvimlerde yıl 179 gün süren kış (Rûz-ı Kasım) ve yaz günleri (Rûz-ı Hızır) diye ikiye ayrılmakta idi. Bu takvime göre Rûz-ı Hızır'ı yaz mevsiminin başlangıcı sayıp 6 Mayıstan 8 Kasıma kadar süren 186 günlük bir dönemi içine aldığını belirtmektedir. Rumî 23 Nisan gününe rastlayan bu tarih hâlen kullandığımız Miladî takvime göre 6 Mayıs gününe tekabül etmektedir.

Hıdrellez günü yöreye ve inanca göre farklı uygulamalar yapılsa da yeşil alanlara, su başlarındaki mesire yerlerine gidilir. Her derde deva kabul edilen çiçekler toplanır, hazırlanan yiyecekler oyunlar ve müzik eşliğinde yenir. Mevsim değişmelerinden biri olan Nevruzda da olduğu gibi Hıdrellezde de bazı yörelerde insanın günahlardan arınması için ateşten atlanır, eğlenilir ve dualar okunur. Gelecek ile ilgili niyetler tutulur, sağlık ve mutluluk dilenir.

Halk arasında Hızır'a atfedilen fonksiyonlar, yüzyıllardır sözlü ve yazılı ürünlerde (efsane, destan, masal, menkıbe, şiir, v.b.) karşımıza çıkmaktadır.

Halk inançlarında kültür niteliği kazanan Hızır, İslamiyet öncesi" Gök Sakallı, Ak Sakallı Kocalar"  gibi medet umulan, yardım istenen, akıl danışılan, kılavuzluk etmesi beklenen, barış, mutluluk, sağlık, refah getirdiğine inanılan bir kurtarıcı güç olarak telakki edilir.

Halk nezdinde Hıdrellez ile ilgili birtakım inanışlar oluştuğundan Hıdrellez kutlamalarında bazı gelenekler mutlaka yerine getirilmektedir. Geleneğin yaygınlık kazanması ve aralıksız olarak yüzyıllardır devam etmesine sebep olan başlıca inanışlar ve beklentiler şöyle sıralanabilir;

1) Hızır zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir. 2) Kalbi temiz, iyiliksever insanlara yardım eder. 3) Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.

4) Dertlere derman, hastalara şifa verir. 5)Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesinin sağlar. 6) İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.

7) Uğur ve kısmet sembolüdür. 8) Mucize ve keramet sahibidir.  

Bu bakımdan Hızır ile ilgili inanmalar efsane menkıbe ve benzeri şekillerle hemen her gün artarak yayılmakta ve sürekliliğini devam ettirmektedir. Hıdrellez törenlerinde O'na atfedilen birçok vasıf, eski dönemlerin sosyal ve dinî hayatının İslâmî yapı ile tekrar şekillenerek yeni bir oluşum ortaya çıkardığı görülmekte olup Hızır’ın kimi zaman yeşil sarıklı bir savaşçı, kimi zaman bir görünüşte ortaya çıktığına inanılmaktadır.

Bolluk ve Bereket Gelmesi İçin Yapılanlar Hıdırellez günleri baharın, yazın ve yeni bir yılın başlangıcı olarak nitelendirildiği için, yeni yıla yönelik üretim, verimlilik ve bereket açısından da olaya yaklaşılır ve bu yaklaşım adetlere, geleneklere de yansımıştr.

Hıdırellez kutlamaları yaşatılan adet ve gelenekler boş vakitlerde gerçekleştirilen boş işler değildir. Kutlamaların sebebi tabiatta meydana gelen değişikliklerdir. Tabiatın yeniden canlanması, hayvansal ve bitkisel bereketin yeniden temini, yeni bir yılın başlayışı herkesi etkiler ve bu kutlamaları gündeme getirmektedir. Hıdrellez kutlamalarına Türk Dünyasında her yaştan ve her kesimden insanlar katılır. Bu törenler ve törenler esnasında yaşatılan adet ve gelenekler birleştiricidir. Dolayısı ile bunlar toplumun kaynaşmasını, toplumsal hayatın kökleşmesini, grup kimliğinin ifade edilmesini, kişisel yeteneklerin sergilenmesini, kültürel mirasın ifade edilmesini ve yeni nesillere aktarılmasını sağlamaktadır.

Hıdrellez Kutlamalarıyla İlgili Uygulamalar: Hıdrellez Hazırlıkları Gerek Anadolu’da ve gerekse Anadolu dışındaki Türk topluluklarında Hıdrellez’in yaklaşması ile 6 mayıs öncesi çeşitli hazırlıklar yapılmaktadır. Hızır Aleyhisselam’ın eve uğramasını sağlamak için Evler baştanbaşa silinmekte, ev eşyaları, mutfak eşyaları, üst-baş temizlenmektedir. Aile reisi ev halkına yeni elbiseler, ayakkabılar almaktadır. Ayrıca Hıdrellez günü çeşitli yemekler hazırlanmaktadır. Hıdırellez’i bazı yerlerde bir gün öncesinden oruç tutarak da karşılayanlar bulunmaktadır. Eskiden köylere yakın tekke, türbe ve yatır yanlarında Hıdrellez eğlenceleri yapılır iken günümüzde daha çok ağaçlık, yeşillik yerler tercih edilmektedir. Hıdrellez eğlenceleri çocuklar, erkekler ve kadınlar ayrı ayrı yapmaktadırlar.

Geleneğe uygun olarak Anadolu’nun birçok bölgesinde “Hıdırlık” denilen mesire yerleri mevcuttur. Hıdrellez kültür için önemli olduğu kadar tarımsal faaliyetler açısından da büyük önem taşımaktadır. Baharda başlayan yazlık ekimler ve kış öncesi ekilen ürünlerin bakım faaliyetleri ürüne göre değişmekle birlikte hıdrellez gününe göre belirlenmektedir. Yaz dönemine girdiğimiz bu günlerde zirai faaliyetlerin zamanında ve uygun yapılması gerekmekte olup üreticiler bu hususlara mümkün olduğunca riayet etmelidir.

Hıdırellez’in ve yılımızın herkese, milletimize ve devletimize hayırlar, bolluk ve bereket getirmesi dileklerimle hoşça kalınız…