Havalar tarımcı gözüyle değerlendirildiğinde beklenilen yağış ve soğuklar olmadığından hiç iyi gittiği söylenemez. Gündüzleri 12-14 ve geceleri 0 derece civarında seyretme olan hava sıcaklıklarının gezip dolaşanlar için iyi olduğu söylenebilir. Ancak kar yağışının olmaması, sıcaklıkların geçmiş yıllara göre ortalamaların üzerinde görülmesi tarımsal faaliyetler yönünden beklenen iyi bir durum değildir. Bölgemizde Ocak ayında tarla süren ilkbahar ekimi için toprak hazırlığı yapanları görüyoruz. Bu günlerde bitkisel üretimde bu faaliyetlerin olması tarımda risklerin artığının da göstergesi olmalıdır. Kış öncesi kışlık bitkilerde ekim sonrası görülen sonbahar erken donları ve kıştan çıkışta kışlık ve yazlık ürünlerde bitki büyümeye başladığı ileri dönemlerde görülecek donlar (İlkbahar geç donları)  üretici için önemli bir risktir.  Ayrıca beklenmeyen şiddetli yağışlar,  dolu yağışları, kuraklık tehlikesi (İlkbahar yağışlarının olmaması)  tarımsal üretimde bilinen ve istenilmeyen doğal risklerdir. O nedenle iklim değişikliğinden kaynaklanan görülebilecek bu yeni durumlara karşı tarımda sigorta sistemi yaygınlaştırılmalıdır.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi kapsamında çiftçi destek programlarına 135 milyar TL kaynak ayrılmıştır.

Bununla birlikte 2025 yılında çiftçi destek programları dâhil tarıma ayırılan kaynak 706 milyar liradır.

•⁠  ⁠Tarım sektörü yatırımları için 166 milyar lira,

•⁠  ⁠Tarım sektörüne sağlanacak olan vergi muafiyeti için 200 milyar lira,

•⁠  ⁠Tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 205 milyar liralık kaynak tarım alanında kullanılacaktır.

Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılan açıklamalarda “Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamındaki ürünler için belirlenen havzalar dışında kalan ürünlere mazot ve gübre desteği ödemesi yapılmaz.  Toprak analiz desteği, en az 50 dekar arazide, her 50 dekar başına bir analiz için 50 TL olarak ödenir” denilmektedir.

Her ne kadar havzaya göre bazı ürünlerin ekiminde toprak analiz desteği verilse veya havza için önerilmeyen bitkiler için verilmemiş olsa bile toprak analizi mutlaka yaptırılmalıdır. Tıp doktoruna gittiğinizde tahlil veya diğer tetkikler yapılmadan ilaç yazmadığına göre tarımsal üretimde de ekim yapılmadan da toprak analizi yaptırılmalıdır. Toprak analizi için alınacak toprak örneği bilime uygun alınmalı, analizi ciddi laboratuvarlarda yapılmalı ve analiz sonucu ürüne göre uzman kişilerce değerlendirilmelidir. Üreticilerimiz de toprak analizine göre hazırlanan rapora dayalı gübreleme yapmalıdır. Atılan az gübre bitkinin ihtiyacını karşılayamayabilir. Atılan her fazla miktardaki gübre de farklı gelişme dönemine ve iklim şartlarına göre bitki gelişmesine olumsuz etki de bulunabilir. O nedenle hava şartlarına ve toprak analizine dayalı bitkinin ihtiyacı ve bitki gelişme dönemi dikkate alınarak doğru çeşit ve miktar gübre verilmelidir.

Tarımsal alanlar genelde üstü açık yetiştirme alanları olduğundan iklim şartlarından oldukça etkilenmektedir. Kapalı yetiştirme alanları (Seralar) her ne kadar kontrollü ise de oralarda da farklı risklerle karşılaşılmaktadır. O nedenle bitki yetiştirildiği ortam şartlarına göre oldukça bilinçli yapılmalıdır. Bilinçli yapılmayan tarımsal üretimde teknik tedbirlerle önlenmesi mümkün olmayan riskler daha sık görülmektedir. Üretim dönemi ve sonrasında karşılaşılacak risklere karşı araçta, konutta, sanayide ve hizmet sektöründe olduğu gibi tarımda da sigorta yapma mecburiyeti getirilmeli riske karşı üretim ve üretici kazancı güvence altına alınmalıdır.

Tarım sigortaları uygulaması gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede uygulanmakta olup ülkemizde de olduğu gibi ülkemizde de isteğe bağlı değil ÇKS kaydı ile birlikte zorunlu hale getirilmelidir. Birçok ürünün yetişme süresince karşılaşılan her hangi bir felaket sonucunda ürünün değerlendirilecek kısmı kalmayacağından üretici büyük zarara uğramaktadır.

Tarım sigortası yaptırıp, doğal afete maruz kalan üreticinin yapmış olduğu giderlerinin ve emeğinin karşılığını alarak, yıllık geçimi için gerekli olan gelirini garanti altına alması ve üretimine devam edebilmesi mümkün olacaktır.  

Özellikle devletin küçük üreticileri koruması adına havzalara ve ürünlere göre belirlenecek büyüklüğün altında ki aile işletmelerinin tarım sigortalarını doğrudan devlet üstlenmelidir. 

Ayrıca bazı ürünlerde tohumluk üretimi yaptırmakta olan ticari firmalardan bazıları ektirdikleri ürünleri üretici adına sigorta ettirmekteler. Bu sözleşmeli tohum ve ürün üretimi yapanlar için sigorta yapılması zorunlu hale getirilmelidir.

Tarımsal üretimde üretim de miktar ve kalite sürdürülebilirliğin sağlanması açısından bu hususlarda yeni tedbirler alınmalıdır.

Tarımsal üretim yapmakta olan üreticiler uzun ve kısa dönem için yapılan meteorolojik tahminlerden mutlaka yararlanmalıdır. Üreticiler tarımsal faaliyetlerini bu tahminlere göre planlamalıdırlar. Meteorolojik verilerden ve tahminlerde yararlanılmak görülecek risklerin azaltılması bakımından önemlidir.

Üretici bilime uygun ve sigortalı üretim yaptığı takdirde gelirinde istikrar kazanacağından yapacağı tasarruf ile modern tarım için gerekli olan yatırımlara yönelecek, böylece üretiminde verimlilik, kalite ve gelirini artırması sağlanacaktır. Geleceğinden endişe etmeyen geliri ve yaşam standardı yükselen üretici işinde daha düzenli çalışarak köyünden kente göç etmesine de gerek kalmayacaktır.