I. Dünya Savaşı'nda Ermeniler
1914'e gelindiğinde Osmanlı Devleti batıda ve güneyde İngiliz ve Fransızlarla, Doğu'da da Ruslarla savaş halinde idi. Kafkas cephesi adıyla anılan bu cepheyi III. Ordu savunmakta ve karargah merkezi de Erzurum'du. Karargah merkezinin Erzurum'a kadar çekilmesi, Rusların işini kolaylaştırmış, Doğu Anadolu'da ki Türk topraklarını elini kolunu sallayarak rahatça işgal etmelerini temin etmişti. Daha sonra Enver Paşa'nın giriştiği Sarıkamış Taarruzu başarısız olunca Doğu Anadolu bölgesini savunacak III. Ordu tamamen erimiş ve bölge tamamen düşman işgaline uğramıştı. Bu sırada Rusya'da bulunan Ermeniler de Erivan'da bir birlik teşkil edip, Rusların komutasında Türk topraklarını işgale ve Müslüman ahaliyi katletmeye başladılar. Doğu bölgelerimizi koruyacak III. Ordu tamamen dağıldığı için Van'ı işgal eden Ruslar, buraya bir Ermeni mutasarrıf tayin ederek Müslüman halkın akıbetini Ermenilerin insafına terk etti. Zorla evlerinden çıkarılan halk bin bir işkenceye maruz kalarak göçe zorlandı. 7-9 yaşa kadar pek çok kadın ve kızların namusları kirletildi. Katliamdan kaçabilenler Anadolu'nun iç tarafına doğru aç susuz göç etmeye başladı ve pek çoğu da yollarda hastalıktan ve açlıktan vefat etti.
Tortum Asker Alma Riyaseti Reisi Yüzbaşı İsmail Hakkı'nın 20 Eylül 1331 tarihli (3Ekim 1915) çektiği bir şifrede; 1307-1310 tarihleri arasında Ermenilerin, Erzurum, Narman ve Tortum yöresinde Müslüman halka icra ettikleri melanetleri ve I. Dünya Savaşı'nda Ruslarla nasıl kol kola hareket ettiklerine dair, şu bilgiler yer almaktadır: 1-Narman ve Tortum Mıntıkalarında 1307-1310 seneleri arasında 60-70 neferden mürekkep, Narman'ın Ekrek ve Yeğenhas; Tortum'un Sipek Karyesi ahalisinden Bitlisli Kulikoğlu Kirkor'un riyaseti altında Narman'da pek çok kişileri katlettikleri, Haçuy Ulya karyesi eşrafından Salih Ağa'nın Ebed Yaylasında karnı delinerek, kendi eliyle ciğerlerini çıkarmak suretiyle katlettikleri; 2-Karye-i mezkurdan Ahmed isminde bir genci diri diri ateşe atarak yaktıkları, yanmış cesedin Keşit Vartan'nın hanesinden çıktığı mahkeme kararıyla sabit olup, faillerinin Erzurum Hapishanesinden firar ettikleri; 3-Çete efradının çoğunun Müslüman kıyafetleriyle dolaşıp, yalnız yakaladıkları kişileri katlettikleri, tarlalarda ve mezralarda çalışan çoluk çocuğa taarruz ettikleri ve ahalinin ırz ve namuslarını berbat ettikleri!4-Seferberlikte Narman'ın Ekrek ve Yeğenhas karyesi Ermenilerinden hiç birinin askerlik şubesine gelmediği.5-Düşmanın istilasında Ekrek ve Yeğenhas karyesi Ermenileri, Rusların önüne düşerek Rus asker elbisesini giyerek, silahını kuşanarak Rus ordusuna dahil oldukları; Rus askerlerinin yapmadıkları fenalıkları yaptıkları, Rusları da teşvik ederek Müslüman halkın ileri gelenlerine ve ailelerine hakaretlerde bulunduklarını, ırz, namus, can ve mal güvenliğinin bulunmadığını. (4)
Savaş başlar başlamaz Enver ve Talat Paşalar, Osmanlı vatandaşı olan Ermenileri uyararak, düşman safında yer almaları durumunda devletin çok sert tedbirlere başvuracaklarını belirtmişti. Başta Ermeni Patriği Zaven Efendi olmak üzere, birçok Taşnak ve Sutyun komite üyeleri ve Ermeniler bu uyarıları dikkate almayarak silaha sarıldılar. Başlarında bulunan milletvekilleri ile Rusya'ya göç ederek onların safında savaşa katıldılar. Osmanlı Devletinin sınırları içinde yoğun oldukları bölgelerde silahlanarak isyan çıkardılar. Cephedeki Türk askerlerine lojistik destek veren birliklere ve silahsız, savunmasız halka saldırarak hunharca katletmeye başladılar. Nisan 1915'te isyan Van'da patlak verdi. (5)
Tehcir Kanunu ve Ermeni iddiaları
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'na girdiği zaman Ermeniler de çeşitli toplantılar yaparak Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklanmayı, Ruslar Osmanlı topraklarına girdiklerinde onlara katılarak onlarla birlikte Müslüman halka ve Türk askerlerine saldırmayı planlamışlardı. 21 Temmuz 1914'te Taşnak- Sutyun ve diğer komitelerin yaptıkları fevkalade toplantıları sonucu taşra şubelerine şu talimatı göndermişlerdi:Rus ordusu huduttan ilerler ve Osmanlı ordusu çekilirse, her tarafta birden eldeki vesait ile kıyam olunacak, Osmanlı ordusu iki ateş arasında bırakılacak, binalar ve beylik müesseseler bombalarla havya uçurulacak, yakılacak ve hükümet kuvvetleri işgale uğrayacak, levazım kafilelerine baskın yapılacaktır. Aksine Osmanlı ordusu ilerler ise, Ermeni askerleri silahlarıyla beraber Ruslara iltihak edecekler, kıtalarından firarla çeteler teşkil edeceklerdir. (6) Şubat 1915'te Tiflis'te toplanan Nasyonalist Ermeni Milli Kongresi'nde Taşnak-Sutyun Partisinin Türkiye mümessili milli büroya verdiği raporda şunları ifade etmekteydi: Malum olduğu üzere Rus hükümeti, Harbin başında Türk Ermenilerini silahlandırmak ve harbe hazırlamak, hatta Türkiye içerisinde isyan tertip etmek için ilk olarak 242.900 ruble vermiştir. Gönüllü müfrezelerimizin Türk zinciri arasından geçerek gerisinde bir anarşi çıkartarak oradaki ihtilalcilere katılması ve mümkün ise Türk ordusunun cephe gerisinde bir anarşi çıkartarak, bu suretle Rus ordusunun Türkiye'yi işgalini temin etmesi ve iler harekâtını kolaylaştırması lazımdır! (7)
Çanakkale savaşlarının başladığı 18 Mart 1915'te eş zamanlı olarak Ermeniler de eylemlerini genişleterek Van ve çevresinde gerçekleştirdikleri baskınlarda, sivil halktan pek çok kişiyi öldürmüş, Mahmudiye'de Müslümanları toplu olarak katletmiş, camileri ahır haline getirmiştir. 15 Nisan 1915'te Van, Çatak, Bitlis ve Sivas'ta isyan başlamıştır. Van ve çevresinde memur ve jandarmalar katledilmiş, karakollara ve Türklere ait evlere saldırılar gerçekleşmiştir. Bu durum, Rusya'nın Paris büyükelçisi Sazanov'un 28 Nisan 1915 tarihinde Fransa Dışişleri Bakanlığına yolladığı mektuba istinaden 14 Mayıs 1915'te yolladığı yazıda, Van bölgesinde Ermeniler tarafından, 6000 Müslüman'ın öldürüldüğü, Van ve Çatak savunmasının devam ettiği ve acil yardım talebinde bulundukları şeklinde yansımıştır. (8)
Osmanlı Devleti, Ermenilerin Müslüman halka ve Türk askerlerine karşı uyguladıkları katliamlar karşısında sessiz kalamayarak harekete geçti. Hiçbir nasihati ve uyarıyı kabul etmeyen bu azgın millete karşı 24 Nisan 1915'te vilayetlere ve mutasarrıflıklara şifreli bir emir göndererek bu şer ocaklarını dağıtmaya karar verdi. Bu talimatta Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, evrakına el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanması gibi hususlar yer alıyordu. Bundan sonra tutuklamalar başlamıştır. Mısırdaki İngiliz Askeri Ofisi'ne Dedeağaç üzerinden ulaştırılan haberde 24 Nisan gecesi üç Ermeni din görevlisi ile içlerinde ermeni Puzantion gazetesinin de sahibi olduğu 1800 kişi tutuklanmıştır. Tutuklanan Ermeniler Ankara'ya gönderilecektir. Tutuklananların 500'ü Taşnak, 500'ü Hınçak ve geri kalanlar da Ramgawar Partizanlarıdır denilmektedir. (9)