Türk-İslam medeniyetinin zirve yaptığı Osmanlı devletinden kalma bir alışkanlık vardı. İnsanlar mezar taşlarına, Hüvelbaki (Baki ve kalıcı olan Allah’tır), Mülklerinin kapısına da Malikül Mülk ( Mülkün gerçek ve ezeli ve ebedi sahibi olan Allah’tır) yazılarını yazarlardı. Ve bunda samimiydiler. Bunu halleri ile de yaşarlardı. Günümüzde bu tür anlayışlar kısmen de olsa zayıfladı desek doğru olur.

***

Türkiye gibi siyaset ile yatıp siyaset ile kalkan ülke sayısı tahminim çok azdır. Herkes her şeyden anlar, her kesim işin en iyisini biz yaparız iddiasında olur ama iş icraata gelince uygulamada pek mümkün olmaz. Yapamadıklarımıza bir kulp, bahane hatta suçlu arar topu başkalarına atmayı severiz. Huyumuz kurusun.

14 Mayısta ülkemizde genel seçimler olacak. Ülkenin yönetim şekli ve kimler tarafından yönetileceği, demokratik usul ve yöntemler ile belirlenecek. Sonuçta sandıkta bir taraf galip gelecek, milletin kendisine emanet edeceği yönetme iradesine sahip olacak. Seçim atmosferine girerken, daha şimdiden keskin mesajlar, hamaset dolu ifadeler kullanılmaya başlandı. İşi, hak-batıl, cennet-cehennem tercihine getirmek, şu giderse batarız, şu gelirse çökeriz gibi söylemler aklını devre dışı bırakmış toplumlar için geçerlidir. Hiç kimse “yevmi kıyamete” kadar o koltuklarda kalmayacak. Bir gün emaneti sahibine teslim edip, ebedi aleme göç edip gidecek. Dünyada yaptığı ve yapmaya muktedir olduğu halde yapmadıklarının hesabını alemlerin rabbi Allah’a verecek. Ve insanların gerçek yüzü mahşerde hesap defteri açılınca ortaya çıkacak. Onun için fanileri pek abartmanın, göklere çıkarmanın gereği yok. Hakiki manada mümin olabilsek, Cenabı Allah, Dünyevi ve uhrevi hayatımızı kurtuluşa erdirecek ama biz o şuuru kaybettik vesselam.

***

Hz. Peygamber (S.A.V), Veda haccından Medine’ye döndükten sonra sadece iki ay yaşadı: Hicri 11.senenin muharrem ve sefer ayları.

Üçüncü ay olan Rebiulevvel ayının başında Resulllah (S.A.V) bir gece Medine’deki mezarlık Cennetül Baki’ye gitti. Orada İslam davası uğruna canlarını feda etmiş olanlara dua ettiği bir sırada Cebrail (A.S) gelerek ona şöyle dedi:

“Rabbin sana iki teklifte bulundu:

  1. Yerin ve göklerin bütün hazinelerin anahtarları, kıyamete kadar da hayat ve ondan sonra cennet,
  2. Hemen rabbine kavuşmak için ölüm.”

Efendimiz (S.A.V) yerin ve göklerin hazinelerinin anahtarlarını ve tatlı dünya nimetlerini bir yana iterek şöyle dedi:

“Hayır, ben büyük dostu istiyorum.”

Kaynaklarda geçen rivayetlere göre, Resülullah (S.A.V) Mescid’de yaptığı son konuşmada bunu dile getirmiş ve şöyle demiştir:

“Allah kullarından bir tanesinden, dünya nimetleri ile kendi yanında bulunanlar arasında bir tercih yapmasının istedi. O kulda Allah’ın yanında olanı seçti” buyurmuş, bunun üzerine Hz. Ebubekir(R.A) ağlayarak “annelerimiz ve babalarımız sana feda olsun!” demiştir.

Büyük dosta kavuşmanın heyecanı içerisinde olan efendimiz (S.A.V) hemen eve geldi ve hastalandı. İki gün sonra, hicri 11.senenin, Rebiulevvel ayının 12’sinde Pazartesi günü vefat etti. Büyük dosta kavuştu.

***

Efendimize (S.A.V) ait bu kıssayı neden anlattım. Yaşı başı kemale ermiş, yürüyecek takatleri bile kalmamış, ama hırsları ile dünyayı yönetme sevdasındaki büyük devlet adamları, büyük liderler aklıma düştü. Kendilerini vazgeçilmez zannedip, biraz da etraflarındaki dalkavuk tipli adamların etkisi ile biz olmasak ülke şöyle batar, şöyle olur, böyle olur kanaatine kapılmalarına hayret ederek. Hiç kimse telaşa etmesin, kâinatın sahibi her şeye kadir. Ol deyince olur, öl deyince ölür. Hiç kimse kendini fazla da önemsemesin, tarihte nice kahramanlar, cengâverler, büyük devlet adamları geldi geçti. Baki olan Allah ve onu davası kıyamete kadar devam edecek.

Ülkeyi yönetmek, insanların sorumluğunu almak, hakkı hukuku tesis etmek “ateşten gömlek giymek “ gibidir. Layıkıyla yapma iradesi koyabilme gayretinde olanlara Cenabı Allah kolaylık versin. Bize düşen vazife bu tür yöneticilere dua etmek. Yoksa hem bu dünyada hem de ahirette işleri çok zor.

Şuna, buna değil alemlerin rabbi Allah’a güvenmeliyiz. Hayatımızda Allah var ise keder de yoktur. Güzel ülkemin insanları, siz layıkıyla Cenabı Allah’a karşı sorumlu olduğunuz görevlerinizi yapın. Cenabı Allah umulmadık yerden yeni kapılar açar. Yeise yer yok. Kulluğa 7/24 devam..

Baki Selamlar.

Kaynak: Müslümanların Tarihi, İhsan Süreyya Sırma, İkinci Cilt, Beyan Yayınları, 4.Baskı