Kurban ve Hacc'ın birlikte yaşandığı, birlikte ifâ edildiği, Tavaf'ın ve Vakfe'nin, Telbiye ve Teşrik Tekbirleri'nin binlerce ve milyonlarca inanan insanların yekvücut olarak yerine getirdiği anlamlı günlerin içindeyiz.

Maldan, paradan hatta candan ve canandan fedakârlık etmenin, feragat etmenin, Allah yolunda harcayabilmenin örneklerini gördüğümüz kutlu zaman birimlerini yaşamanın sevinci içindeyiz.

Allah'ın biz insanlar için yarattığı, bizim için musahhar kıldığı, kendi elimizle yetiştirip çoğalttığımız belirli hayvanları, yine O'nun rızasını elde etmek için, O'na yakın olmak için, O'na olan hamdimizi ve şükrümüzü göstermek için kurban edeceğiz.

Allah rızası için kestiğimiz kurbanları çevremizdeki yoksullarla paylaşacağız.

Kurbanın, maldan sunulması, canlı hayvanlardan sunulması çok anlamlıdır. Allah'ın insanlara fazlasıyla verdiği dünyalıkların, dünya nimetlerinin insan ile Rabbi arasına girmesine mani olmaktır.

Kurban M. İslamoğlu'nun da dediği gibi “Rabbin bahşettiği dünyevî nimetleri O'ndan uzaklaşmak için değil, O'na yaklaşmak için kullanma temrinidir”

“Kurban özünde “Ey insan! Dünyevîleşme!” talimatıdır. “Servete sahip olmak mı, servete ait olmak mı?” ikileminde, birincisine delalet eder. Zira insan serveti ilâhî bir emanet değil de mülkiyet bildiğinde veremez. Kişi veremediğine sahip olamaz, veremediğine ait olur. İnsan malı emanet bildiğinde verebilir, Allah için verdiğinde ise gerçekten sahip olur”(1)

Kurban, insanın hayvandan daha üstün olduğunu, hayvanların ve diğer varlıkların da insan için yaratıldığını gösteren önemli bir ibadettir.

Kurban kesmenin, Allah rızası için kurban kesmenin bir başka boyutu da, Allah'ın eşref-İ mahlukât kıldığı insanın kurban edilmesini istemeyip, yasaklayıp hayvanları kurban etmeyi istemesi, insanlığın hayvanları kutsamaması, onları ilâh ve putlar edinmemesi içindir.

Gazetemiz yazarlarından Anuş Gökce'nin “İki Kurbanlığın Oğlu” yazısında da yazdığı gibi, gerek Habil ile Kabil, gerekse Hz. İbrahim'in Hz. İsmail'i kurban etme hadisesi yine Hz. Peygamberimiz'in dedesi Abdulmuttalib'in oğlu Hz. Abdullah'ı kurban etmemek için karşılığında yüz deve kurban etmesi olayı gösteriyor ki, insanın insanı kurban etmesine Allah razı değildir. Bu düşünce insanın fıtratına da aykırıdır. İnsan hayatı her şeyden daha değerlidir.

 Hz.Peygamber de Veda Haccı'nda, kendi eliyle 63 kurban kesmiş, bunu Allah'ın kendisine bahşettiği her yıla bir şükür nişânesi olarak yaptığını belirtmiştir. Kestiği kurbanın etinden yemiş, ve onun suyuyla yapılan çorbadan içmiştir.

O, bu davranışıyla, karanlık Cahiliye aklının uydurduğu “Hayvan Kutsama” şeklindeki kurban anlayışını reddetmiştir.

Tarihin derinliklerine baktığımız zaman yolunu şaşırmış insan topluluklarının öküze(Apis Öküzü), inek'e, deveye tapındıkları, kestikleri,  hayvanları kutsadıkları ve azgınlıkları nedeniyle helâk oldukları görülür.

Kurbanın amacı insanın hayvandan daha üstün olduğunu, hayvanların ve diğer varlıkların da insan için yaratıldığını göstermektir.

 Kurban hayatımızda ait olduğumuz değil de sahip olduğumuz nimetleri çevremizdeki yoksullarla, gariplerle, muhtaçlarla paylaşabilmektir.

Kurban vermektir, bir takvâ bilinciyle, bir sorumluluk bilinciyle verebilmektir. Çünkü “Allah'a ne onların etleri, ne de kanları ulaşır; fakat sizden Allah'a ulaşan, yalnızca takvânız, sorumluluk bilincinizdir”(2) şuuruyla verebilmektir.

Kurban verince paylaşılan, verdikçe servetimizi artıran, bereketlendiren ve bizi yoksulların sevinciyle birlikte Allah'a yaklaştıran, Allah için vermenin hazzını yaşatan bir bayramdır. Bu bayramı hep birlikte yaşayalım.

İnsanlığın dünyevî çıkarlar için kurban edilip öldürülmediği, yok edilmediği, kardeşliğin sevgi ve hoşgörünün yaşandığı gerçek bayramlara kavuşalım.

Kurbanlarımız bizi Allah'a yaklaştıran ve bizi gerçek bayramlara ulaştıran kurban olsun.

Bayramımız bayram olsun.

1-    M. İslâmoğlu, İslâm Nedir? s.135

2-    Hacc Suresi: 37

 

                                   HEM NALINA HEM MIHINA

 

 

TEMİZLİK

 Her Kurban Bayramı'nda bir temizlik sorunu yaşanır. Bir türlü akıllanmayız. Ortalıklarda kesilen kurbanlar, kaçırılan yarı kesilmiş kurbanlık hayvanlar, sokaklara çöp konteynerlerinin, çöp kovalarının yanına bırakılmış sakatatlar, kelle ve paçalar, deri ve bağırsaklar, işkembelerden boşaltılmış pislikler.

“Temizlik İmandandır” buyuran bir peygamberin ümmetine hiç yakışmayan, medenî olmaya hiç yakışmayan görüntüler.

Etrafa yayılan pis kokular.

Ortalığı, çevreyi kirletenleri de temizlemek mi lazım? Ne yapsak?

 

                                              GÜNÜN SÖZÜ

Mevlâ bizi afv ede, gör ne güzel ıyd olur

Cürm ü hatalar gide, bayram o bayram olur.

                                                                      Alvarlı Efe Hz.