ALTERNATİF FETİH GECELERİ VE HALİMİZ

“Sosyal günah ve sosyal sevaplar, en büyük günah ve sevaplardır” diyor, Prof. Dr. İlhami Güler hocamız. Hocamız, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Temel İslâmî Bilimler Bölümü, Kelâm Ana Bilim Dalı hocasıdır. 

İlginç olduğu kadar, insanların rahatını kaçıracak, ezberleri bozacak kitapları, konuşmaları ve yazıları vardır. Hüseyin İncili kardeşimin gönderdiği bir yazısında şu cümleler yine Hocamıza aittir.

“Tanrı insanın elinin dolu olup olmadığına bakmaz, temiz olup olmadığına bakar” Şu ifadeler ise oldukça vurucudur:

“Ey kara kapılı, kara örtülü Kâbe'yi kıble edinip, etrafında tavaf eden, dönen Müslümanlar! O yaptığınız ibadetle hâsıl olması beklenen bir şey varsa, o da Müslümanlar arasında birlik, dayanışma, kardeşlik ve yardımdır, yardımlaşmadır.

 İşte bunu gösterme zamanı. Kara derili, kara saçlı, kara gözlü, o sefil, aç, bîilâç çocukların göz göre göre ölüme gidişleri, o bakışları içinizi parçalamıyorsa, Kızıl Deniz'in hemen ötesindeki o kara örtülü yapının “put” olmanın dışında başka bir anlamı kalmamıştır. Hemen, hep beraber orayı yıkalım.

Çünkü O, artık vicdan diriltmiyor, vicdan karartıyor demektir”

Bu, insanın kanını dondurur gibi gözüken ifadeler, bizlerin yani Müslümanların yapmış olduğu bedensel ve parasal ibadetlerimizin, bizleri beklenen ulvî hedeflere taşımadığını gösteriyor.

Yani namazlarımızın, oruçlarımızın, verdiğimiz zekât, yaptığımız Hacc ve Umrelerimizin bizim ve Müslümanların hayatında fazla bir şey değiştirmediğini, bir devrim, bir inkılâp yapamadığını belirtiyor.

Hani namazlarımız bizim miracımız olacak, bizi adam gibi adam kılacaktı?

Hani oruçlarımız bizi nefsimize, heva ve hevesimize uymaktan alıkoyacak, bizi tutacaktı?

Hani zekât ve sadakalarımız yoksulların yüzünü güldürecekti?

Hani, Hacc ve Umrelerimiz evrensel bir İslâm kardeşliğini te'sis edecekti?

 Hani, dünya Müslümanları ezilmekten, sömürülmekten, kan ve gözyaşı dökmekten kurtulacaktı?

Şimdi, Noel ve Yılbaşı eğlencelerine, kutlamalarına karşı, alternatif olsun diye Mekke'nin Fethi'ni kutlama gecelerini kutluyoruz. Sloganlar atarak, Tekbir getirerek, Mekke şarkıları ve ezgileri söyleyerek, 10 Ocak'ta fethedilen Mekke'yi 31 Aralık'ta fethedilmiş gibi göstererek hamasî ve siyasî nutuklar atıyoruz. Kendimizi ve başkaların avutuyoruz.

Oysa Yıllar önce fethedilen Peygamber emaneti Mekke ve Kâbe şu anda ne halde, kimlerin işgalinde, kimlere hizmet ediyor hiç düşünmüyoruz?

Mekke ve Medine iki kutsal şehir, hangi çok uluslu şirketlerin kuşatması altında kalmış, Mekke ve Medine'yi yönetenler kimlerle işbirliği yapıyor, hiç sorgulamıyoruz?

Allah'ın ihsan ettiği petrol nimetini, Hacc ve Umre ziyaretinden dolayı oluk oluk akan paraları kimlere peşkeş çekiyorlar, hangi Batılı ve Amerikalı askerleri besliyorlar hiç görmüyoruz? Hangi darbecilere destek veriyorlar hiç bakmıyoruz?

Evet, Mekke'nin Fethi'ni Mekke'de yaşayanlar kutlamasa da bizler kutlayacağız ve Rabbimizden bizlere yeni fetihler nasip etmesini dualarımızla isteyeceğiz. 

Mekke'nin Fethi kutlamaları zamanından on gün önce kutlansa da, yılbaşı ve Noel kutlamalarına alternatif olsa da, gençliğimizi insanlarımızı bir geceliğine de olsa boş işlerden, sosyal haram ve sosyal günahlardan uzak tuttuğu için kutlamaya değer diye düşünüyorum. 

İstanbul Fethi'ne, Ayasofya'ya, Çanakkale Şehitleri'ne ve kutlamalarına sahip çıktığı gibi, Mekke'nin Fethi'ne de sahip çıkan Anadolu Gençlik Derneği'ni ve bütün inanmış Müslüman gençliğimizi tebrik ediyorum.

Aynı zamanda Mekke ve Medine üzerinde, bütün İslâm Âlemi ve ülkemiz üzerinde de düşünmeye davet ediyorum.

Rabbim bize gerçek fetihler ve bu fetihleri gerçekleştirecek Fatihler nasip etsin.

2015 yılı da hepimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olsun. Huzur, sağlık ve bereket getirsin. İnşallah.

                          DENBA BA'NIN SECDESİ VE CÜBBELİ AHMET HOCA

Cübbeli Ahmet Hoca, Medyada kendinden söz ettirmeye devam ediyor.

Yayın hayatına yeni başlayan “Vahdet” gazetesinde de okuyuculardan gelen ya da kendi hazırladığı ilginç sorulara ilginç cevaplar veriyor.

Kimi yılbaşında hindi yemenin hükmünü soruyor, kimi de eşinden dayak yiyen kadınların halini.

“Hindini üç gün sonra ye kardeşim, yılbaşı şart mı? Hanımını döven erkek de şerefsizdir” diyerek hanımlara destek çıkıyor.

En son CNN TÜRK'de katıldığı Başka Şeyler programında Serdar Tuncer'in Beşiktaş'ın Senegal'li Müslüman futbolcusu Denba Ba ile ilgili sorularına cevap verdi.

Denba Ba'nın attığı golden sonra secde etmesini olumlu bulan Cübbeli Ahmet Hoca, “Sanatçılardan, sporculardan, ünlülerden kim İslâm'ın nişanesi bir iş yaparsa biz memnun oluruz. Gündeme İslâm gelir. Çoluk çocuk merak eder, bu ne yapıyor diye” şeklinde konuşmuş.

Serdar Tuncer'in “ama hocam olur olmaz her yere secde ediyor, buna ne dersiniz?” sorusuna da “Böyle seyyar secde olmaz, Senegal'li tehlikeli bir iş yapıyor, bizim kıblemiz kıyamete kadar Mescid-i Haram'dır, böyle rastgele secde olmaz, bu caiz değil, günahtır” diyerek fetvayı yapıştırmış.

Bence Denba Ba'yı eleştirmeye gerek yok. Adam şükür secdesi yapıyor. Namaz kılmıyor ki namaz secdesi yapsın, şükür secdesi olduğu için mübahtır.

Temiz olan her yeri secdelemek mümkündür.

Yine de bu önemli konuyu, il Müftümüze soralım: Caiz mi değil mi? diye.

                                                        GÜNÜN SÖZÜ

KİTAP OKUMAK, TELEFONUNUZZUN PİL ÖMRÜNÜ UZATIR.

                                                                                  Alexander Graham Bell

 

KAMİL BİRCAN,          [email protected]   31.12.2012/ KONYA