HER MEMLEKET İNSANININ İLACI BAŞKADIR

Denizi bir kâseye döksen ne kadar alır, ancak bir günlük rızık miktarını. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.76)

Hırslı ile açgözlü mal düşkününün gözü doymaz. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.77)                               

Yüzlerce dil ve nağme de bilse, konuştuğu dili anlayandan ayrı düşen susmağı tercih eder. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.83)

Gül mevsimi geçip de güller solunca artık bülbülden âşıkane şarkılar dinleyemezsin. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.83) 

Güller solup gül bahçesi harap olunca gül kokusunu nereden alalım? Gül suyundan. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.107)

Anlayışı tam ve doğru bir muhatap hasretiyle ölüyorum. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.85)

Aşkın dert ve elemlerine sabırla dayanamayacak âşık kanatsız kuşa döner. Yazık ona. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.86) 

(Bir şair: Aşkın kemali canını cananına vermektir. Sevdiği için can vermeyen sevgisinin noksanlığını itiraf etmeli der.) (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.87)                               

Sevdiğimin (hayal ve) nurunu yanımda hissetmezsem önümü ardımı nasıl bilebilirim? (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.87)                                                   

Hadis-i Şerifte şöyle buyruluyor: Her şeyin bir cilası vardır; kalblerin cilası Allah'ı zikr etmektir.

Bir şair mısrasında ise: “Dil hânesi pür-nûr olur, envâr-ı zikrullah ile” deniliyor. Yani, Allah'ı anmanın nuru ile gönül evi nurla dolar. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.88)

Birinin merkebi vardı semeri yoktu, semeri buldu fakat merkebini kurt parçaladı. Birinin kasesi var su bulamıyordu, suyu bulunca da kasesi kırıldı. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.90-91) 

Bütün dünya halkını bir hayalin peşinde gider gör. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.107)

Tahiru'l-Mevlevî, Mesnevi şerhinde şöyle der: Bir unutkanlık; ilmi, bir iflas; serveti ve bir hastalık da kuvveti yok eder. 

Cenab-ı Allah'tan bizi edebli kılmasını dileyelim, çünkü edepsizler Allah'ın lütfünden mahrumdur. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.112) 

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte: Rabbim beni terbiye etti ve edebimi güzelleştirdi, buyurdu. 

Akıldan iman nedir diye sordum, akıl kalbimin kulağına: İman edeptir, diye fısıldadı. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.115)

                                                             

Edepsizin zararı yalnız kendisine dokunmaz, o bütün ufukları ateşe vermiş gibidir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.115)

 

Büyük bir zatın sofrasında doymayacakmış gibi davranmak aç gözlülükle sui zanda bulunmak nimete küfürdür. (Nankörlüktür.) (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.121)

Zekât verilmezse bulutlar yağmur yağdırmaz, zina etrafa bela ve hastalık yayar. O dilenci yüzlü soysuzların hırsı yüzünden ilahi rahmet kapısı kapanır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.120)                                                                         

                                                                  

Kalbin kararması, gam ve kederden,  bunalmasının sebebi (Hakk'a karşı) kayıtsızlıkla küstahlıktan (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.120)

                                                                                  

Dost yolunda gevşeklik gösteren başkalarının yolunu vurur. Bunlar mert değil namert insanlardır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.120)                                                     

Hakk'ın hediyesi, zahmet ve sıkıntının giderilişi: Sabır, sevincin anahtarıdır, hadisinin manasında saklıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.125)                                       

(Tahiru'l Mevlevî diyor ki: Allah'ın sevdiklerini sevmemek insanı manevi felakete sürükler. Hakk'ın gazabına uğratır. Çünkü iki dosttan birinin düşmanı diğerinin de düşmanıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.128)                                                                   

Allah bir kimsenin şerefini ayaklar altına düşürerek onu rezil etmek isterse ona temiz insanları kötületir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.129)                                      

Renk ve görünüşe olan aşk, aşk değil, sonucu utanmağa varan bir hevestir.(Şerh-i Mesnevi, c.1,s.174)

Aşkı ne kadar güzel anlatırsam anlatayım onun tesirini hissedince söylediklerimden mahcup olurum.

Dil ne kadar yüksek anlatıma sahip olursa olsun söylenmeyen ve histe kalan aşk daha parlaktır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.137) 

Biri âşıklık nedir? Dedi. Benim gibi olursan anlarsın, dedim. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.137)                                                             

Güneşin delili yine güneştir. Cihan güneşi fani, can güneşi bakidir. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.140)                                                             

Aklı başında olanlardan başkasının söylediği sözler doğru olmaz. 

Vakit keskin kılıç gibidir. Ey dost günün adamı ol (işini vaktinde yap) yarın demek tarikata (yola) uymaz. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.148)                                                             

Her memleket insanının ilacı başkadır. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.152)