50

TATLI DİLLE SÖYLENİNCE ACI SÖZ HOŞ GELİR GÜL AĞACINDAKİ DİKEN GÖNLÜ OKŞAR

 

Kaza gelince dünya daralır, helva bile ağıza acı gelir. Hazret-i Peygamber: Kaza gelince feza daralır, buyurdu. Kaza gelince gözler kör olur. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.102) 

Hayvanların beyni aslanın kokusunu alır ve otlamağı bırakır. Sen de ilahi gazab aslanının kokusunu alınca geri dön, çekin Cenab-ı Hakk'a sığınırak dua et. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.103) 

Yusuf kimdir? Hak arayan kalbin. O, esir gibi beden mahallesinde bağlıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.105) 

Seni dostundan ayıracak sözü dinleme, o söz sana zarar verir şeklen yüz fayda görünsede o söze kulak asma bir kaç altın uğruna hazine sahibinden ayrılma.                                                           (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.111)

 

Buğdaya topraktan gıda verip yetştiren Allah senin bekleyişini nasıl boş bırakır?              (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.114)

Can tende bulundukça rızkı eksilmez. Sancaksız ordu olmadığı gibi. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.116) 

Ey insan, fukaranın rızık için sızlanışına aldırmazlık etme. Fakirlik ve zaruret içinde boğulan gönüller duman dolu eve benzer. Onların derdini dinleyerek dumanlı evlerine bir pencere aç, ferahlasınlar. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.129) 

Servet ve nimet olarak sizi meşgul eden şeylerinizin hepsi sizi Rabbinizden alakor.

(Şerh-i Mesnevi, c.9,s.134) 

 

Köye gitme, köy insanı ahmaklaştırır, aklı nursuz, ve fersiz bırakır. Ey temiz yolcu, Hazret-i Peygamberin hadisine kulak ver: Köyde oturmak akla mezardır. (İlim, kültür, sanat ve medeniyet eserleri, kütüphane ve müzeler ile değerli hoca ve okullar şehirdedir.) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.137)

İnsan, önce şekil sonra ruhtur. Güzellik ve olgunluk ruhtadır. Meyvenin lezzeti; onun manasıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.140) 

 

Tatlı dille söylenince acı söz hoş gelir. Gül ağacındaki diken gönlü okşar. Zehir gibi Ebu Cehil karpuzu sevgilinin elinden hurma gibi tatlı gelir. Daracık bir ev, sevilen dostlarla sahra gibi geniş görünür. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.143) 

Gül yanaklı bir dilbere kavuşma ümidiyle nice nazeninler diken zahmeti çekerler. 

Ay yüzlü sevgilisi uğruna hamallığa katlanıp beli iki büklüm, sırtı yara olmuş ne kadar insan var. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.144)

Kalp (sahte) şeylerin güzelliği iğretidir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.147) 

 

Bu köpek Leyla'nın mahallesinin köpeğidir. Bunda Allah'ın anlaşılmaz bir tılsımı mevcut. Onun kalbi, himmeti, ruhu ve irfanı ne kadar yüce yer olarak kendine nereyi seçmiş gör de anla. Leyla'nın mahallesinde oturan bir köpeğin nasıl olur da tek kılını aslanlara değişirim? (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.151)

Ey dostlar, eğer madde düşkünlüğünden geçer de mana alemine giderseniz oranın cennet ve gül bahçesi içinde gül bahçesi olduğunu görürsünüz. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.153) 

Kuş, tuzağa avcının koyduğu taneyi cömertlik sanır, o ne iyilik ne yardım kuş avcısının zalim hırsıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.153) 

 

Kim klavuzsuz yola giderse ona iki günlük yol yüz yıllık mesafe kesilir.             (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.154) 

Kim ustasız bir san'at yapacak olursa şehir ve köyde maskara olur. (Şerh-i Mesnevi, c.9)

Mal-mülk ancak çalışıp kazanılarak elde edilir, insanın defineye rastlaması nadir görülen bir şeydir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.155) 

Her hırslı mahrumdur. Sen de hırslılar gibi koşuşturma, ağır ve dikkatli ol, yoksa çoluk çocuk karada yaşayan kuşun suya düşüp eziyet çekmesi gibi sıkıntı ve meşakkat çekersiniz.                      (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.156)

Kuyuya düşene sertliğin ne faydası olur? (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.161)

Mecburiyet karşısında iyiler alçaklara bağlanıp hizmet ederler. Aslan av bulamayınca pis şeyleri yer. (Şerh-i Mesnevi, c.9)

Akraba, dost ve aile fertlerinden görülen bir cefa başkalarının binlerce cefasından ağır gelir. Çünkü gönül, dost ve akrabadan sıkıntı ve cefa ummaz, can onların iyilik ve vefasına alışmıştır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.165)

 

Alçaklara dost olanlarla, insan olmayanlara insanlık gösterenlere ummadıkları bela layıktır. Dert ve azap, çiğ bir mal-mülk hırsıyla iyilerin hizmetinden ayrılana yakışır. Temiz, cömert insanların toprağına yüz sürmek, cahil avamın bağ ve bahçesine tercih edilir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.167) 

Kalbi nurlu bir zatın kölesi olmak (zalim) padişahların başına taç olmaktan hayırlıdır. (Şerh-i Mesnevi, c.9) 

Ey çeşitli yollarda yol alan, dünyayı idare edende davul sesinden başka bir şey bulamazsın. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.168)

Topallamağa başlayan hayvandan yükü kaldırırlar, Cenab-ı Hak da: Amaya teklif yoktur. Buyurdu. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.175) 

 

Adi birisi terzilik davasında bulunursa padişah onun önüne bir top kumaş atıp bundan geniş bir kaftan kes, der. Bu imtihan o davacıya ızdırap verir. Eğer her kötü için bir imtihan olmasaydı, savaşta her korkak Rüstem kesilirdi. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.177)

Korkak adam zırhlara bürünmüş de olsa bir yara görünce esir oluverir. (Şerh-i Mesnevi, c.9) 

Demir, Davut Peygamberin elinde mum gibi yumuşardı, senin eline mum demir gibi sert geliyor.(Farkı anla) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.181)

 

Kuru dal da yaş dal da güneşi görür. Kuru dal güneşe yakınlıkla daha fazla kurur, fakat taze dalın yakınlığı (daha fazla yeşerip lezzetli) meyveler yüklenmesine sebep olur.                                       (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.183) 

Ey akılsız, aklın başına gelince pişman olacağın sarhoşluktan sakın. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.184) 

İki yüzlü, taklitçilerin gayesi, halkın ilgi ve saygısını kazanarak iyi, dürüst insan geçinmektir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.188) 

Ey çirkin kurt köpeği! Hırs ve coşkunlukla aslan postunu giymeğe kalkışma. Yoksa gerçek aslan kükremesi seni imtihan ederse aslan görünümünde köpek huyun tez anlaşılır. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.202)                                           

Allah münafıkları şöyle belirtti: Münafık, iri yarı ve heybetli de olsa, Habibim onun münafıklığını sesinin tonu ile sözündeki hatadan anlarsın.(Muhammed suresi, ayet 29-30'a işaret ediliyor.) (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.203) 

 

Sarhoşa meydan ile hendek aynı gelir. Ona kuyu da hendek de doğru yol kesilir. (Şerh-i Mesnevi, c.9,s.210)

Ey gafil, sen hiç tatlı su içmeyince; acı su gözlerin nuru gibi hoş geliyor. (Şerh-i Mesnevi, c.9)