GÜZEL ŞEYLER GÜZEL İNSANLAR İÇİNDİR

 

Olgun, bilgili biri toprağı tutsa altın kesilir, ahmak ve yoz adamın elinde altın pul olur. Cahil, âlimler huzurunda ilme kavuşur, ilim kara cahiller arasında yozlaşmağa uğrar. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.817)

Hasta biri neyi tutsa hastalık bulaştırır. Âlim ve kâmiller de tuttuğunu olgunlaştırır. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.817)

Ey atlılarla yarışa giren yaya, ayağını denk al, bu yarışta başını kurtaramazsın. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.818)

Hazret-i Âdem, Allah'ın cezasından gözyaşı ile kurtuldu. Gözyaşı tövbe edenin tövbe (istiğfar) dilidir. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.829)

İnsanın olgunluk ve nurunu helal kazanç ile elde edilen lokma artırır.

Kandile koyduğun yağ kandili söndürüyorsa o yağ değil sudur.

İlim ve hikmet helal lokmadan doğar aşk ve incelik ondan meydana gelir. Sende haset, hile, cahillik ve gaflet varsa sebebinin haram lokma olduğunu anla. Hiç buğday ekip arpa biçeni gördün mü? Lokma tohum gibidir, fikirler ürünüdür. Yenilen helal lokma büyüklere hürmetle (ölümden korkmadan) öbür âleme gitme arzusunu doğurur. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.834)

İnsanın bir şeyi yaparken irade ve kudreti yoksa kimse ona niçin böyle yaptın der mi? Birinin eli yaşlılık ve illetten (hastalıktan) titrer, birini sen oynatırsın. Her iki hareketi de Allah'tan bil. Fakat iki hareketi birbiriyle karşılaştıramazsın. Birinin hareketinden dolayı yeri gelir pişman olursun, titremeden dolayı hiç pişmanlık gördün mü? Akıl, anlayışca zayıf olanlara yol göstermek için çareler arar. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.770)

Gözünün görme nurunu kaybetmeyen kimse rehber ve deynekçi (yedici) aramaz. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.773)

Güzel şeyler kimin içindir? Güzel insanlar içindir. Mevlânâ'nın bu sözü Nur Suresi yiğirmi altıncı ayette tefsircilerin ifadesi ile kötü sözler, kötü kimseler, iyi sözler de iyi kimseler içindir mealindeki ayete işaret etmektedir. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.768)                                 

Sözün faydası yoksa söyleme varsa itirazı bırak şükr etmeğe bak. Allah'a şükretmek her boynun borcudur. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.783)

Şiirde mânâ hatadan uzak değildir. İsabeti ise sapan taşı atanın hedefi vuruşu gibidir. (Bazan vurur, bazan uzak düşer.) (Şerh-i Mesnevi c.3,s.784)

Sel denize kavuşunca deniz, tohum tarlaya saçılınca ekin olur. Mum ile odun ateşe feda edilince karanlıklar nura dönüşür.

 

Bir aydın gönüllüye bağlanarak cahillikten kurtulan kimseye ne mutlu. (Manen) ölü ile oturan diriye yazıklar olsun. Çok geçmeden ölülük hali diriliğine üstün gelir. Cahillerle sohbeti bırak, Kur'an ve hadis okuyarak Peygamberin ruhuna yakınlık kazan. Kur'an peygamberlerin hal ve vasıflarını anlatır, nebiler ise yüce Mevlâ'nın temiz denizinin balıklarıdır. Kur'an'ın emirlerini okuyup tutmayan peygamberleri görüp de onlara uymayanlara benzer. Kur'an'ın hükümlerine uyar peygamberlerin yaşayışını benimsersen can kuşuna ten kafesi dar gelmeğe başlar. Kafesteki kuş kurtulmak için çırpınmazsa aptaldır. Kafeslerden kurtulmuş ruhlar gerçek rehber olan peygamberlerdir. Onlar kafesten kurtuluşun Allah'ın birlik yoluna girmekle mümkün olduğunu bildirdiler. (Şerh-i Mesnevi c.3,s.789-791)            

 

Peygamber Efendimiz: Ey cesur istekli, Hakk'ın sevgili kulları ile inatla iddialaşma. Sende Nemrud'un huyu var, ateşe atılma. Ateşe girmek için önce Hazret-i İbrahim ol. Dalgıç ve balık değilsen arzularına yenilip derin denize dalma. Dalgıç, denizin dibinden inci çıkarır başkaları için felaket olanı faydaya çevirir.

(Firavun'un sihirbazları Hazret-i Musa ile yarış için meydana toplanınca sihirbazlar Musa'ya: Önce asanı sen mi atacaksın biz mi atalım? Diyerek hürmet gösterdiler. Bu saygı sonuçta onların inançla kurtuluş sebebi oldu. Fakat Hazret-i Musa ile yarışmağa kalkışmaları elleriyle ayaklarının kesilmesine sebep oldu.) (Şerh-i Mesnevi c.3,s.819)