Veli toplantısı için Öğretmenlerin hazırlamış olduğu “Çocuklarda Televizyon, Bilgisayar, Tablet Bağımlılığı” Seminerine katıldım. Öğretmenler alanlarında iyi hazırlık yaptıkları bir sunumu bizlere izlettirdiler ve bu konuda neler yapmamız gerektiği çok güzel izah ettiler. Çocuklarımızı televizyona terk ederek aslında insafsız ellerin bir canavara dönüştürecekleri çocuğun beyin ve zihin yapısında meydana getirdikleri dezenformasyondan bahsettiler. Çizgi filmlerin arasında görülemeyecek kadar gizli ahlaksız yazı, resim ve figürlerden bahsettiler. Bu işaretlerden birisi de masonluk işaretleriydi.

Dünyayı elinde tutmaya çalışan, Büyük Yahudi Krallığı rüyasını gerçekleştirmek isteyen gizli güçler, her ülkede işbirliği yaptığı adamlarıyla milletleri hizaya getirmek isterler. Dünyada meydana gelen savaşlarda ve her iki tarafa da satılacak silahlarda bunların payı vardır. Çocukların izlediği çizgi filmlerdeki gizli ahlaksız nesnelerden, moda, giyim programlarına, gençlerin sorunlarıyla uğraşan gönül ablalara ve doktor kılığında gençlere ahlaksız yazılar yazan ve nikâhsız birlikteliği tavsiye eden bilumum toplum mühendisini, aydını, yazarı çizeri hatta din adamını piyasaya sürerler. Hele ormanda günlerce devam eden kızlı erkekli edepten yoksun kıyafetlerle güya yarıştıklarını zanneden milletin kültürel, ahlaki değerleriyle alay eden yarışma adı altında sunulan projeler! Gönyeli, pergelli masonik işaretlerle güneş ve ayın yer aldığı tabloda ortada büyükçe bir göz görürsünüz. Bunlar tamamen masonluktaki farklı anlamlar içeren sembollerdir. Bu resimlere aşinalık kazandırılarak masonluğun zararlı bir şey olmadığı konusu işlenir.

Bitki tohumlarını kısırlaştırma, çocukların çok sevdiği meyveli yoğurtlara zekâ eksikliği formülü yerleştirme, Cola gibi sağlığa hiçbir faydası olmayan içeceği özendirme, bilgisayar programları ve oyunlarıyla çocukları bir tarafa yönlendirmeler ve herkesin evinde başköşede yer alan televizyon dizileriyle aileyi çökerten aile reisleri ve çocukların zihin dünyasını ve beyin yapısını zehirleyip dumura uğratan zararlarını saymakla bitiremeyiz.

Peki, böyle yaparak ne amaçlanıyor. Televizyon dizisini izleyen kızlar neden benim erkek arkadaşım yok. Erkekler, ben nasıl çapkınlık yapabilirim kızlarla! Evli erkek dizide gördüğü erkeğin eşini aldatmasına bakarak; ben nasıl yeni dost bulurum derdinde; onu elde edemeyip, strese girdiği zaman efkâr dağıtmak için soluğu içki masasında alıyor. Kadınlar ise dizide oyuncuların giydiği dekolte elbiseleri aldırabilmek için yarış içindeler! Şimdi böyle bir nesil gelecek adına bize umut verebilir mi?

İnsanımızın ve yeni nesillerimizin geleceğini, hayallerini ve umutlarını çalan bu odaklar. Bizleri ecdadımızın bıraktığı değerlerden uzaklaştırmak için, beyinlerimizi felç ediyorlar. Zihnimize verdikleri narkozla büyük düşünemez hale getiriyorlar. Din, iman, ahlak, maneviyat adına akıllara herhangi bir şey gelmiyor. İşte amaçları da budur. Mankurtlaştırılmış, (tarihinden uzaklaştırılmış, bilinçsiz hale getirilmiş) ucube bir nesil çıkarmak.

Peki, bu onların ne işine yarar. Kendi istedikleri gibi inanan, istedikleri gibi düşünen, istedikleri gibi giyinen, istedikleri gibi yaşayan bir nesil çıkardılar mıydı mesele bitmiştir artık. Çünkü Nil'den Fırat'a kadar egemenliklerini kurmayı hedefleyen Yahudiler kendileri dışında herkesi köle ve hizmetçi yaparak sömürge ve işgallerine ses çıkarmayacak tarih bilinci olmayan, şehvet ve nefislerinin arzusundan başka ulvi değerleri taşımayan, milli benlik ve kimliğinden uzaklaşmış bu insanlar bunların işlerini her zaman kolaylaştırır.

Velilerin “Çocuklarımız neden böyle, “Bu çocuklarımızı nasıl kurtaracağız”, “Onları ahlaklı nasıl yetiştireceğiz” sorularının cevabı eğitim sisteminde saklıdır. İşte seküler eğitim sisteminin ürettiği nesillerimiz. Daha düne kadar dine ait ne varsa hepsini hayatımızda çıkarıp atmadık mı? Dinsel motif içeriyor çağdaş olmalısınız diye Milli bayramlarda dans gösterileri içinde çocuklarımızı kaybetmedik mi? Stadyumlarda kızlarımıza giydirdiğimiz elbiselerle erkek çocuklarımızın göz zevkini gidererek onları hangi haramdan uzaklaştıracaktık? Bunlara son verilince “İnadına dekolte, İnadına mini etek” diyen güya ülkemizin aydınları Siz bu çarpık düşünceyle hangi inançlı, yarınlarına güvenen, sağlıklı beyinleri yetiştireceksiniz? Rabbime şükürler olsun ki artık okullarımızda rehberlik dersinde “Nasıl ahlaklı bir nesil yetiştirebiliriz?” konusunu tartışıyoruz. Demek ki suyu yolundan çevirseniz, o su size taşkın olup, felaket getiriyormuş. Ama suyu kendi yatağına bırakırsanız o size bağ olur bahçe olur, gülistan olur. İnsanı tabiatıyla, fıtratıyla başbaşa bırakın göreceksiniz kaos olmayacaktır.