15 Temmuz meşum darbe girişimi ile ne büyük bir millet olduğumuz anladık. İçimizdeki yanan cevheri keşfettik. Yüreğimizde küllenen vatan ateşinin hala sönmediği gördük. Kalbimizdeki imanın alçakların tankları ve toplarından daha büyük bir güçte olduğunu kavradık. Tüm bu sahip olduğumuz maddi ve manevi dinamiklerimizi öğrenmek için bizi esir etmeye gelen bir darbe kalkışması mı gerekiyordu. Belki böyle bir musibet olmasaydı, bir kartal gibi pençelerimizin olduğunu bilemeyecek, bir aslan gibi heybetli yelelerimizin olduğunu göremeyecektik. Bir ve beraber olduğumuz zaman dünyayı titreteceğimizin nereden bilebilirdik!Biz o gün her şeyden önemlisi hangi medeniyetin mensubu olduğumuzun farkına vardık. 

Rabbimiz “Şer bildiğinizde hayır, hayır bildiğinizde şer vardır. Siz bilemezsiniz, Allah bilir buyurmuştur.”(Bakara,216) O gece her zamankinden uzun sürdü. Bu asil millet yıllarca uyutulan uykusundan uyandı. Bir devi uyuttular sen güçsüzsün, sen yapamazsın, sen küçüksün dediler. Ama 15 Temmuz milat oldu. Uyuyan dev uyandı. Bütün vatan topraklarının kırmızıya boyandığı bayraklarla meydanlara çıkıp, bugün çıkmazsak bir daha hiç çıkamayız düşüncesiyle “Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe” dediler. Bu millet ölmemiş, bu millet tükenmemiş, sadece üzerinden ölü toprağını atıp şöyle bir silkelendi, daha koşmaya başlamadı. Ama bütün Avrupa titredi. Uyuyan devin kolunu kıpırdatması bize Avrupa'yı korkutmaya yetti. Çünkü kendi tarihçileri bizdeki korkusuzluğu ve Şehadete olan özlemimizi bildiği için Arnold Toynbee şöyle diyecektir: Osmanlı, yıkılmış bir devlet değildir, durdurulmuş bir medeniyettir. Önündeki tarihi engeller kaldırılırsa yürüyüşüne devam edecektir.

Sahip olduğumuz kültürel kodlarımızdaki tarihi dinamikler harekete geçti.Genlerimizdeki İslam'a hadim olma Cihangirliği yeniden depreşti, Babalarımız ve dedelerimiz Yavuz gibi Avrupa içleri ile Mısır çölleri yeniden bize göründü. Mehteran bölüğü ile Minarelerden okunan selalar bizlere düğün bayram havası yaşatırken, Haçlılar için korkulu rüya oldu. Hemen alelacele havaalanlarına iftira afişleri, televizyonlarında Türkiye aleyhtarı haberleri yapmaya başladılar. Nedir bu telaş! Korkmanıza gerek yok. Biz sizler gibi zulüm yapmaya değil, insanları sizin zulmünüzden kurtarmak için geliriz. Tarih boyunca kimseye zulmetmeyen bu asil milleti kendinize benzetemediniz. Dinlerinden döndürdük dediğiniz Fatih'in çocukları ecdadının yolunda yeni bir çağ açıp kapamak için gemileri karadan yürütmeye hazırdırlar.

1974 Kıbrıs Barış Harekâtı öncesi Soydaşlarımıza zulmeden Rumlar için artık ne ABD, ne NATO, ne BM!kimseden korkmadan uçaklarımız Kıbrıs semalarına uçma kararı alındı. Harekât öncesi Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ve Genelkurmay Başkanı Pilotlara son kez seslenirken şöyle dedi: Bu yolda ölüm var şehit olmak var, Şehit olmak isteyenler iki adım öne çıksın denilince 200 pilot birden öne çıktı. Sonra Hükümet adına Merhum Erbakan konuşmaya devam etti: ABD'nin 6. Filosu savaş gemisiyle bize saldırmak üzere bekliyor. Hangi kahraman pilotumuz ölümüne O savaş gemisine Kamikaze dalışı yapar deyince; tüm pilotlar: “Vatan İçin Canımız Feda” dediler. Zamanın Genelkurmay başkanı efendim bunu ABD, ajanları vasıtasıyla duyabilir deyince “Bende duysunlar diye söyledim.” demiştir. Savaş boyunca ABD 6. filosu Türk Savaş uçaklarını vurmak için hiçbir uçak kaldıramamıştır. Sonuç: Kıbrıs Barış Harekâtı başarıyla tamamlanmıştır.

15 Temmuz gecesi tankların önüne yatan bu uğurda şehit olmayı göze alan vatanı ve milletini kurtarma adına destanlar yazan bu asil millet için kolay kolay kendilerine gelemez diye düşünürlerken aslan parçaları dün Cerablus'a sınır ötesi hava ve kara operasyonu yaptılar. Süper güç ABD, terör örgütü YPG ve PYD'ye tam destek verirken, Sayın Cumhurbaşkanımız hedefimiz DAİŞ ve PYD terör örgütleridir diyerek ABD Başkan Yardımcısının Türkiye'ye geldiği gün dünyaya meydan okumuştur. Cerablus'taki Türkmen kardeşlerimiz Türk bayraklı tanklarımız görünce “Bu ordu Muhammedin ordusu” diyerek secdeye kapanmışlardır.” Ey kardeşim tüm dünya seni bekliyor. Kendini küçük görme, sen ki âsara sığmayıp taşan Bedrin Aslanlarının yoldaşı Çanakkale yiğitlerinin torunusun. Karşındaki inançsız, ruhsuz, köle olmaya hazır, kokuşmuş bir medeniyetin son mümessili Haçlıların kuklasıdır. Seni durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Rabbim bu tarihi yürüyüşümüzü durdurmasın. Bu yürüyüşün ancak imanla ve tarihi değerlerimizle olacağını anlayabilmeyi bizlere nasip etsin.