HİLALİN GÖLGESİNDE BAYRAM NE ZAMAN

Bu yıl Ramazan Orucu Türkiye'de 29 gün Suudi Arabistan ve onu izleyen ülkelerde 30 gün tutuldu ardından bayram yapıldı. Bu nasıl bir anlayıştır ki bin dört yüz senelik bir devasa İslam Medeniyetinin varisiyiz ancak Müslümanların dünya ölçeğindeki en büyük birlikteliğini ifade eden İki bayramımız hakkında bir konsensüs sağlanamıyor. Biz Müslümanlar Bayram sabahında bugün milyarlarca Müslüman aynı şevk ve heyecanla bayram namazı için camilere koştu diyemiyorsak dinimizin evrensel olduğunu kime açıklayacağız. 

Bayram arefesinde Gazze vurulmuş, Mısır'da halkın oylarıyla seçilmiş halkın kahır ekseriyetinin oyunu almış devrik devlet başkanı teröristlerin listesine alınmış, Irak'ta onlarca kişi katledilmiş, İstanbul Havalimanında kırktan fazla insan öldürülmüş, Peygamber şehri Medine-i Münevvere'de bir çok kişinin kanı dökülmüş! Kimin umurunda! Daha Bayramın ne zaman yapılacağını bilemeyen bir ümmetin İslam coğrafyasında yaşanan bu kadar acı ve gözyaşını dindirmek için hangi projesinden bahsedelim. 

Bayram tüm ümmetin çektiği acıları dindirmek için dünyada bize cennetten gönderilmiş bir tadımlık ferahlıktır, serinliktir. Bayramlar, kendi derdimizi dinlemek için ümmetin âlimlerinin oturup sorunları çözme yolunda Hilal'in gölgesinde kafa yormasıdır. Bin dört yüzyıllık geçmişi olan, insanlığa umut olan Hilal şimdi bu ümmetin ayrışma nedeni oldu.  Uğruna nice güneşlerin Çanakkale'de battığı, Galiçya'da söndüğü, Yemen'de kaybolduğu, Ümmetin her şeyin üstünde tuttuğu İslami değerlerin temsilcisi Hilal bugün Muhammed Ümmetinin üzerine karanlığı yaran bir ışık olamadı. 

Hilalin bir suçu yok. Hilali temsil eden Ümmetin temsilcileri Hilali hakkıyla idrak edemedi. O Hilal tüm ümmeti temsil ederken bir gün birileri için aydınlık olurken diğerleri için karanlık oldu. 

Dinimizde (Hidayet üzere birleşmiş) Ümmetin birlikteliği kadar daha önemli başka bir şey yoktur. 

Peygamberimiz:“Biz yazma ve hesap yapmayan ümmi bir kavimiz. Hilal böyle, böyle ve böyledir”(Müslim, Sıyam 1) buyurması o devirde hesaba itimat edilememesinin sebebi olarak Ümmiliğin olması ortaya çıkıyor. Dolayısıyla “Güneş ve ay bir hesap üzerine hareket ederler” (Rahman,5) ayeti gereği bilim ve teknolojinin gelişmesiyle güneşin ve ayın belirli bir hesap üzerine hareket ettikleri hem ispat edilmiş oluyor hem de Ümmiliğin ortadan kalkmasıyla Kameri aybaşlarını tespit etmede yaşanabilecek ihtilaf ve tefrika da ortadan kalkmış oluyor.

 

Şimdi Müslümanlar olarak ortak bir takvim belirleyememiş olmamız, İslam âlemindeki hem başı boşluluğu hem de duyarsızlığı göstermektedir. Zira önümüzde materyal çok, veri ziyadesiyle fazla, İslam âleminin maslahatı ortada iken neden acaba ümmetten farklı bayram yapılır ki! 

Güney Amerika'da yaşayan bir Müslüman Hilali gördüğünü söyledikten sonra Mekke'deki insanların “o hilal sizi bağlar bizi bağlamaz” deme hakları olabilir mi? O zaman Güney Amerika'da yaşayan Müslümanlar 29 gün oruç tutsun diğerleri 30 gün bu Allah'ın adaletiyle nasıl bağdaşır. Hâlbuki Namaz vakitleri de Cebrail tarafından Peygamberimize öğretildiği halde Arabistan'da müezzinler takvime bakarak ezan okurlar. 

“İnsanlara haccı ilan et, gerek yaya gerekse uzak yollardan yorgun develer üzerinde gelsinler.” (Hacc,27) buyurulurken Suudi Arabistanlılar Amerikan malı Boeing 777 uçaklarla Hacca gelmeyi ve hacıları başka ülkelere taşımayı tercih ediyorlar. Acaba yorgun devler üzerinde Dammam'dan, Riyad'dan Mekke'ye gelseler ya! Ya da  “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlara Allah'ın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz” (Enfal,60) ayetinde geçen “savaş atları” yetiştirmiyor da niçin Amerika'dan F 16 savaş uçakları alıyorsun. 

“Bir gün sonra bayram yapsınlar canım ne olacak” ifadesi Müslümanların aralarındaki kardeşlik bağlarının zayıflamasına götürür. Suudi Arabistan Türkiye ile beraber bayram yapsaydı, Mısır başta olmak üzere, Katar, Kuveyt, Tunus, Lübnan, Irak aynı şekilde bizimle beraber bayram yapacaktı. Kabenin orada olmuş olması Suudi Arabistan'ı otorite sahibi kılmaz. Şu anki Suudi Arabistan'a bağlılık Kabe'den ziyade hem ekonomik anlamdaki zenginliği hem de Dünyada küresel güçler nezdinde Suudi Arabistan'ın destekleniyor olmasından başka bir şey değildir. 

Ben kutsal topraklarda şunu gördüm. Bizim Türkiye'den başka Ümmetin birliği ve sıkıntılarının çözümü için kafa yoran, elini taşın altına koyan bu konuda risk alan görmedim. Rabbim bu ümmete ümmetin bu sıkıntılarını giderecek ve Allah'ın ismini yüceltecek ümmet adına sorumluluk alacak liderler nasip eylesin.