İki haftada dokuz yüz insan ölmüş Halep'te. Bu kadar balina, fil ve köpek öldürülse insanlık ayağa kalkardı. Hele bunun onda biri bir Avrupalı ölse dünya kriz masası oluşturulurdu. Dünyada ortaya çıkan tüm düşünce kuruluşları insanlığı daha yüksek standartlarda yaşatmak için kurulmuştur. Onlar etrafta zarar gören varlıkların ıslahı ve onların yeniden doğa kazandırılması için çabalarlar. Peki Müslümanlar öldürülürken niçin duyarlı olmazlar.

Halep hem PYD'li teröristler hem de Şam Katili Esed tarafından sıkıştırılmış durumda. Doktor yok, ilaç yok, un yok, emek yok ve dışarı çıkarak kendini kurtarmak isteyenler de yukarıdan atılan bombalarla yollarda ölüyorlar. Yahu hiç mi vicdan yok siz de... Ey İnsan haklarının beyannamesini çıkaran Özgürlükçü Avrupa neredesiniz. Vatanını satan hainlere kapısını açanlar... Saraylarında alçakları ağırlayan Şansölyeler Teröristler bir hapşırsa, ellerine bir diken batsa bize ihtar veren soysuzlar neredesiniz... Kadınlar ölüyor, Anneler perişan, ailenin namusunu koruyan evin erkekleri çaresiz... Bu mu sizin devrinizdeki adalet...

Afrika'daki siyah benizli insanların kanını emen, işkence ile canlarına kasteden ve köleleştirip Avrupa'ya getirenler sizler Hırsızlarsınız. Emek hırsızı, maden hırsızı, işgal edilmiş toprakların hırsızları bu hırsızlığınızla Berlin'i Londra'yı ve Paris'i inşa ettiniz. Bu ışıldayan görkemli Medeniyetinizin altında binlerce Afrikalının kemikleri ve canları yatmaktadır. Hırsızlıkla Avrupa'daki şehirleri diktiniz. Avrupa havaalanlarında kaldırdığınız her uçağın masraflarını Ortadoğulu gariplerin üzerine yıktınız. İnşa ettiğiniz beton blokların içinde yaşayan ruhsuz insanlarsınız O insanlar aç kalırken onların topraklarından çıkardığınız zenginlikleri kendi memleketlerinize taşıdınız. Kan kokan bu uygarlığınız hiç bir zaman sizlere mazlumların hangi halde yaşadıklarını size hatırlatmayacaktır. Sizler aldattığınız insanların bedduası ve kini üzerinde oturuyorsunuz. Siz bu gücünüz ve konforunuzla ezilmişlere kucak açmanız gerekir... Bizim kültürümüzde böyledir. Zavallılara biçarelere yardım eli uzatılır. Düşene bir tekme de biz atamayız. 

Avrupalı Hıristiyan ve Yahudiler haydi böyle düşünüyor diyelim. Ya bizim içimizdeki hainlere ne demeli... Adamlar  "Halep temizleniyor, Halep özgürleşiyor diyerek Zalim, Katil Esed'e destek çıkıyorlar. Bunlar Türk olamazlar. Bunlar dünyaya hükmeden Sultan Süleyman'ın torunu olamazlar. Adamlar teröriste sahip çıkıyor, Yahu biz nasıl Müslümanız. Halepli bir anne ölürken yavrusuna son kez sarılıp "Kelime-i Şehadet getir yavrum diyen bir annenin feryadı hiç ciğerlerinizi parçalamaz mı? Onlar Ancak Bir sabah Namazı buluşmasında liseli çocukların götürülmelerinden rahatsızlık duyarlar. Bir liseli terörist olsa, açılıp saçılsa, zina etse adı çağdaşlıktır. Bizim Müslümanlık tanımı nasıldır. Çocukken, delikanlı iken her türlü harama bulaş bu senin hakkındır. Yaşlanıp belin bükülünce başlarsın namaza sonra git bir hacca, kurbanını da kestin mi senden iyi Müslüman yoktur. Başla din hakkında ahkâm kesmeye... Sana ne Halepliden, yakılarak öldürülen Arakanlıdan. İşte Haçlı Avrupalının istediği Müslümanlık bu... Etrafıyla ilgilenmeyen, haksızlığa karşı çıkmayan,  Dini camiye ve vicdana hapseden bir anlayış...  Eğer Müslüman isek Arakanlıyı da Halepliyi de dert edinmek zorundayız. Bu görevi dinimiz vermiştir. 

Bize nasıl bir Batılı aşısı yaptılar da biz İngilizlerin, Almanların hatta Yahudilerin hayranı olduk. Dünyaya hükmeden aslan yürekli ecdadımıza düşman olduk. Bizim özümüz ve kökümüz İslam'dadır. Arzu isteklerimiz ve kendimizi tatmin;  bizim ölçümüz olmamalı biz öte âlemlerden bize seslenen Yüce Rabbimizin mesajıyla ayağa kalkanlardan olmalıyız. Ne oldu bize de biz din ve dindarlara bu kadar düşman olduk hatta dindarlara olan düşmanlığımızdan Yahudi ve Hıristiyanların dostu olduk. Nedir bu hazımsızlık... 

Halep'te ölenler için elini ovuşturan ve sevinen hanesinde Müslüman yazanlar. Siz kabre indirilince Hangi dinden olduğunuz sorulduğunda nasıl bir cevap vereceksiniz. O gün orada yanınızda tantanalı kalabalıklar olmayacak. Ne yapabiliriz ki Halepliler ve Arakanlılar için... Hiçbir şey... Sadece Haleplilerin yanında olduğunu söyle yeter. Bir de dilin dönüyorsa dua et. Tarafını belirle...  Yüce Rabbimiz: "Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka yardımcılarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz." (Hud, 113) buyuruyor.  Biz zalimden yana olamayız. Dini yaşamak haksızlıklara karşı duyarsız kalıp kenara çekilip ibadet etmek, Kâbe'de gözyaşı dökmek değildir. Din bize biz sorumluluk vermiş ve hayatın her safhasında duracağımız yeri göstermiştir. Namazda kıblede durup çıktıktan sonra eşkıyanın ve hainlerin yanında bulunmak Müslümanlık değildir. Müslümanlık dert çekmek ve kaygı duymaktır. Ne mutlu dini kendisine dert edinenlere...