Dünden bugüne gelirken neler neler gördük ve nelere tanık olduk değil mi? Rahmetli Münevver Ayaşlı’nın; “İşittiklerim, gördüklerim, bildiklerim” adlı kitabını liseli yıllarda okumuştum. Görebilmek, duyabilmek ve bir devri rivayetiyle, dedikodusuyla nakletmek, işte tarihe ve tarihçiye en büyük hizmettir. Tarihçi bu yazıları ayıklasın, istediklerini alsın, istemediklerini bıraksın.

Kendini deve aynasında görenler, hayatta lunaparktaki aynalardan başka aynalara hiç bakmazlar.

Bizim sırtımızdan bulundukları makama gelenler, sömürgeci batılı emperyalist devletler kahbe İngiliz, İspanya, Hollanda, Fransa vs. gibi halen Ülkücü kimliğini sermaye edip kullanmaları çok acıdır. Daha başka övünç kaynakları da yoktur. Başka başka mecralarda Bozkurt işareti yaparak kendilerini vitrine etmektedirler.

Bütün içtenliğimle onlara layık oldukları bu yönleriyle Vakıf Şerhlerindeki beddualar sizin üzerinize olsun diyorum. Vakıf şerhlerindeki beddualara merak edenler baksınlar.

Ha sekiz yıldır her türlü haltı yiyip her türlü ihanetin ihanet edenlerle beraber olup sonra da hiçbirimizin olmasını istemediği suikastın ardına sığınarak iftira atmaları ise çok acıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Mahkemeleri, savcısı, hakimi, polisi var kim suçluysa cezasını çeksin. Bu olay üzerinden küllük müftülüğü yapmak da neyin nesi?

**

Böylesi kibirle ve tepeden bakarak bir yere varamazsınız.

Sahi siz de hangi tepeden bakıyorsunuz? Diye sorarken aklıma Yahya Kemal’in “ SANA BİR TEPEDEN BAKTIM AZİZ İSTANBUL!” şiirini çağrıştırır değil mi?

Hafızam beni yanıltmıyorsa Münir Nurettin Selçuk bu şiiri bestelemişti. Hicaz semai makamındadır.

*

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

**

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,

Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada,

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

*

Deyim olarak tepeden bakmayı kastediyorsanız o tepeden bakma başkadır. O işin içinde kibir vardır. Bizim yapımızda ise kibire yer yoktur. Kibirlenecek neyimiz var ki?

Cenabı Allah izin vermese hiçbir şeye gücü kudreti yetmeyen faniyiz. Öyle ise ne demeliyiz. Rahmetli Ninem;

--- Aman kuzum, büyüklenme, kibirlenme, yapacağım, edeceğim yahut ben yaparım. Deme. Allah izin verirse şunları, bunları yapacağım de. Derdi. Daha ötesinde gücü yetmezse de Cenabı Allah’a havale et!

Amca yerden alıp göğe püskürüyor. Büyük dağları ben, küçükleri dağlar babam yarattı diyor. Bugün için güç elinde zulüm ediyorsa. O nu da en büyük makama havale ediver.

“BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM!

VELA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAHİL’ALİYYİ’LAZİYM”

Havale edilen makam en büyük makamdır. Ondan büyük makam var mıdır?

“Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.”

Bir kişi bu cümleyi söylediği anda;

“Allah’ım! Senin yardımın olmadan ben hiçbir şey başaramam. Ve senden başka dayanacak hiçbir şeyim yok” itirafında bulunmaktadır.”

*

Tepeden bakmak deyiminin altında yatan gerçek ifade kendini beğenmişliktir. Başka deyişle kendini karşısındakinden üstün görmedir.

Dünyevi hastalıktır. Bu hastalığın sonu hüsrandır.

Öyle ki bakıştaki gizlenen küçümsemektir. Küçümseyerek bakmadır.

Bilindiği üzere kullanılan deyimler gerçek anlamından ayrı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten oluşan kalıplaşmış söz ya da sözcük grupları.

Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı bir anlamı olan, ilgi çekici bir anlatımı bulunan, ifadeyi daha zengin kılan, iki veya daha fazla kelimeden meydana gelen, kalıplaşmış söz topluluklarına “deyim (tabir)" denir.

Tepeden bakanlarda muhakkak gurur vardır, kibir vardır.

Yukarda ifade ettiğim üzere insan acizliğini göremeyerek gurura, kibire kapılması ne kadar acıdır.

HZ. ALİ(ra)

“BİLGİSİZLİĞİN EN BÜYÜĞÜ KENDİNİ BEĞENMEKTİR.”

“KİBİR İNSANI YALNIZLIĞA İTER.”

HZ. ÖMER(ra)

“KİBİRLE HADDİNİ GEÇENİ, ALLAH YERDEN YERE SERER”

Hacı Bayram Veli Hazretleri;

“ KİBİR BELE BAĞLANMIŞ TAŞ GİBİDİR ONUNLA NE YÜZÜLÜR NE DE UÇULUR!”

İmamı Şarani;

“ İblisin huzurdan kovulmasına sebep; Ben ondan daha hayırlıyım. Diyerek büyüklük davasına kalkışmasıdır.”

John Ruskin;

“Genellikle bütün büyük yanlışlıkların altında gurur vardır.”

Tolstoy;

“Bir kimse ne derece yüksekten bakarsa, gurur sahibi ise kalbinden insanlara karşı o kadar hiddet ve kin taşır.”

Yukarda ifade ettiğim bu kadar özlü sözlerde görüldüğü üzere gurur kibirle insanlara bakmak yanlıştır. Böylesi yanlışta ısrar etmek ise adı belli aptallıktır.

Müslüman muhakkak ferasetlidir. Bu denli dünyevi hastalıkla birlikte yaşamaz!

Bilmem anlatabildim mi, ey tepeden bakanlar?