Evet,

“DÜN DÜNDE KALDI CANCAĞIZIM BUGÜN YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM!” Hz. Mevla’nın bu veciz sözü ile yazımıza başlayalım.

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk Milletine hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan diliyorum.

Bu seçim dolaysıyla şehrimizde öncelikle hizmet etme adına aday olan adaylarımızı canı gönülden kutluyoruz.

Her yarışta olduğu gibi hizmet yarışında da bir kazanan olacaktır.

Sonuçta Mehmet Aydın Kardeşimiz ipi göğüsledi başka deyişle beş yıllığına şehrimizin Belediye Başkanı oldu. Bize düşen seçim bitmiştir, kazananı tebrik ediyoruz. Cenabı Allah yar ve yardımcısı olsun.

Bunun yanında seçilen Belediye Meclis Üyeleri, Mahalle Muhtarlarımızı da kutluyoruz.

Seçim süresinde muhakkak bütün adaylar ekibi, teşkilatı ve çevresiyle çalıştı emek verdi karşılığını da olumlu veya olumsuz gördü. Her hepsinden Allah razı olsun!

Şimdi iş, hizmet etme, hizmet üretme zamanıdır. Bismillah deyip çalışmaya başlamaktır. Çumra’yı özümsemektir. Dertlere dertlilere ilaç çare olmaktır. Çaresiz değiliz ki, seçildi iseniz çare sizsiniz öyle değil mi?

İnsan yaşadığı yere benzermiş.

Öyle demişler haklılar da.

O coğrafyayı yüreğine bezermiş.

Onun içindir ki,

Çumralılar Çarşamba Çayı ile bütünleşir.

Her fırsatta Çarşamba Çayında yüzer.

Tren yolu boyunda kordon boyunda gibi gezer,

Abaz Dağının kararmasından yağmuru sezer,

Çumra’yı her şeyi ile yüreğine bezer,

Bu duyarlılıkla Çumralı Çumra’ya benzer.

Doğrudur insan yaşadığı yere benzer!

**

Sayılı gündür çabuk geçer senet ile seçim günü çabuk gelir derler. Elbette geçecektir. Allah geçmez saatler, geçmez günler vermesin öyle değil mi?

El eli yur el de döner yüzü yur, derler değil mi?

Bugün aynı bu eller beni seni dahası bizleri sizleri alkışlar.

Hep bildiğimiz, yapa geldiğimiz bir şeydir alkış. İçten bir alkış, coşkunun gücüyle beslenir, coşkulu, kıvanç veren ortamlar yaratır. İçten alkışlarla alkışlanmak, benliğimizi okşayan bir övgü göstergesidir. Bize güç verir.

Yaptıklarımızın, söylediklerimizin başka insanlar tarafından onaylandığını, desteklendiğini, beğenildiğini hissederiz. Böyle bir duygu ruh sağlığı yerinde olan her insan için bir gereksinimdir.

Evet, alkış yapan, teşvik eden bu eller aynı zamanda karışlığını görmezse şamar haline dönüşüverir.

Genel manada vatandaş bugün bu seçim aracılığı ile hükümet edenleri uyardı.

Özellikle emeklilerin mağduriyeti göz önünde bulundurmayanlara ceza kesti. Hiç kimseyi yok sayamazsınız tabanı sesini dinlemek durumundasınız, tabanda karşılığı olmayanları dayatma ile bir yere varamazsınız.

 Toplumun bütün kesimlerinin sancısı sandığa yansıdı mı? Yansıdı böylesi sonuç çıktı. Anadolu İnsanının tabiri ile bu bir uyarıdır kulak çekmedir. Bunları iyi okumak gerekir. Zorla güzellik olmaz ki, zora beylerin borcu olurmuş değil mi?

“Doğurduğu yavruyu anne delice sever,

Ya Allah yarattığı kulu nice sever!” *Necip Fazıl

**

Zorla deyince konumuzla örtüşecek öykü ile yazımızı bitirelim mi?

 Oymak beyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu

Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara. Yaşlılara. Muhtaçlara. Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?

Ertesi sabah Oymak beyi çocukları toplayıp sordu:

--- Söyleyin bakalım. Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?

Bütün çocuklar, hep bir ağızdan:

--- Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.

Adamcağız şaşırdı:

---Hepiniz mi?

--- Evet, efendim, hepimiz birden.

--- Neden?

Çocuklardan biri cevap verdi:

--- Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!