Son günlerde tarımda tartışılan konulardan birisi de Tarım ve Orman Bakanı Sayın Vahit Kirişci’nin tekrar gündeme getirdiği üretimde planlamadır. "Yeni dönemde her isteyen istediği yere istediğini ekemeyecek dikemeyecek. Bizim bu üretim planlanmasının gereği olarak böyle bir adımı da atacağız. Üretim yapmadan önce üretici gelip bize bunu elektronik ortamda soracak" diye yaptığı açıklamalardır.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve beraberindeki heyet en son Elazığ'da Tarım Sektör Temsilcileri Toplantısı'nda da böyle bir açıklamada bulundu. Açıklamasında aşağıda altını çizdiğim cümleleri bana göre daha da önemlidir.

“Tarım sektörünün önemine değinen Bakan Kirişci, "Tarım diğer sektörlerle kendine yer bulamamış insanların ya ben en azından tarımsal faaliyetlerde bulunayım diyeceği bir sektör hiç değildir. Tarım sektörü stratejik bir sektördür. Vazgeçilmez bir sektördür ve hayati öneme sahiptir. Tabi ki tarımın devamında gıda var. Türkiye 2002 yılında 65 milyondu ve bugün 85 milyona geldi. 20 milyon ilave nüfusunu da eli öpülesi üreticiler tarafından üretilen ürünle doyuran ülkenin adıdır. Bütün üreticilerime şükranlarımı sunuyorum. 2002 yılında 2.8 milyar dolarlık ihracatımız vardı 2021 yılında ihracat rakamı 25 milyar dolar oldu. İnşallah bu yıl 30 milyar doları bulacak. İhracatımız artmış ve artan nüfusumuzu da doyurmaya devam ediyoruz” demiştir.

Tarım; bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, işlenmesi, girdi üretimi ve ürünlerin pazarlanması gibi birbirini takip eden süreçleri kapsar. Tarım, doğal kaynakları uygun girdilerle birlikte kullanarak yapılan her türlü üretim, yetiştirme, işleme ve pazarlama faaliyetleridir.

Çiftçi: ekim, bakım, dikim ve yetiştirme yolları ile bitki, hayvan ya da hayvan ürünleri istihsalinde bulunmak veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından işlenip değerlendirmek amacıyla devamlı olarak bu işle uğraşanlara da çiftçi, diğer bir ifadeyle tarımsal üretici denir.

Tarımsal işletmeler: genel anlamda tarımsal üretim faaliyetinde bulunan ekonomik birimlere denir. Tarımsal işletmeler, üretim faktörlerini kullanarak bitkisel, hayvansal ve su ürünlerinin üretimi için tarımsal faaliyet yapan veya söz konusu tarımsal faaliyete ilave olarak işleme, depolama, muhafaza ve pazarlamaya yönelik faaliyetlerde bulunan işletmeler olarak tanımlanmaktadır.

Tarımsal faaliyet: tarımsal işletmelerdeki tüm faaliyetleri kapsamaktadır. Toprağı ve tohumu kullanarak bitkisel ve hayvansal üretimde bulunmak, elde edilen ürünleri tam ve yarı mamul şeklinde işlemek olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle tarımsal faaliyet; çiftçinin kendi sahibi olduğu arazide, ortaklık konumunda veya kiralamak suretiyle; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesi faaliyetleridir. Bu ürünlerin yetiştirici tarafından; muhafazası, taşınması ve pazarlanması da tarımsal faaliyetler içerisinde yer alır. Yani tarımsal faaliyetler; bitkisel üretim ve hayvansal üretim olmak üzere başlıca iki başlık altında toplanabilir. Bu iki ana başlıktaki faaliyetlere girdi ve teknolojik ürün sağlayan sektörlerde bu grup içerisinde yer alırlar.

Tarımsal faaliyetlerin çoğunda iş ve aile yaşantısı bir bütündür ve kurumsallaşmamış bir işletme yönetimi hâkimdir. Tarımsal üretim seralar hariç yörenin ilim ve çevre şartlarına bağlıdır. Tarım işletmelerinde genellikle yörede yetişebilen çeşitli ürünler yetiştirilir ve ürün elde edebilmek için belirli bir sürenin geçmesini beklemek gerekir. Bitkisel üretim ve hayvancılıkta mevsim değişmeleri sebebiyle işler sürekli olmamakta ve iş gücü ihtiyacı işe göre değişmektedir. Tarımda makine kullanımı, üretimin her aşamasında yaygın değil ve tarım teknolojileri pahalıdır, yani ürün fiyat artışı sanayiye göre daha düşüktür. Tarım işletmelerinin genellikle küçük ölçekte ve giderek küçülmesi işletmelerde planlama, risk ve belirsizlikleri artırmaktadır.

Planlama: bir amaca ulaşmada izlenecek yol ve davranış biçimi plan olarak tanımlanabilir. Bir işletme yöneticisinin ileriye bakmasına ve kendine açık olan seçenekleri bulmasına yardım eden süreç ise planlama olarak tanımlanabilir. Planlama, kısaca sınırlı kaynakların, belirli bir amaç doğrultusunda, hangi yönde ve nasıl kullanılacağını sonuçlarıyla birlikte gösterecek hazırlıkları yapmak, verimliliği artırmak için kısıtlı olan üretim etmenlerini ekonomik kullanarak üretimi sürekli hale getirmeyi sağlayacak planları yapmak ve uygulamak demektir.

Planlama yardımıyla tarımsal üretimde de çiftçi hangi ürünlerin nasıl ve ne miktarlarda üretileceğine doğru karar verebilir.

Planlama; dar ve geniş anlamda olmak üzere iki biçimde tanımlanabilir. Dar anlamda planlama; neyin, ne zaman, nasıl, nerede ve kim tarafından yapılacağını önceden kararlaştırma sürecidir. Kısa bir zamanlamayı içermektedir.

Geniş anlamda planlama; mevcut veriler ve gelecekteki muhtemel gelişmelerin ışığı altında belli bir amaca ulaşmada izlenecek yolu gösteren bir süreç olarak tanımlanabilir. Bu planlamada nüfus artışına ve teknolojik gelişmelere paralel olarak gelecekte nelerin ihtiyaç olabileceğini dikkate alarak 5, 10,15, 25 ve 50 yıl gibi uzun dönemi içeren planlamalardır. Planlama, yönetim sürecinin ilk basamağını oluşturan en önemli yönetim fonksiyonu olup iyi irdelenmeli, hazırlanmalı ve zamanla gözden geçirilerek uygulanmalıdır.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde tarımsal işletmeler gittikçe büyümekte, enteğre tesisler haline gelmekte, şirket evlilikleri artmakta, hızla değişen dinamik pazar yapısı, yoğun rekabet ortamı, sürekli değişen ekonomik koşullar, gelişen teknolojiler ve ülkeler arası işbirliklerinin oluşması ve bozulması günümüzde planlamanın önemini artırmaktadır. Bu nedenlerle tarımda temel ürünlerde yeterlilik için planlama gereklidir. Her işletme kendi içerisinde bir planlama yapmaktadır. Üretici kuruluşları kendi bölgelerinde bu planlamaya katkı sağlamakta ancak ülke genelinde serbest piyasa koşullarına göre planlamayı Tarım ve Orman Bakanlığı yapmalıdır.

Büyük işletmeler kendileri için kısa, orta ve uzun vadeli “Stratejik Planlar” hazırlayabilirler. Küçük işletmeler ise daha çok satışı kolay veya garantili olan ve para getiren ürünleri tercih etmekte ve orta ve uzun vadeli planlar yapmamaktadırlar. İşletmelerde başarılı bir planlama planı hazırlayan kişilerin bilgi, tecrübe, zekâ düzeylerine ve özellikle geleceği şimdiden tahmin etme yeteneklerine bağlıdır. Büyük işletmeler bu beceriye sahip kişilerin hazırlayacağı planları değişen şartlara göre revize ederek uygulamaktalar, küçük işletmeler ise günün şartlarına göre planlama yapmaktadırlar.

Tarımsal işletmelerin çoğunda özellikle küçük işletmelerde iyi ve yeterli bir muhasebe sistemi yoktur. Ekim, yetiştirme alan haritaları, kalemlerine uygun giderleri yani yıllık bütçe sistemi varlığı ve sağlıklı istatistiksel veriler tutulmadığından geleceği planlamak tamamen günlük değişimlere göre yapılmakta ve bu yeterli görülmemektedir.  

Tarımsal üretimde planlama işletmenin kârını en yüksek düzeye çıkarmak olmalıdır. Bu nedenle işletmelerin girdi temini üretimden gelirleri esas alınarak ülke genelinde tarımsal üretimde “Stratejik Planlama “ bir işletmenin esas amacına ve ülkenin çıkarlarına göre ilgili kurumlarca hazırlanılmalıdır.  İşletmelerin kazancı bölgelere göre değişkenlik göstermekle birlikte amaca ulaşmak için gerek işletme içi ve işletme dışından araç, gereç, malzeme, girdi ve finans temini desteklenmelidir. Ayrıca yeni ürünlerin yetiştirilmesi ve kullanımı ile ilgili bilgi aktarımı canlı tutulmalıdır.

Türkiye büyüyor, sanayide, ticarette, turizmde ve diğer sektörlerde sektör temsilcileri sektörlere yön veren ağırlıklarını siyasette hissettirirken tarımda tarımın temsilcileri maalesef onlar kadar etkili olamamışlardır. Bilimsel veriler çok dikkate alınmamış ve günlük yönlendirmeler daha öne çıkmış ve tarımsal üretimde yapılandırma faaliyetleri istenilen hızda ilerleyememiştir. Bu yavaş ilerleme Türkiye’nin ekolojik farklılıkları ülke açısından bir zenginlik olması yanında tarım alanlarında ki arazi parça fazlalığı, işletmelerin yapıları ve tarımla uğraşanların ortaya koydukları bilimsel gerçeklerin tarım siyasetine yavaş aktarılmaları gibi birçok sebep sayabiliriz. Bilimsel veriler, tarımda raporlamalar veya tarım şuralarında alınan kararlar oldukça kapsamı olmasına rağmen ülkenin tarımsal yapısındaki değişkenlikler meselenin üzerine gidilmesinde hızlı hareketi önlemektedir.

Türkiye Dünyanın 36. büyük toprağına sahip, yani kendinden toprak büyüklüğü açısından 36 büyük ülke var. Nüfus bakımından da 18. Büyük ülkeyiz. Dünyada 180 ülke arasında Türkiye toprak olarak az nüfus olarak çok durumdadır.

Tarımda istenilenlere göre yeterince planlama yapamadığımız halde tarım ürünleri üretimi bakımından dünya ülkeleri arasında üretim sıralamasında iyi bir durumdayız. Dünyadaki üretilen ürün sıralaması bakımından ülkemiz birçok üründe birinci (Fındık, Kayısı, Kiraz ve İncir), çilek üretiminde ikinci,  Mercimek ve Yerfıstığı üretiminde üçüncü, dört üründe (Elma, Domates, Mandalin ve Nohut) dördüncü, Şekerpancarı üretiminde beşinci, çay ve üzümde altıncı, Ayçiçeği ve Limon üretiminde yedinci, Arpa üretiminde sekizinci, Portakal üretiminde onuncu, Buğday üretiminde on birinci sırada yer almaktadır.   Dünya Kavun Karpuz ve bal üretimi Türkiye kendinden 17 kat nüfusu ve 12 kat büyük toprağı olan Çin’den sonra ikinci (2.) sırada yer almaktadır.

Türkiye tarımı 2022 yılında yayınlanan verilere göre dünya tarımı sıralamasında yedinci (7.) ve Avrupa tarımında birinci (1.) sıradadır. Ülkemizin sahip olduğu iklim, toprak ve diğer özellikleri dikkate alınarak bu önemli noktaya gelmiş olan tarımsal üretim bilinçli bir çiftçi kitlesiyle ve iyi bir planlama ile daha üst seviyelere taşınabilir görülmektedir. (BU YAZI DEVAM EDECEK)

Sağlıklı günler dileklerimle Hoşça kalınız.