Siyaset, “toplumun işlerini üzerine alma, yürütme, yönetme işi, insan topluluklarını yönetme sanatı” şeklinde tanımlanır. Siyaset kısaca ülkeyi yönetme sanatıdır. Ülke yönetimi demek olan siyaset temiz ellerle yapılmalıdır.

Temiz ellerle yapılmayan, yönetimine kirli ellerin bulaştığı ülkeler kirlilik batağında boğulmaya mahkûmdur. Yönetiminde yolsuzlukların, hırsızlıkların, adaletsizliğin, adam kayırmacılığın, menfaatçiliğin, milli ve manevi değerlerimize soğuk bakanların bulunduğu bir ülkenin ileriye doğru yol alması, gelişip kalkınması mümkün değildir.

Bir ülkede gerek genel yönetim, gerekse yerel yönetimler mutlaka temiz ellere emanet edilmelidir. Temiz el deyince; çalmayan, çaldırmayan, yemeyen, yedirmeyen, beytülmâle gözü gibi bakan ve bunu kendi uhdesinde emanet olarak görerek emanete hıyanet etmeyen kişiler akla gelir. Temizlik ülkenin en yukarısından dalga dalga aşağıya doğru yayılır.

Siyasette yukarıda sıraladığım özellikler temeli oluşturur. Bir binanın temeli ne kadar sağlamsa bina o kadar uzun ömürlü olur. Genel ve yerel yönetimleri çok sağlam olan ülkeler de asırlarca ayakta kalırlar, kolay kolay yıkılmazlar. Yolsuzluk, hırsızlık, adaletsizlik gibi kavramlar herkesin malumudur. Bu özellikler milletimiz tarafından iyi bilinir. Zira ülkemizde bu tür olaylara sık sık rastlanmaktadır. Bu günlerde İBB bu tür olaylarla çalkalanmaktadır. 1993 yılında da yine CHP’ li Belediye Başkanı Nurettin Sözen döneminde belediyeye bağlı İSKİ skandalı patlak vermişti. Aradan geçen 32 yıla rağmen değişen bir şey olmamış yine CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yolsuzluk ve hırsızlıktan tutuklanmıştır.

Bunların dışında bir de menfaatçilik vardır ki bu da kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının üstünde görmek demektir. Kendisinin veya yakın çevresinin maddi manevi her türlü çıkarını ülke ve millet menfaatinin üstünde görenler, ülke menfaatini düşünmeden sadece kendi çıkarını düşünerek hareket edenler ülkeye her türlü hainliği yapabilen aşağılık kişilerdir. Bunlar günü geldiği zaman ülkeye ait en mahrem bilgileri bile şahsi menfaati uğruna dışarıya satan vatan hainleridir.

Bir de menfaati uğruna parti parti gezen bazı tipler vardır. Bugün A partisinde olan kişi, B partisi güçlenince hemen oraya geçer. A partisinde iken B partisi yöneticileri hakkında aleyhte her türlü konuşmayı yapanlar, hiç utanıp arlanmadan B partisine geçerler ve bu defa da A partisi yöneticileri aleyhinde her türlü konuşmayı yapmaktan çekinmezler. Gün gelir tekrar A partisine dönmekten hicap duymazlar. Halk dilinde bunlara fırıldak denir ama bu kelime bunları ifade etmeye yetmez. Zira bu tiplerin sık sık parti değiştirmeleri menfaatleri icabıdır.

Bu tipler çıkarları için parti değiştirmeyi göze alıyor da parti yöneticileri bunları nasıl kabul ediyor anlamak mümkün değil. Kendileri aleyhine olmadık sözler sarf eden birini kaşlarını bile çatmadan, büyük bir memnuniyetle kabul etmeleri, öyle tiplere kucak açmaları hangi siyasi parti olursa olsun milletimiz tarafından kabul edilmeyen bir uygulamadır. Gerek bu tip parti değiştirenler gerekse bunları kabul eden parti yöneticileri milli, manevi, ahlaki bütün değerlerimizi çiğnemiş olur.

Siyasette yani ülke yönetiminde dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir faktör de adalettir. Kelime anlamı; eşit olmak, eşit kılmak, denklik, denge, doğru davranmak, hakka göre hüküm vermek olan adalet, bir şeyi yerli yerince yapmak veya herkese ve her şeye hak ettiği şekilde davranmak demektir. Adaletin zıddı, haksızlık yapmak ve doğru yoldan sapmak gibi anlamlara gelen zulüm kavramıdır.

Ülke yönetiminde bulunan kişiler bütün uygulamalarında adalete uygun hareket etmezler ise haksızlık yapmış olurlar ki bu da zulüm demektir.  Adalet olmayan bir ülkede huzur olmaz.

Adalet, bireylerin haklarının eşit bir şekilde korunması ve her türlü uyuşmazlığın tarafsız bir biçimde çözümlenmesi için oldukça önemli bir kavramdır. Toplumda huzur, güven ve düzenin sağlanabilmesi adına adalet ilkesi hayati bir rol oynar. Hukuk sisteminin temel taşlarından biri olan adalet, hem yönetimin vatandaşlarına hem de insanların birbirlerine karşı haklarına saygı göstermesini ve her bireyin hakkını almasını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Adaletin temel ilkeleri arasında yer alan eşitlik, dürüstlük ve tarafsızlık, hukuki düzenin sağlanmasında önemli bir rol oynar.

Adalet, hukukun temel ilkesidir ve toplumun düzeni ile bireylerin haklarının korunmasında çok önemli bir rol oynar. Adaletin sağlanması, eşitlik, dürüstlük ve tarafsızlık ilkesine dayalı olarak işler. Hukuki sistemin doğru işlemesi, adaletin varlığına bağlıdır. Her bireyin eşit haklara sahip olması ve adil bir toplum oluşturulması adına adaletin sağlanması için sürekli bir çaba sarf edilmelidir.

Adalet, sadece hukuk sisteminin değil, tüm toplumsal hayatın en temel taşıdır. Adaletli bir toplum, huzurlu ve güvenli bir toplum demektir. Bu nedenle, adaletin sağlanması için her birey ve hukuk organı üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.

Yönetiminde milli ve manevi değerlerimize soğuk bakan, bu değerlerimizi aşağılayan veya yok sayan, halkımızın büyük çoğunluğunun kutsal gördüğü Kur’an, Ezan ve her türlü dini değerlerimiz ile vatan, bayrak gibi milli değerlerimize mesafeli olanların bulunduğu bir ülke asla ve asla ayakta kalamaz. Din ve vatan hainlerinin yönettiği bir ülkenin payidar olması mümkün değildir.   

Tekrar başa dönersek ülkeyi yönetme sanatı olan siyasete kirli eller karışmamalı, yolsuzluktan, hırsızlıktan, zulümden, çıkarcılıktan, ihanetten uzak temiz eller siyasette yer almalıdır. Yani siyaset temiz ellerle yapılmalıdır ki ülke huzurda ve güvende kalsın aynı zamanda istikbâli parlak olsun. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.