Siyonist İsrail yönetimi 1,5 yıldır Gazze’yi bombalıyor. Gazze’de taş üstünde taş kalmadı. 70 bin masum insan hayatını kaybetti. Siyonist saldırı hâlâ devam ediyor.
İsrail bunun yanında savaş uçakları ile zaman zaman Suriye’ye de saldırıyor. Vahşi bir aygır gibi hareket eden Siyonist İsrail yönetimi sık sık Yemen’i de bombalamayı sürdürüyor. Yemen, zaten uzun süredir ABD savaş uçakları tarafından da bombalanıyor.
Diğer yandan Rusya – Ukrayna savaşı bütün hızıyla devam ediyor.
Bütün bu olaylar yetmezmiş gibi Hindistan’ın Pakistan’a yaptığı saldırı, insana üçüncü dünya savaşına doğru mu gidiyoruz sorusunu sorduruyor.
İkinci dünya savaşından sonra dünya bugünkü kadar büyük bir gerilim yaşamamıştı. Şu anda dünyanın her yerinde büyük gerilimler yaşanıyor. Çin – Tayvan krizi, Kuzey ve Güney Kore arasında zaman zaman yaşanan gerilim, ABD Başkanı Trump’un Panama Kanalı, Grönland ve Kanada’ya sahip olma isteğini açıklaması ile başlayan gerilim dünyada yaşanmakta olan büyük krizlerdir.
Bu gerilimleri bir yana bıraksak bile Hindistan’ın Pakistan’a saldırması dünyada yeni bir savaşı başlatacağa benziyor. Bu saldırıya Pakistan’ın cevap vereceğini dile getirmesi bu savaşın başlayacağının işaretidir. Nükleer güce sahip iki ülkenin savaşa girmesi dünya barışı açısından son derece riskli ve tehlikelidir.
İki ülke arasında yıllardır yaşanan Keşmir krizi zaman zaman silahlı çatışmaya dönüşmektedir. Daha önce iki ülke Keşmir için iki kez savaşmıştı. Şu anda yine aynı durum yaşanmaya başlanmıştır.
Hindistan’ın yaptığı füze saldırısında 31 kişinin hayatını kaybettiği, çak sayıda yaralı olduğu, dört füzenin bir eğitim kompleksine düştüğü, okulun, caminin ve sağlık merkezinin hasar aldığı açıklandı. Pakistan’dan yapılan açıklamada Hindistan’a ait 5 uçağın düşürüldüğüne de yer verildi.
Pakistan, bizim İstiklâl Savaşımız ile son yaşadığımız 1974 Kıbrıs çıkarmasında Libya ile birlikte bütün gücüyle Türkiye’nin yanında yer almış, kültürel ve dini olarak bir kardeş ülkedir. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Pakistan'ın her zaman Türkiye'nin yanında olduğunu ve Türkiye'nin düşmanının Pakistan'ın da düşmanı olduğunu söylemişti. Hatta Pakistan’dan yapılan bir açıklamada “Türkiye’nin nükleer gücü yoksa Pakistan’ın var” denilerek Pakistan’ın nükleer gücünün Türkiye’nin nükleer gücü demek olduğu vurgulanmıştı. Bütün bu yapılan uygulamalar ve açıklamalar Türkiye ile Pakistan arasında tam bir kardeşlik havası olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye, Keşmir konusunda Pakistan’ın yanında olduğunu her fırsatta açıklamıştır. Bu gelişmeler gösteriyor ki iki ülke arasındaki savaşta Türkiye’nin, Pakistan’ın yanında yer alacağı açıktır.
İki ülke arasındaki savaşta kullanılması muhtemel nükleer silahların üçüncü dünya savaşına yol açacağı kaçınılmazdır. Böyle bir savaşta İsrail ile onun amansız savunucusu ABD’nin Müslüman ülke olan Pakistan’ın hasmı olan Hindistan’ın yanında yer alacağı kesindir. Zira Siyonist İsrail yönetiminin en büyük düşman olarak gördüğü İslâm ve İslâm ülkeleridir. Dünyanın diğer süper gücü Çin’in böyle bir savaşta hangi tarafta yer alacağı önemlidir. ABD ile kıyasıya bir yarış halinde olan Çin’in ABD karşısında olması muhtemeldir. Diğer süper güç olan Rusya kendi derdinde olduğu için tarafsızlığını koruyabilir. Bunlar tabi ki bir tahmin. Uluslararası gelişmelerin nasıl seyredeceği belli olmadığı gibi ülkelerin pozisyonları da menfaatlerine göre her an değişebilir.
Temennimiz iki ülkenin itidalini koruyarak ne zaman biteceği belli olmayan bir savaşa girmek yerine problemlerini müzakereler yoluyla halletmeleridir. Zira birçok yerde bombaların patlamaya devam ettiği bir dünyada yeni savaşların başlaması dünya ülkelerinin topyekûn büyük bir ateşe sürüklenmesi demektir. Böyle bir gelişmeye gerek kalmadan Gazze, Yemen, Pakistan başta olmak üzere her yerde barışın ve huzurun hâkim olması niyazı ile sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.