Sahaflar Şeyhi olarak da bilinen maneviyat erlerinden Muzaffer Ozak Efendi bir sohbetinde: “Ramazan her sene gelir. Ama belki bu Ramazan senin için son Ramazan’dır. Hakkını ver”. Buyurmuştur.

Elhamdülillah! Bir Ramazan ayına daha eriştik. Ramazan-ı Şerif hepimiz için mübarek olsun. Ömür sermayemizi hoyratça harcadığımız bizlere Rabbani bir vecibe olarak bugün üzerimize inen, bizi saran, sağanak sağanak rahmet yüklü yağmurları sinesinde barındıran, senenin en bereketli ayı Ramazan var yanımızda, başımızda.

Recep ve Şaban ile başlayan hazırlık Ramazan ayı doruğa çıkacaktır.

Ramazan ayının hakkını sahurda ne yiyeceğiz, iftarı nerede yiyeceğiz, en iyi pideyi nerden alacağız kaygısı ve kavgası ile mi vereceğiz?

Tabii ki, hayır!

Orucun bizi tutmasını sağlayarak. Ramazan’ı uğurlayacağız. Külli bir bağışlanmanın kapılarını aralayacağız.

Şair Senai Demirci,”Tut Bizi Ey Oruç” şiirinde: “Ey oruç tut beni. Tut sözümü mühürle dudağımı, sesimi tut lâl eyle çığlıklarımı, yalanların kuyularından çekip çıkar nefeslerimi, bakışının menzilinde tut gözlerimi, delik deşik et kibrimi, huzurunda tut çaresiz yetimliğimi.

Sağanağına tut bu çorak gönlü. Seline kat yangınlarımı. Damla damla denize at kanayan yanlarımı. İçimde uyuyan tohumları uyandır, baharlara taşı/r yüreğimi.

Acıktım sana sofrana oturt beni. Acıttım içimi; göğsünde avut beni. Aktım sana; damla damla yut beni. Aldandım sahte ışıklara; beşiğinde uyut beni. Ağular içtim bal kâselerinden; döşeğinde sağalt beni. Azaldım nisyanlar içinde; gözlerinde çoğalt beni. Ağına düştüm isyanların; tut elimi, doğrult beni. Ağzına düştüm yalanların; tut dilimi, doğruda tut beni. Ayartısına kandım anlık sevdaların; tut gözlerimi, körelt beni. Arı duru kalamadım, bulandım; el üstünde tut pişmanlıklarımı, durult beni. Tut beni.”

Diyerek duygularımıza tercüman oluyor.

Bu Ramazan’da aklımızdan çıkarmayalım! Gazze’deki, Filistin’deki, Arıkan’daki, Doğu Türkistan’daki ve daha başka mazlum coğrafyalardaki yaşayan kardeşlerimizin iftar sofraları,  sahur menüleri bizimkilere benziyor mu? Ne dersiniz?

Onların sofralarına, gökten mermi, füze ve bomba mı düşüyor? Hisselerine gözyaşı, çile ve ahlar mı düşüyor?

Tuttuğumuz oruç bizi kıtalara taşıyor mu?

 Namazda saf tuttuğumuz gibi, birbirilerimize karşı gönüllerimizi de bir arada tutuyor muyuz?

Ramazan aydınlık ve bir ışıksa, bizim ve İslam dünyasının üzerine bir hilal doğuyor mu?

Feryad-ı figanı arşı tutmuş mazlumlar bize sesleniyor?

Neredesiniz?

Ne kadar kardeş olacağız bunu da bize Ramazan gösterecek.

Son olarak Ramazan ayının bizlerin ölmüş ruhlarımız diriltici rüzgârı ile diriltmesini, İslam âleminin birliğine ve dirliğine vesile olmasını ve de bağışlananlardan olarak bayrama eriştirmesini Yüce Allah’tan dilerim.

Selam ve dua ile.