Ne seçimmiş be!...

Konuş konuş bitmiyor, tartış tartış sonu gelmiyor. Herkesin kafasında bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan profili var. Bununla yetinmeyip kabineyi yeniden yapılandıranları dahi gördüm.

Adama demezler mi'madem o kadar çok bilgilisin, bu işin üstadı sensin, bırak işini gücünü de siyaset yap' diye...

Çok meraklı bir milletiz. Her şey hemen oluversin, hemen sonuçlanıversin ama sonuçlar da bizim tahminimiz doğrultusunda olsun istiyoruz.

Gönlümüzden geçenleripaylaşmayı aştı artık bu iş. Sadece ve sadece 'Bak gördün mü, benim tahminlerim tuttu. Ben demiştim böyle olacak' demek için gün sayıyoruz.

Başbakan'ınkim olacağı, AK Parti'nin Genel Başkanı'nın kim olacağı, parti içerisinde nasıl görevlendirilmelerin yapılacağı konusunda o kadar çok tahmin var ki zaten biri tutmazsa diğeri tutacak.

Ben artık şüphelenmeye başladım, bu tahminler üzerinden bahis oynayanlar var mı diye...

Durun bir tahmin de ben yapayım...

Bu parti kurulduğundan bu yana değişmeyen bir gerçek var. Bunu parti içerisindeki insanlar da muhalif kanat da, sokaktaki sıradan vatandaş da biliyor.

Nedir bu gerçeklik?

Recep Tayyip Erdoğan gerçeği...

Bu partide bugüne kadar Recep Tayyip Erdoğan ne dediyse o oldu. Bundan sonra da bir şey değişmeyecek. Recep Tayyip Erdoğan ne dediyse o olacak...

Bu nedenle, yok Başbakan Ahmet Davutoğlu olsun, biz Konya'dan bastırmazsak olmaz gibi söylemlerin pek de gerçeği yansıtmadığı kanaatindeyim.

Evet, biz de canı gönülden istiyoruz Ahmet Dauvtoğlu'nun Başbakan olmasını. Her şeyden önce lokal milliyetçi tavrımızla, Konyalı olduğu için Başbakan olmasını istiyoruz.
Ama yukarıdaki satırlarda dediğim gibi, Başbakan'ın iki dudağının arasında biter her şey.

'Seni seçtim Davutoğlu'deyiverirse tamamdır bu iş.

Bu nedenle fazla kafa yormaya gerek yok.

Gereksiz yere o kadar çok meşgul etti ki bu tartışma gündemi, başta Konya'yı, Türkiye'yi ve sorumlu olduğumuzu hissettiğimiz Türk İslam coğrafyasını neredeyse tamamen unuttuk.

Yeter da!

Siyaset bizim işimiz değil. Biz üzerimize düşeni yaptık, sandık başına gittik, hür irademizle oyumuzu kullandık. Ben, Cumhurbaşkanı olarak şu veya bu ismi görmek istiyorum dedik. Genel çoğunluk bir kanaat sundu. O kanaat doğrultusunda da şimdi siyasi yapı şekillenecek.

Siyasi yapıyı şekillendirecek olan biz değiliz, bize vekalet edenler. Onları zaten, bizim adımıza kararlar versinler, bize vekalet etsinler diye Ankara'ya göndermedik mi?

Mesnevi'den:

“Nefsin sağ elinde tespih ve Kur'an vardır; ama yeninde de hançer ve kılıç gizlidir.”