Fehmi Hannah, John Koru, MHP…

Yazmayı tasarladığımız mevzulardan vazgeçmemizin envai çeşit nedeni var. Elbette önemli olduğunu düşündüğüm 2 konuyu yazacağım. Cumartesi günü Dick Cheney’in ulusal güvenlik danışmanı John Hannah adlı bir şarlatan Foreign Policy adlı dergide bahsettiği:

Türkiye’yi “Erdoğan İslamcı diktatörlüğünden” kurtarma girişiminde bulunmayacağının bir garantisi yokmuş. Bunları okurken Murat Belge-Hasan Cemal 27 mayıs benzeri darbe umutlarını nasıl bir endişe kamuflajıyla dile getirdiklerini biliyorsunuz. Bu mevzuları internette sörf yaparken sitenin birinde Hadi Özışık’ın yazısında Fehmi Koru’nun kimlerle kaderdaş olduğuna muttali oldum.

Fehmi Bey yazamaz hale gelmişmiş 28 Şubat döneminde de yazamazmışmış. Bugün de benzer durum söz konusuymuşmuş. Türkiye’de diktatörlük ve tek adamlık görüntüsü olduğundan bahseden Koru…

Bizim bildiğimiz Fehmi Bey 28 Şubatta bal gibi yazıyordu. Demek ki yazmayı değil, istediğini yazmayı kastediyor. İyide 28 Şubatta istediğin konuları hiç yazmadan nasıl onca yıl yazma başarısı gösterdin? Aynı başarıyı neden şimdi göstermek istemiyorsun? Sana meydan mı yok? Köşe mi yok? Tek adamlık ve diktatörlük görüntüsünden mustarip o gazeteyi beğenmiyor musun yoksa? Hepsinden geçtim Selvi kadar da mı olamadın? Bari sözcüde yazsaydın Fehmi Bey. Size yorumculuğunuz da dâhil içim hiç ısınmamıştı. Tıpkı pirincin içindeki beyaz taş misali.

Gelelim 2. konuya aylardır süren MHP destanı… Gılgamış Destanı gibi.

Burada 2 önemli konu şudur.
1.’si paralel istilasına uğramış MHP görüntüsü
2.’si Meral Akşener’in atraksiyon vâri şovları. Bir dayatmayla Musavat Dervişoğlu’nu divan başkanı yapması ki bu adamın Fetönün yakın adamı olduğunu bilmeyen yok. Akşener salonda gösterilen yere değil, diğer adayların en başına geçip oturuyor. Ümit Özdağ “size ayrılan yere oturunuz burada şov yapmayınız” diyor. Diğeri ise yapılan tüzük değişikliğinden adayların hiçbirinin haberinin olmaması. Koray Aydın “yine meral hanım yapacağını yaptı” demesi de düşündürücü. Özel not 20 gün önce kurultay için 4 aday meydanda toplandı. Kurultaya mahkeme izin vermemişti. O kalabalıkta eşini azarlaması “sen ne diyorsun, sen karışma, oğlum babanı al götür buradan” lafını duydum, irkildim, çok korktum. İçişleri Bakanlığındaki hanımefendi gitmiş yerine tarifi mümkün olmayan biri gelmiş sanki. Keskin sirke küpüne zarar misali… Fetö'den post ayıdan post olmaz nokta.
T. D.