Ülkemizde enerjiye ihtiyaç vardır, özellikle güneş enerjisi için fevkalade uygun olan ülkemizin bazı bölgelerinde ve ilimizde güneş enerjisinden faydalanmak önemli bir kazançtır.

Temmuz 2023 sonu itibariyle Türkiye’nin Kurulu gücü ise 105.135 MW’yi görmüştür. Elde edilen kaynaklara göre;

Yüzde 30 hidrolik enerji,

Yüzde 24,1 doğal gaz,

Yüzde 20,7 kömür,

Yüzde 11 rüzgâr,

Yüzde 9,9 güneş,

Yüzde 1,6 jeotermal ve

Yüzde 2,6 diğer kaynaklardan elde edilmektedir.

Türkiye’deki Kurulu güneş enerjisi gücü 2014 yılında sadece 40 MW kadardı. Türkiye’nin 78 şehrinde GES bulunuyor. 35 ilde 100 MW kapasitenin üzerinde güneş enerjisi santrali var. Mart 2023 verilerine göre, Türkiye'de kurulu güneş enerjisi gücü 9 bin 820 MW seviyesinde. Tüm kurulu elektrik gücüne baktığımızda ise bu miktar 104 bin 348 MW'ye ulaşmıştır. 9 yıl içinde 10 bin MW’ye yakın bir artış yaşanmış olması dikkat çekici. Türkiye’nin elektrikli kurulu gücünde, güneş enerjisinin payı ise yüzde 9,41 seviyesine yükselmiştir.

İller bazında bakıldığında Kahramanmaraş’ta 286 MW’lik, Afyonkarahisar’da 264 MW’lik, Konya’da 1.722 MW’lik ve Manisa’de 259 MW’lik kurulu GES gücü vardır.

Türkiye’nin güneş enerjisinde en yüksek kurulu gücü Konya’da. En düşük ilk ise Manisa olarak dikkat çekiyor. Türkiye’de GES bulunmayan iller ise Rize, Hakkâri ve Artvin illeridir.

Son 10 yılda, rüzgâr ve güneş enerjisi için kurulum ve üretim maliyetlerin düşmesi nedeniyle rüzgâr ve güneş enerjisinden elektrik üretimi yatırımları artmaktadır. Toplam elektrik üretiminin yüzde 20.9’u rüzgâr ve güneş enerjisinden sağlanmıştır.

Rüzgâr enerjisinden elektrik elde etmek için kurulmakta olan rüzgâr türbinleri rüzgârlı bölgelere ve çoğunlukla yüksek yerlere yerleştirilmektedir. Bunların tarım arazilerine ve mera alanlarına verdiği alan daraltması çok fazla olmadığı söylenebilir.

            GES’lerin kurulduğu alanlar sözde marijinal alanlar diye nitelendirilmekte, çoğunluğu ekilebilir arazi veya mera vasfında arazilerdir. Tarım için uygun alanlara GES için rapor veren meslektaşlarımız olaya enerji için sıcak bakarlarken gelecekte gıda konusunda yer tahsisi hataları nedeniyle vebal altında olduklarını bilmelidirler.

Güneş enerjisi üretilmek amacıyla kullanılan arazilere güneş tarlaları denilmekte olduğundan güneş enerjisi üretimi amacıyla kullanılan meralara da güneş meraları diye isimlendirilmektedir. Esasında ne tarla, ne de mera güneş enerjisi üretmemektedir.

Tarla ve meradaki bitkiler güneş enerjisinden faydalanarak bitkisel besin maddesi üretmektedirler. Tarla ve mera, bu iki ayrı alan güneş enerjisi üreten sistemlerin kurulduğu yerlerden olduğundan bu yerlere “Güneş Tarlaları” ve “Güneş Meraları”da denilmektedir. Yeryüzündeki bütün canlıların temel enerji kaynağı güneştir. Güneş ışık, sıcaklık vd. kaynağıdır. Bitkiler güneş enerjisinden fotosentez yaparak faydalanmaktadırlar. Bitkilerin güneş enerjisinden doğrudan faydalanabilen canlı grubu olması nedeniyle bazı filozoflara göre dünyadaki canlılar içerisinde en değerli olan canlı bitkiler olarak belirtilmektedir.

Enerji olarak elektriğe ihtiyaç duyulan her yerde elektrik kullanılmaktadır. Ancak gıda hepimizin insan, hayvan ve diğer bütün canlıların temel ihtiyacıdır, Gıdanın üretildiği tarım alanlarıdır. Bunlar ekilen dikilen araziler yanında mera olarak kullanılan araziler gibi alanları da kapsamaktadır. Meralar hayvan otlatmak için kullanılan alanlar olması yanında tarım alanlarını da koruma gibi birçok özelikleri vardır. Her ne kadar birçok bölgemizde meralar zayıf durumda olsa da mera vasfı korunmalı, bu alanlar ıslah edilerek mera olarak kullanılmaya devam edilmelidir. Çoğu yerde düz ve düze yakın eğimli olmayan mera alanları amaç dışı kullanıma açılmamalıdır.

Mahalli gazetelerde yer alan haberlere göre “Konya'nın Karapınar ilçesinde kurulan GES tarlaları, küçükbaş hayvancılığı bitirme noktasına getirdi. Önceleri hayvanlarını GES tarlarının bulunduğu alanda otlatan çiftçiler, Güneş enerji Sistemleri (GES') ile birlikte otlak alan bulamayınca çareyi koyunları satmakta buldu” haberleri yer almaktadır. Konya’nın Karapınar ilçesinde 2020 yılında ünlü bir şirket tarafından kurulan Güneş Enerji Santral (GES) tarlaları, bölgede küçükbaş hayvancılığın da azalmasına sebebiyet verdi. Haberde Avrupa’nın en büyük büyük güneş enerjisi santrali olarak bilinen GES tarlaları, önceleri mera olan ve küçükbaş hayvanların otlandığı 20 milyon metrekarelik alanın çiftçiye kapanmasına neden oldu. Mera alanlarını kaybeden küçükbaş çiftçileri, alternatif otlak alanı bulamayınca hayvanları satmak zorunda kaldı. İlçe genelinde 2000’li yıllarda 1 milyon 200 bin koyun bulunurken, 2015 yılında bu rakam 600 bin, 2024 yılında ise, 375 bine düştüğü“ belirtilmektedir.

Bazı haberler de “Türkiye`nin tahıl ambarı Konya ve Karaman`daki buğday tarlaları, daha kârlı olduğu için güneş enerjisi panelleriyle kaplanıyor. Tarlasına güneş eken buğday ekenden 77 kat fazla kazanıyor” diye haberler yer alıyor. Bazı kişilerce "Güneş topla Buğday yerine" gibi mantık dışı sloganlar üretiliyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) bu hususta gerekli ciddi önlemleri almalı ilgili mevzuatları gözden geçirmeli veya yenilerini çıkarmalıdır.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) güneşlenme süresi bakımından ölçümlerinin yoğunlaştığı özellikle Konya, Karaman, Kahramanmaraş ve Harran bölgelerinin uygun olduğunu belirtmektedir. Konya’da mera ve ürün yetiştirmeye uygun arazilerin GES için uygun olması nedeniyle öncelikli yatırım alanı içerisinde olduğundan GES kuruluk yeri seçiminde gereken hassasiyet gösterilmelidir.

GES kurulan birçok yerleşim yerinde mera alanları veya belirli bir yatırımla tarıma uygun olabilecek alanlar hayvancılığı özellikle de merayı en iyi değerlendiren küçükbaş hayvancılığın azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle et ithal eden bir ülke olarak mera alanları ve hayvancılık GES yatırımlarıyla yok edilmemelidir.  

GES’lerin eğimli alanlarda kurulması gerekmektedir. Ülkemizde ve bölgemizde böyle uygun alanlar oldukça fazla bulunmaktadır. Düz alanlarda güneşe bakan taraf düşük, arka yönü yüksek yapılarak monte edilen güneş panelleri meyilli alanlarda kurulduğunda daha az malzemeyle kurulabileceği dikkate alınmalıdır. GES tesislerinin kuruluş maliyeti göz önüne alınarak ülkenin kaynakları yok edilmemelidir. Çok zorunlu kalındığında düze yakın arazilerde bu tesisler kurulduğundan daha yüksek yapılarla montaj yapılarak arazinin vasfı tamamen bozulmadan yarı açık sera veya otlak ve gölgelik gibi kullanıma uygun hale getirilerek her iki amaç içinde kullanılmalıdır.

Bitkiler özellikle birçok bölgede yeterli su olmadığından yağışsız dönemlerde uzun süre büyümelerini durdurmaktadırlar. Zorunlu hallerde kurulacak yüksek ayaklı GES sistemlerin altında yetişecek yem bitkileri hem su döngüsüne, hem de yem bitkisi üretimine katkı sağlayabilir. Güneş enerjisi için özel ihtisas bölgesi ilan edilen Karapınar'da meraların iyileştirilebilmesi için birçok haberde yetkililerin belirttikleri gelişme ve enerji ihtiyacının karşılanması yanında meraların ıslahı da planlamaya dâhil edilmelidir. Üretilen elektrik enerjisinin bir kısmı su kuyularında kullanılarak bu alanların sulanmasında faydalanılmalıdır. Karapınar gibi yörelerimizde rüzgâr etkisiyle tozlanmanın çok olduğu yerlerde, su zaman zaman panellerin temizlenmesinde de kullanılabilir.

Ucuz, temiz ve tesis masrafları dışında hammadde gerektirmeyen yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanır iken bu hususlara da dikkat edilmesi gerekmektedir.

Devletimiz tarafından doğal kaynaklarımızı koruyalım, tahrip olmasın diye "Doğal Koruma Alanları" ilan edilmektedir. Koruma için idare olarak gerekli tedbirler almaya ve kanuni müeyyideler koymaya çalışılırken devlet müsaadesi ile mera alanları heba edilmemelidir.

Unutulmamalı ki insan ve diğer canlılar için yiyecek öncelikli ihtiyaçtır. Yiyecek bulamayınca diğer ihtiyaçların hepsi unutulmakta veya gereksiz hale gelmektedir. O halde yiyeceğimizi üreten alanlar korunmalı, üretime açık alanlar yok edilmemelidir. Unutmayalım ki toprak ve toprağa dayalı üretim çok şeyden daha kıymetlidir.