Son 15 yıldan itibaren geçmiş tarihlerde değişik gazetelerde yazdığım yazıları yayınlamaya ve FETÖ’nün içyüzünü açıklamaya devam ediyorum.

Fetö’nün palazlanma yolları ve İkinci Çanakkale zaferi

15 Temmuz’da, milletimize TC tarihinin en büyük ihanetini yaşatan Fetö, dış güçlerin desteğiyle yaptığı bu kanlı girişimine, bir yandan devlet kademelerine sızarak diğer yandan da akıl almaz bir şekilde ekonomik olarak büyüyerek 40 yıldan bu yana hazırlanmıştır.

Ekonomik büyümede, bilinen kadarıyla değişik yöntemler kullanmışlardır.

Bunlarda amaca ulaşmak için her şey mubah kabul edildiğinden, haram-helal, hak-hukuk gözetilmeden, para gelsin de nasıl ve ne şekilde gelirse gelsin mantığı içinde hareket edilmiştir.

Palazlanmanın yolları olarak;

1-Kendi cemaatlerinin içinde olanları, himmet toplantılarında sülük gibi emmek.

2-Doğrudan içlerinde olmadığı halde, cemaatlerine sevgi duyanları daha önceki bir yazımda kaleme aldığım şekilde, Allah ile Peygamber ile kandırarak, Peygamber Efendimizin sana selamı var denilerek saf ve samimi insanların kanını emmek. Yani en ulvi din duyguları kullanılarak ve istismar edilerek menfaat temin etme yoluna gidilmiştir.

3-Kendileri ile ilişkisi olmayan bilhassa iş adamlarının veya zengin taifenin, yatak odalarına kadar girilerek her şeylerini kaydetmek ve bu görüntüleri kullanarak şantaj, tehdit yoluyla büyük paralar elde etmek. Kendilerine bağlı emniyet mensupları arama bahanesi ile girdikleri evlere bu kameraları yerleştiriyorlardı.

4-Emniyet ve yargıdaki örgüt elemanları yoluyla yine iş adamlarından ve zenginlerden baskı yoluyla büyük paralar temin etmek. Bu yolla para vermeyenlerin akıbetleri bir bahane ile cezaevi olmakta idi. Ayrıca kendilerine bağlı maliyeciler aracılığı ile de işadamlarına baskı yapılıyordu.

5-Öğrencilere burs, vakfa yardım, bağış, zekât ve kurban adı altında topladıkları büyük paralar hiçbir zaman amacı doğrultusunda kullanılmamıştır. Yani ne zekâtlar ne kurban paraları yerinde kullanılmamış, zekâtlar gerekli yerlere verilmemiş, kurbanlar kesilmemiştir.

6-Okul ve dershane ücretleri çok yüksek tutulurken, öğretmenlere ve çalışanlara oldukça cüz’i paralar ödenmiştir. Burada da yine dini değerlerin istismarı ve kullanılması söz konusu olmuştur.

7-Türkçe Olimpiyatları adı altında düzenledikleri faaliyet yolu ile bilhassa belediyelerden çok büyük paralar temin edilmiştir. Bu faaliyetlerde harcanan paranın en az 10 -15 katı kadar bir meblağ kasaya aktarılmıştır. Para vermek istemeyen veya istenilenden daha düşük para veren belediye başkanları tehdit edilmişlerdir.

8-Siyasilere el atılmış, durumlarına göre kimisinin yatak odası, kimisinin ihale işleri kaydedilerek, bu görüntüler büyük paralar karşılığında şantaj olarak kullanılmıştır. Para vermeyenlerin siyasi hayatı bitirilmiştir. Genel Başkan ve Genel Başkan Yardımcıları seviyesinde yapılan şantajlar ile de siyasete müdahaleler yapılmıştır. 

Bu ve benzeri yollarla üstelik tüm dünya ülkelerinden elde edilen büyük paralar, Amerika ve İsviçre bankalarına transfer edilmiş ve Pensilvanya’daki haydut başının istifadesine sunulmuştur. Bu paraların bir kısmı haydut başının onayı ile her türlü gayri meşru işlerde kullanılmış, bir kısmı da o psikopat adamın şahsi hesabına aktarılmıştır. İsrail’e de zaman zaman yardım yaptıkları bilinmektedir. Resmi kayıtlara geçen, kontrolleri altında tuttukları para miktarı 150 milyar dolardır ki bu para Türkiye’nin döviz rezervinden daha fazladır.  

***   ***   ***

 Milletimiz, 15 Temmuz’da TC tarihinin en büyük ihaneti ile karşı karşıya kalmıştır ama; başta Allah’ın yardımı ve nusreti, ikinci olarak Cumhurbaşkanımızın cesareti ve halka yaptığı çağrı, son olarak da, milletimizin şahlanarak destanlar yazması suretiyle bu ihanet şebekesi püskürtülmüştür.

Milletimizin kazandığı bu zafer, hiç şüphesiz ikinci bir Çanakkale zaferidir ve tarihe geçecektir.

Müstevliler, Çanakkale’yi geçselerdi önce İstanbul’u sonra da tüm Anadolu’yu işgal edeceklerdi. Aynen onun gibi, ihanet çetesi bu girişiminde başarılı olsa idi, cennet vatanımızı dış güçlere peşkeş çekecekti. Zira bu plan, Türkiye düşmanları ile birlikte yapılmıştır.

Kesinlikle diyorum ki, bu girişim darbenin ötesinde bir şeydir. Önce büyük bir katliam hareketine başlanarak iç savaş çıkartılacak, sonra da bu bahane ile dış güçlerin, İslâm’ın son kalesi olan Türkiye’mizi işgal etmelerinin yolu açılacaktı. Allah korudu, uçurumun kenarından döndük.

15 Temmuz’un karanlık gecesini, 16 Temmuz’un nurlu sabahına dönüştüren Rabbimize sonsuz şükürler olsun.

Darbe öyle değil, böyle yapılır

15 Temmuz gecesi; Millete darbe yapılmaya kalkışılan karanlık bir gece olduğu kadar, Milletimizin dik duruşuyla darbe girişiminin püskürtüldüğü milli irade zafer gecesidir de aynı zamanda…

Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile ülke genelinde milyonların meydanlara dökülmesi ve bazı bölgelerde darbecilere fiili müdahalesi ile darbe önlendi çok şükür. Vatan hainlerinin sergilediği son kozları da böylece boşa çıkarıldı. Bu hainlerin cezası mutlaka idam olmalı... İDAM... Başka yolu yok.

Milletimizi yürekten kutlamak gerekir. Gerçekten o gece, bu millet nasıl büyük bir millet olduğunu dünyaya gösterdi. Şaka falan değil askeri bir darbeyi önledi bu millet... Ankara ve İstanbul düşse idi işimiz çok zordu ama Allah'ın yardımı ve milletin cesareti ile darbeciler rezil oldu. Tanklara ve savaş uçaklarına karşı ölümüne karşı durmak her yiğidin harcı değil. O gece dünya, destanlaşan bir lider ve şanlı bir millet gördü. Bir çağrısı ile milyonları meydanlarda toplayabiliyor ve darbeyi önleyebiliyorsa bu kişi gerçek bir liderdir. Böyle bir lider dünyada kaç tane var acaba? Başkomutanın ve Milletimizin basireti ve cesareti ile büyük bir tehlike atlatıldı o gece... Gelip geçmiş olsun ey şanlı milletim. Uyanık olmaya devam.

Her kim ki, bu nasıl darbe, böyle darbe mi olur, bu bir senaryodur gibi bir düşünce içine girerse biliniz ki, bunlar da darbe kafalılardır. Geçmiş darbelerle kıyaslayarak bakılırsa, bir darbenin gerçekleşmesi için her türlü plan eksiksiz yapılmış. Karadan ve havadan en stratejik bölgeler ele geçirilmiş. Genelkurmay Başkanı ve bazı Ordu komutanları rehin alınmış. Ele geçirilen TRT’den ‘TSK tümüyle ülke yönetimine el koymuştur’ duyuruları yapılmış. Halkın sindirilmesi için üzerine pervasızca bombalar atılmış ve ateşler açılmış. Yüzlerce kişi şehit edilmiş. TBMM bombalanmış. Yeni Genelkurmay Başkanı ve yöneticiler belirlenmiş. Her şey düşünülmüş ve uygulanmış. Hesap etmedikleri tek şey, Milletimizin eskisi gibi olmadığıdır. Millet, eski darbelerde olduğu gibi korkuyla evine çekilip, darbecilere eyvallah dememiştir. İşte hesap edilemeyen de budur.  Milletimiz olaya el koymuş ve gerçek bir darbeyi önlemiştir.

Kimse bu darbe girişimini küçümsemesin veya başka bir anlam yüklemesin. 27 Mayıs askeri darbesi de aynen bu şekilde yapılmıştı. Silahlı kuvvetlerin içindeki albay cuntası Genelkurmaya rağmen yönetimi ele geçirmiş ve sonuçta Başbakan ile iki Bakan ipe gönderilmişti. Şimdi de aynı oyun oynandı ama bu defa milletimiz darbecilere gereken dersi vermesini bildi.

Konya’m, güzel Konya’m. Görevini hakkıyla yaptın. Darbeci uzantılara geçit vermedin. Güzel ülkemin tüm güzel insanları canları pahasına darbeye, hain darbecilere geçit vermedi. “Çanakkale Geçilmez” ruhu bir kere daha yaşandı. Güzel ülkemin güzel insanlarına selam olsun. Şimdi bayram zamanı, şölen zamanı...

Kahraman polisimizi de gönülden tebrik etmek lazım. Gerçekten darbecilere karşı baştan beri korkusuzca canları pahasına amansız bir mücadele verdiler ve başardılar. Tebrikler, tebrikler...

Medyamızda bütünüyle görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. TRT’nin ele geçirilip ‘TSK tümüyle ülke yönetimine el koymuştur’ şeklindeki bildirinin yayımlandığı saatlerde, bütün medya bunun korsan bir bildiri olduğunu ve de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkın çağrısını vermeselerdi farklı bir sabaha ulaşabilirdik. Medyamızı da kutluyorum.

PKK dan bile daha aşağılık bir girişim yapan bu vatan hainlerinin bu darbe girişiminden sonra, hâlâ Feto denen alçak adama sevgi duyan varsa onların Müslümanlığından şüphe ederim. Artık bu olaydan sonra o alçağa sempati duyanlar da tutuklanmalıdır.

Canları pahasına tankların ve silahların önünde duran ve milli irade uğruna can veren 161 şehidimize Allah'tan rahmet diliyor, binlerce yaralımıza acil şifalar diliyorum. Darbeye geçit vermeyen bu şanlı millete selam olsun. Alçak darbecilere verilecek tek ceza var. İDAM… Başka yolu yok.

"Darbeler dönemi bitti" cümlesi şimdiye kadar sadece kuru bir söz olarak söylenirdi. O gece bu söz, uygulamaya geçti. Artık hakikaten Türkiye'de darbeler döneminin bittiğini aynel yakin, hakkal yakin gördük, yaşadık. Bundan böyle hiç bir güç bu şanlı millete darbe yapmaya cesaret edemeyecek.

Tüm ülke ve Konya ikinci gece yine ayakta idi. On binlerle yine Mevlana meydanında buluştuk. Konya ve Türkiye hem darbecileri tel'in etti, hem de darbe girişiminin püskürtülmesini bir bayram havası içinde kutladı.

İkinci gece şu duygularla dolup taştım:

Darbe öyle değil, böyle yapılır. İşte milletin darbesi... Milletin sillesini yedin mi bir daha belini doğrultamazsın. Konya caddelerindeki muhteşem görüntüler gerçekten görülmeye değer. Tarihi bir güne şahitlik ediyoruz. Tarih, Türk milletinin yeni bir destanını daha yazacak. Yeni nesillerimize anlatacak tarihe geçen şanlı bir destanımız daha var artık... 15 Temmuz 2016 Türkiye'de darbeler döneminin tamamen sona erdiği ve toprağa gömüldüğü, Milli İradenin zafer günü olarak tarihe geçecek. (Devam edecek)