Şehirleri özgürleştirmeliyiz en az insanlar kadar. Çocukların da ellerinden tutmalıyız trafik lambalarına aldırış etmeyen çocukların, dünyanın karmaşasında dünyanın yıprandığı kadar dünyaya yeni gelen her çocuğun annesine bağlılığı kadar özgürlüğe hasret duyan bir toplumuz.

***

Evet, biz toplumuz, kimimizin ödeyemediği faturalar var. Kimimizin atanamadığı kadrolar ve sorularına anlam veremediği mülakatlar. 'Sorumluyuz eşkıyasından da evliyasından da' fertlerin demografik yapıdaki payı kadar, her birimiz bir o kadar sorumluyuz.

***

Özgür değiliz. Nedeni çok açık, kısa cümlelerin hatta satır aralarının artık ifade bulmadığı, sevgilerin de en az saygılar kadar yapmacık olduğu bir hava kütlesine sıkışmış bedenlerimiz. Metrekarenin her birine olumsuzlukların/karamsarlıkların düştüğü 657'nin karakter kümesine dönüştüğü unvanların kişiliklerin fazlaca önüne geçtiği bir dönem.

***

Karaktersizlikte doktora yapmış profesörlerin dersleri kadar amfilere gömülmüş öğrencileriz. Bu toplumun öğretilerini yerle bir etmiş yaşantıların, altın tepside sunulduğu bir ütopya yaratmış bu ahmak profesörler! Onların dünyasında sanki Afrika hiç olmamış, Amerika nur topu gibi, dersini yarıda bölüp gitmek istediğim nice profesörler ha Hipokrat yemini etmiş ha namusunun üstüne yemin etmiş ne fark eder?

***

Biz bir toplumuz demiştik, öyle bir sömürülmüşüz ki 'İZM'lerden güçlü olan 'BİZ'ler kelime olmaktan öteye gidememiş. Tecavüzcünün, hortumcunun cesur oluşu kadar biz, BİZ olamamışız. Özgürlük demiştik, hasretini çektiğimiz özgürlük, ya bu toplumun kötülüklerine göz yumarak özgür taklidi yapıp 'herkes özgürdür, herkesin hayatına kimse karışamaz' deyip köşeye çekilmek ki bu İZM'lerin parantez içine sığdırılabilir ya da 'bu' dediğimiz şehirlerin süper kahramanları olup, dünyanın kırmızı ışıklarını yakmak. İşte bize yakışan bu olmalı!        

“Ben Hakk'ın kemter kuluyum

Kem damarlardan biriyim

Ayn-i cem'in bülbülüyüm

Meydana ötmeye geldim

!

Eksiklik kendi özümde

Darına durmaya geldim”

 

MUHAMMED DENİZ