Malumunuz bu hafta Mevlana'nın 742. Vuslat törenlerinin gerçekleştiği hafta. Konya'ya dünyanın birçok yerinden turistler akın ediyor. Oteller dolup taşıyor. Yüzlerce gösteri gerçekleştiriliyor.  Peki, bu etkinliklerde kimler neler konuşuyor? Konyalıların bundan haberi var mı? Mevlana'nın kültürel bir değer değil, ticari bir obje olduğuna harcanan paralardan, kaybedilen zamanlardan yola çıkarak kanaat getirebilirsiniz. Konuya tarihsel bir örnekle açıklık getirmek gerekiyor.

***

Hz Hüseyin (r.a.) şahadetinin üzerinden yüzyıllar geçti. Peki, Kerbela hadisesinde bizim insanlarımız neden bu kadar hassas değiller? Haydi, bir kıyas yapalım. Şia geleneği olan yas törenlerine yıllardır 'şirktir' diyen mecralar, Mevlana'dan ötürü yapılan Şeb-i Arus törenlerinde onca yanlış ifade kullanılıyorken niçin bir yorum yapmıyorlar? Her yıl Aralık ayında Büyükşehir Belediyesi, Milyonlarca TL harcama yaparak Konya'yı bu törenlere hazırlıyor. Mevlana'nın mesajı bu mu peki? “Her yıl milyonlarca para harcayıp beni anın” mı diyor kalın kitabında? Gerçekten soruyorum siz Mevlana Mesnevisi'ni okudunuz mu? Okuduysanız ne anladınız? Ortada birçok soru işareti var.

***

Katıldığımız programlarda rahatsızlığını duyduğumuz ifadelerden söz etmek istiyorum. Daha öncelerde bir gazeteci arkadaşımız sağ olsun bu konuya değinmişti. Bir bayan var, Esin Çelebi isminde oldukça elit olduğu düşünülen ve herkesin hürmet gösterdiği bir bayan. Konuşmacı olduğu programlarda Mevlana'yı sevmenin din gözetmediğini, Mevlana sevgisinin Peygamber sevgisi olduğundan söz edebiliyor. Allah aşkına dönüp bir bakalım. Ya, bu insanları hiç kimse dinlemiyor. Ya da bu insanlar ne konuştuklarını bilmiyor. Yani tek bir şahsı hedef gösterircesine kaleme almak tabii ki doğru değil. Oysaki onlarca isim var değil mi? Onlarca aykırı ifade kullanılıyor. Ama yozlaşan dünyada Mevlana'yı kültürel bir miras olarak anmanın anlamı yabana atılamaz. Hal böyle olunca bir güzel dilekle noktalayalım. Allah bizleri zilletten uzak kılsın. Vesselam

MUHAMMED DENİZ