Merhum Erbakan hocamızın konuşmalarında sık sık vurguladığı şu cümlesini hatırlıyorum:

“Arz-ı Mev’ud’un nihai hedefi önce Suriye, sonrasında Türkiye’dir. Yani asıl hedef, Türkiye’nin Arz-ı Mev’ud planına dâhil edilmesidir.”

Rahmetli Erbakan hocamızın, İslam coğrafyası için en büyük tehdit olduğunu sürekli dile getirdiği Siyonizm, Nil’den Fırat’a kadar Arz-ı Mev’ud (vaad edilmiş topraklar) kabul etmektedir. Bu toprakların merkezinin de Filistin olduğuna inanmaktadırlar.  

Yahudi bir gazeteci olan Theodor Herzl, 1896'da yazdığı Judenstaat (Yahudi Devleti) isimli bir kitapta Siyonizm'in kuruluşunu anlatmıştır. 1897'de I. Siyonist Kongre ile Dünya Siyonist Teşkilâtı kurulmuş ve Theodor Herzl’in hayali gerçeğe dönüşmüştür. Kongre ile 1897'ye kadar Yahudilerin, Filistin'de toplanması ve Yahudi devleti kurulması bir fikir iken, 1897'de hedef haline getirilmiştir. Kongrede alınan karar göre 50 yıl içinde İsrail Devleti kurulacak, 100 yıl içinde de vaad edilmiş topraklar ele geçirilerek Büyük İsrail kurulacaktı.

Alınan karardan 50 yıl sonra 1948’de İsrail Devleti kurulmuş ama 100 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen Büyük İsrail kurulamamıştır. Siyonistler, Büyük İsrail’in hayali ile yanıp tutuşmaktadırlar. Bu hayale ulaşmak için yapmayacakları hiçbir şey yoktur. Yakıp, yıkma, öldürme, katliam, soykırım hepsi bunun içindir. Bunun için önce Filistin’in tamamını ele geçirecekler sonra da adım adım genişleyeceklerdir. Amerika arkalarında olduğu sürece de yakıp yıkmaya, öldürmeye devam edeceklerdir.

Kendilerine vaad edilmiş olduğuna inandıkları topraklara ulaşmak için gayret eden Siyonizm’in temsilcisi İsrail, ABD desteği ile, merkez kabul ettikleri Filistin’den başlayarak Ürdün, Lübnan, Mısır, Suudi Arabistan, Irak, İran, Suriye ve Türkiye topraklarını tamamen veya kısmen ele geçirme hayali ile yaşamaktadır.  Nil, Fırat, Dicle, Seyhan, Ceyhan nehirleri Siyonizm için vaadedilen toprakları sulayan kutsal nehirlerdir. Tahrif edilmiş olan Tevrat'a bağlı bir Siyonist Yahudi için Fırat sularıyla sulanmış arazide yetişmiş meyveyi, sebzeyi yemek çok kutsaldır.

Hayallerine ulaşmak için yaptıkları olağanüstü gayret, tam da rahmetli Erbakan hocamızın ferasetiyle ortaya koyduğu Siyonizm tehlikesini, geldiği nokta itibariyle oldukça önemli kılmaktadır.  

Zira Erbakan Hocamız her konuşmasında ısrarla  “Haçlı ve Siyonist ittifak; Suriye’nin işgal edilmesi, ardından Türkiye’nin parçalanması ve Arz-ı Mev’ud’a dâhil edilmesi için harıl harıl planlar yapmaktadır” diyordu.

Şimdi yaşanan gelişmeleri gözümüzün önüne koyarak tahlil edersek, rahmetli Erbakan hocamızın ortaya koyduğu tespitin ne kadar haklı ve doğru olduğunu görebiliriz.

Suriye iç savaşının geldiği daha doğrusu getirildiği noktada hedefin Türkiye olduğu açık seçik belli değil mi? Bunu sezmemek ve bilmemek için kalben kör ve sağır olmak gerekir. Suriye resmi olarak olmasa da fiili olarak parçalanmış durumdadır. Rusya desteğindeki rejimin kontrol ettiği bölge var, ABD’nin destek verdiği PKK’nın kontrolünde olan bölge var, Türkiye’nin kontrolünde olan bölge var. ABD kontrol ettiği bölgede kurduğu üslerle bütün askeri gücünü yığmış durumdadır.

Sadece bu bölge mi? Elbette değil. ABD; kurmuş olduğu askeri üsler, Akdeniz’e getirdiği uçak gemileri ile ülkemizi dört koldan sarmış durumdadır. Türkiye’nin, bir yandan tam manasıyla kıskaca alınması için planlar uygulanırken, diğer yandan içeride de terör faaliyetleri organize edilmektedir.

Filistin’de on binlerce masum sivilleri katleden İsrail’i sürekli olarak tel’in eden, İsrail’in cezalandırılması gerektiği fikrini her ortamda söylemekten çekinmeyen ve öteden beri ABD’nin isteklerine göre değil, kendisinin menfaatine göre hareket eden bir Türkiye ABD’nin işine gelmiyor.

Hayal edilen Büyük İsrail toprakları

ABD’nin bugüne kadar Türkiye’nin yönetimini değiştirmek için yapmış olduğu her girişim başarısızlıkla sonuçlanınca geriye Türkiye’yi sıkıştırmak, zayıflatmak ve sonunda da parçalamak kalmıştır. Bu amacına ulaşmak için bir taraftan PKK uzantısı örgütler PYD ve YPG’ye her türlü desteği veriyor, diğer yandan da Siyonist İsrail terör devletinin Arz-ı Mev’ud hayalini gerçeğe dönüştürmek ve Büyük İsrail’i kurmak yolunda Türkiye topraklarının bir kısmına sahip olması için planlar yapmaktadır.  Üstelik bu plana çok sayıda Avrupa ülkeleri de destek vermektedir. 

İşte merhum Erbakan hocamızın belirttiği haçlı Siyonist ittifakı budur. Bütün bu planların, Erbakan hocamızın ömrü boyunca ağzından düşürmediği Siyonizm’in temsilcileri olan ABD ve İsrail tarafından yapıldığı ve sahnelendiği su götürmez bir gerçektir.

Siyonizm, içinde Türkiye topraklarını da kapsayan Arz-ı Mev’ud yani vaad edilmiş topraklar hedefine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapıyor ve yapmaya devam edecektir.

Peki millet olarak biz ne yapıyoruz? Sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirebiliyor muyuz yoksa birilerine havale ederek kurtulduk mu sanıyoruz? Asıl sorun burada…

Allah bu dünyada herkese çalışıp çabaladığının karşılığını veriyor. Kim ne kadar çalışırsa o kadar karşılık buluyor. Elin gâvuru çalışıyor, çalıştıkça karşılığını alıyor. Biz çalışmayıp yatarsak hiçbir şey kazanamayız. Bütün problemlerden ancak çalışarak ve güçlü olarak kurtulabiliriz. Milli şairimizin;

Allah’a dayan sa’ye sarıl hikmete râm ol

Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.

 

Dediği gibi başka bir yol bilmiyoruz. Yazımı SOYSUZ NAMERTLER başlıklı şiirimle tamamlıyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.

Çocuk katilleri vahşi mahlûklar,

Yolu nâra gider soysuz namerdin.

Zayıfı katleder cinsi bozuklar,

Kolu nâra gider soysuz namerdin.

-

Kırk bin binayı yıktı zalimler,

Ne varsa her şeyi yaktı zalimler,

Cehenneme doğru aktı zalimler,

Dalı nâra gider soysuz namerdin.

-

On beş bin masuma yetti güçleri,

Sudan bile mahrum etti açları,

Saymakla bitmiyor ağır suçları,

Eli nâra gider soysuz namerdin.

-

İnsanlıktan yoktur zerre nasibi,

Sivil yerlere hep büyük tahribi,

Gaye üstün kılmak ehli salibi,

Dili nâra gider soysuz namerdin.

-

İsrail en büyük terör örgütü,

Ne bir ilkesi var ne de ölçütü,

Bozuktur mayası, bozuktur sütü

Salı nâra gider soysuz namerdin.

SALİH SEDAT ERSÖZ

Nâr:  Ateş