Bir önceki Cuma akşamı, başkanlığını Prof. Önder Kutlu'nun yaptığı HİSDER, Hikmet, İlim ve Sanat Derneği'nin düzenlemiş olduğu sohbet programlarının birinde yeni Milletvekili seçilen Ahmet Sorgun'u dinlerken ister istemez aklıma Kur'an-ı Kerim, Nisâ Suresi'nin 58 ve 59. Ayetleri geldi.

Sohbetin konusu “Siyasetin İlkeleri” olunca ne dinleyeceğimizi, doğrusu merak ediyordum.

Söz konusu ayetler, bizlere siyasî konuda, özellikle İslâm'ın siyaseti, siyaset anlayışı konusunda önemli ipuçları veriyordu. Ayetler, anlam olarak şöyleydi:

“Şüphe yok ki Allah sizi, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel nasihat veriyor. Şüphesiz ki Allah, Semi', her şeyi işitendir, Basîr, hakkıyla görendir.

Ey İman edenler! Allah'a itaat edin; peygambere ve sizden olan ülü'l-emre, emir sahibi idarecilerinize de itaat edin! O halde bir şey hakkında ihtilafa düşerseniz, Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman ediyorsanız, artık onu Allah'a ve Peygambere arz edin. Bu hem hayır hem de netice itibariyle daha güzeldir”

Ahmet Sorgun kardeşimi ta İmam-Hatip Lisesi yılarından beri tanırım. O da beni tanır. O, bana okul yıllarında yazdığım “Kent 76'nın Çocuğu” başlıklı bir şiirimden dolayı, aynı şekilde hitap eder ve “O! Gel bakalım Kent 76'nın çocuğu” diye seslenir.

Kendisini Allah için severim. O'nun Milletvekili olmasını, ülkemize hizmet etmesini de hep istemişimdir. Birileri O'nu “çok sessiz, Meclis'e gitsin de görelim, O bir iş yapmaz, siyasetçi çok atak olmalı, işbitirici olmalı, çok iyi niyetli ama” gibi cümlelerle eleştirse de ben şahsen Ahmet Sorgun'un kendisine verilen her görevi hakkıyla yapacağına, yerine getireceğine inanıyorum.

Milletvekilliği kendisine hayırlı olsun. Allah kendisini mahcup etmesin.

Ahmet Sorgun bana göre daha 7 Haziran'da Milletvekili seçilmiştir. O, soylu bir davranışla ayak oyunlarıyla, kulislerle görev istememiş, ama sonradan en üst makamdan kendisine bu görevi üstlenmesi teklif edilmiştir. Yani O, emanetin kendisine verileceği ehliyetli ve liyakatli bir siyaset adamıdır.

“Bir toplumsal görevi, sorumluluğu talep edecek kadar cüretkâr, ondan kaçacak kadar korkak değilim” diyen de O'dur.

Şimdilik O, mazbatasını almış, kendi deyimiyle “Lise diplomasını alarak, dört yıllık bir siyaset yüksek okuluna, fakültesine kaydını yaptırmıştır” Salı günü, yarın yemin ederek görevine başlayacaktır.

Ahmet Sorgun'u daha önce Uzunharmanlar'daki mütevazi evinde, O'nu seven bir grup arkadaşla birlikte ziyaret edip tebrik etmiş, kutlamış ve sevincimizi kucaklaşarak paylaşmıştık. Güzel bir sohbet etmiştik. Bize kendi bahçesinde kendi elleriyle yetiştirdiği meyvelerden ikrâm etmişti.

Biz de O'na “ Bundan sonra Seni takip edeceğiz, Senin çalışmalarını görmek isteyeceğiz” diye veda etmiştik.

Ahmet Sorgun'u Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi'nde dinlerken gördüm ki siyaseti, siyasetin kurallarını ve ilkellerini, ne yapacağını gerçekten biliyor. Artık iş hem duaya hem de çalışmaya kalıyor.

“Kuralların olmadığı yerde krallar vardır” diye başladığı konuşmasında çok güzel tesbitler, çok güzel örnekler, anekdotlar, çok anlamlı veciz sözler dile getiren Ahmet Sorgun'un konuşmasından bazı ilkeleri, bazı satırbaşlarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

1-Başkasının yaptığı, yapmadığı değil benim ne yaptığım önemlidir.

2-Yük olma yük al, hayatta yük alanlar kazanır. Eskiler bunu “Bâr olma, Yâr ol” diye özetlemişler.

3-Siyaset profesyonelce ama amatör ruhla yapılmalıdır.

4-Siyasette aidiyet duygusu olmadan olmaz.

5- Her söylediğin doğru olmalı ama her doğru her yerde söylenmemeli. Siyaset çuvalı patlatmadan yerine koyma sanatıdır.

6-Siyaset ekip işidir ama siyasette ekipçilik, hizipçilik olmaz.

7-İlimsiz siyaset olmaz. Siyasette yapabileceğini söyle. Söz verdiğini yap. Yaptığını başa kakmadan anlat.

8-Siyasette konjoktürel ağırlık değil, özgül ağırlık önemlidir.

9-Siyasette “Keşke” değil, “İyi ki yapmışım” demek vardır. Keşke diyenler hep pişmanlık duymuşlardır.

10-Siyasette istişare eden aldanmaz, iktisat eden de fakir olmaz.

11- Siyaset sorun değil, çözüm üretme sanatıdır.

13- Siyaset risk alma sanatıdır.

14- Siyaset, değerlerimizin değerini bilmeyi gerektirir.

15- Siyaset bisiklete binmek gibidir. Pedalı çevirmez durursanız düşersiniz.

16- Siyaset, bir denge sanatıdır. Siyasette “Nemelazım” dememek lazımdır.

17-Siyasetin ruhu Hak rızası, bedeni halka hizmet olursa hiç kaybetmezsiniz

18- Hak bildiğin yolda yalnız da olsan yürü, adımların küçük de olsa ufkun büyük ve geniş olsun.

Bunlar benim not alabildiğim bazı kurallar, bazı ilkeler. Her biri birbirinden oldukça önemli ve anlamlı, bir birikimin, siyasî bir tecrübenin ürünü olan hakikatler. Bunların sayısını artırabiliriz. Önemli olan bu kurallara uymak, bu kuralların bizden istediklerini yerine getirmek.

Ben hem HİSDER'e hem de Ahmet Sorgun'a teşekkür ediyorum.

HİSDER'i kutluyorum.

Gönül ister ki bütün seçilmişler, partisi ne olursa olsun, siyasî görüşü ne olursa bütün Milletvekilleri, farklı zamanlarda farklı mekânlarda kendilerini seçenlerle bir araya gelip hem kendilerini, hem de çalışmalarını anlatsınlar.

                                                 GÜNÜN SÖZÜ

BİR YERDE KÜÇÜK İNSANLARIN GÖLGESİ BÜYÜYORSA, OORADA GÜNEŞ BATIYOR DEMEKTİR.

                                                                                                  Çin Atasözü

 

KAMİL BİRCAN16.11.2015