Sonunda dananın kuyruğu koptu ve 7 Haziran Milletvekilliği seçimlerinde aday olacak isimler, aday oldukları partileri tarafından açıklandı.

Şimdi bu adaylardan beş yüz ellisi TBMM'ne girecek ve kendilerini Meclis'e gönderenlere vekâlet edecekler. Ülkemizi yönetecekler. İktidarıyla, muhalefetiyle hizmet yarışına girecekler.

Siyaset zor bir iştir. İnsanı çerçeveye de götürebilir, ipe de götürebilr, gecesi gündüzü olmayan, aşk ve sevda gerektiren, fedakârlık gerektiren sıkıntılı bir iştir. Riskli, sıkıntılı, sancılı bir alandır

Siyaset ehliyet ister, liyakat ister.

İnşallah seçilecek olanlar, emaneti ve sorumluluğu üstlenmeye talip olanlar, ehliyetli ve liyakatli olurlar.

7 Haziran seçimleri, herkes için oldukça önemli bir seçim olacaktır.

Aday olup da seçilecek olanların işi, aday olup da listeye giremeyen ve seçilemeyenlerin durumundan daha zordur.

Bu yüzden aday olamayanlar ya da aday olup da seçilemeyenler fazla üzülmemelidirler. Olan her şeyde bir hayır vardır. Başlangıçta şer gibi görünen, sonunda hayırlı olabilir. Başlangıçta hayır gibi görünen bir şey de, sonradan şer olabilir.

Sonuçta siyaset uzun ince bir maratondur. Siyasette pes etmek olmaz. Üzülmek olmaz, ümitsizlik hiç olmaz.

Biz seferden sorumluyuz, zaferden değil. Zaferi nasip edecek olan Allah'tır. Zaten yüzlerce aday arasından, aday olabilmek de ayrı bir beceri, ayrı bir yetenektir.

Şimdi aday olamadım diye kızmak yok, küsmek yok, hele intihar etmek hiç yok. En başta büyük beklentiler içine girip, hayal kırıklığı yaşamak zaten yok.

Siyasi Partiler, bütün aday adaylarına moral vermek, ümit vermek için mavi boncuk dağıtmak zorunda kalabilirler. “İnşallah sen adaysın” demiş olabilirler. Sonuçta aday sayısı bellidir. Herkesin aday olamayacağı bellidir. 

Böyle olunca, benim de aslında merak ettiğim, nasıl dengeyse, bir takım dengeler yüzünden sürpriz sonuçlar çıkabilir. Nitekim çıktı da.

Siyasî Partiler, aday belirlerken hangi ölçütlere uydular, önseçim ya da temayül yoklamalarını nasıl değerlendirdiler, adayları hangi özelliklerine göre belirlediler bilmiyorum?  Ama listeler belli oldu, meraklar giderildi ve adaylar meydana indi, bazıları da nadasa alındı, geleceğe yönelik bekleme odasına oturtuldu.

Halinden ve yerinden memnun olmayanlar ise, övdükleri, yağ çektikleri liderlerine, yarı tanrı haline getirmiş oldukları liderlerine sövmeye, hakaret etmeye,  partili arkadaşlarına “şerefsizler” diyerek yermeye, gerçek niyetlerini ve yüzlerini gösterip, istifa etmeye, fitneciler de fitne kazanlarını kaynatmaya, ortalığı germeye başladı.

Oysa, önemli olan, seçilecek adayların üstlenmiş oldukları vekâleti, en güzel şekilde yerine getirmeleri, emanete ihanet etmemeleri, dünyevî istek ve arzularını öne çıkarmamaları, hizmet yarışında öne geçebilme yarışı yapmalarıdır. Aldıkları oyları, ceplerine koydukları paraları helal ettirmeleridir.

Yoksa bir dönem, iki dönem Meclis'te görünürler. Zaman su gibi akar. Yıllar çabuk geçer. Kendilerine verilen hizmet imkânları ellerinin altından kayar gider. Kendilerini seçenler yüzlerine bile bakmaz, unutulurlar ve silinir giderler.

Sonra da son pişmanlık fayda etmez.” Ah, şöyle yapsaydım, böyle yapsaydım” demenin de bir yararı olmaz.

Ben parti ayrımı yapmaksızın, seçilerek Meclis'e girme yarışı yapacak bütün adaylara şimdiden hayırlı olsun diyor, başarılar diliyorum.

Hayırlı Cumalar

                                          HEM NALINA HEM MIHINA

SİTEM

Başta Konya olmak üzere, bazı illerde, Ankara, Sivas, Karaman, Kars, İstanbul gibi bazı şehirlerimizde, AK Parti ve MHP'den Milletvekilliği için aday adayı olup listelerde yer alamayan bazı arkadaş ve tanıdıklara Facebook üzerinden ve telefonla mesaj attım. Her birini ayrı ayrı teselli etmek istedim.

Telefonla attığım mesajda şunları yazdım:

“Bismillah, galip sayılır bu yolda mağlup. Hem her olanda bir hayır vardır. Siz zaferden değil, seferden sorumlusunuz. Siz elinizden geleni yaptınız. Üzülmeyiniz, gevşemeyiniz. Halkın değil, Hakk'ın rızasını kazanmaya bakınız. Selam ve dua”

Attığım mesaja sadece MHP aday adayı Mehmet Yaman “EL HAYRU MA VEKAA, MEASSELAM” cümlesiyle cevap verdi. Yani “olan her şeyde bir hayır vardır, selamlarımla” diyordu.

Kendisine teşekkür ediyorum. Diğerleri ise ya telefon numaralarını değiştirdiler, ya da üzülmeye devam ediyorlar.

Ne diyelim? Belki bunda da bir hayır vardır.

SEÇİMLERE KATILMAYACAK TABELA PARTİLERİ

7 Haziran'da yapılacak Genel Seçimler için, Siyasî Partiler, aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu'na teslim ettiler.

Bu arada Saadet Partisi ve BBP, “Millî İttifak” adı altında seçimlere birlikte gireceklerini açıkladılar. Diğerleri gayri millî imiş gibi bir hava oluşturdular.

11 Siyasî Parti de seçimlere katılmayacaklarını belirtip kenara çekildiler. Oy pusulasındaki yerler allak bullak oldu.

Bu arada İdris Bal'ın Partisi darmadağın oldu. İdris Naim Şahin'in partisi “MİLAD” nerde? İsmi bile okunmuyor. Galiba miladını erken doldurdu.

Bütün bunları başta düşünüp de, zaman israfı, para israfı yapmasalar, milletin kafasını karıştırmasalar olmaz mı sanki?

 Allah akıl fikir versin.

                                                    GÜNÜN SÖZÜ

HAYATIMIZ ŞAHSİYETİMİZİN DEĞİL, ŞAHSİYETİMİZ HAYATIMIZIN ÜRÜNÜDÜR.

                                                                                                                    Peyami Sefa