Her ay gazetenizin eki olarak siz değerli okurlarımıza sunduğumuz 10'LAR Dergisi'nde bu ay kreş ve anaokulları ele alındı. Birbirinden değerli kurumlar, sektör temsilcileri dergimize konuk olarak, sektörleriyle alakalı bilgilendirici mesajlar verdi.  Kreşler ve anaokulları. 10'LAR'a bu ay konu olan sektör. Çok zevk aldığım sektörlerden biri oldu desem yeridir. Kreş ve anaokulu sahipleriyle tek tek görüşerek, röportajlar gerçekleştirdim, her birinden ayrı ayrı memnun kaldım. Çoğu kreş ve anaokulu işletmecisi bir anne veya baba. Sonuçta hepsinin yüreğinde şu kavramları gördüm, hissettim; 'şefkat, merhamet, muhabbet.'

Artık bir klişe haline gelmiştir, 'eğitim gönül işi' diye. Ele aldığımız bu ayki sektörle bunu bir kez daha idrak ettim, bir kez daha görmüş oldum. İtiraf ediyorum ve sonuna kadar destekliyorum; okul öncesi eğitim çatısı altında verilen hizmet, kolay bir iş değil. Sabrı zor, tahammülü güç bir uğraş. 

Dile kolay minimum 20 çocuğu bir yerde topluyorsunuz, kimi zaman ayrı ayrı sınıflara bölüyorsunuz ve her birine tek tek bir anne şefkati göstermek durumunda kalıyorsunuz. Genelleme yapmayayım; Kendim de dahil olmak üzere birçok erkek açısından bu durumun düşüncesi bile korkunç. Sabretmek, sebat etmek, hoşgörmek, alttan almak, ince düşünmek, yeri geldiğinde karşı taraf gibi davranmak ayrı bir yetenek ayrı bir kabiliyet ister. Bu yeteneği de Cenab-ı Hakk 'anne' olgusu üzerinden kadınlara ihsan etmiş.  

Gittiğim tüm röportajlarda bariz bir şeklide şunu öğrenmiş oldum; bugün 18-19 yaşına gelmiş birinin sahip olduğu fobilerin, korktuğu, çekindiği hususların temeli 0-6 yaş aralığında yaşadığı hadiselerden ibaretmiş. Yani 0-6 yaş aralığında olumsuz anlamda ne yaşadıysa, ne gördüyse, neye şahit olduysa bugün ilerleyen yaşında sahip olduğu fobiler, o yaş aralığından getirdiği şeylermiş. En nihayetinde kreş ve anaokullarının önemi işte kişinin ilerleyen yaşında kişisel gelişiminde meydana gelen olumsuz hal ve hareketler ortaya çıktığında anlaşılıyormuş. Doğru mu? Bana göre mantıklı. 0-6 yaş aralığında kreş ve anaokulu eğitimi alan bir çocuk hayatın ilerleyen safhalarında özgüveni tam, ne yaptığının, ne ettiğinin bilincinde, vatanına, milletine bağlı birer fert olarak karşınıza çıkmış oluyor.  

Her sektörde olduğu gibi kreş ve anaokulu sektöründe de merdiven altı çalışan yerlerin olduğunu duyduk. Üzüldük. Maalesef bir sektör yok ki o sektörde bulunan tüm işletmeler, kurumlar, kuruluşlar yasal bir zeminde çalışsın, faaliyet göstersin. Ne hikmetse ortada bir sektör varsa iyilerin yanında 'kötüler' de oluyor. Tabii bunun da ayrı bir avantajı var. Sektörde iyiler parlıyor, iyilerin ışıltısı koşullar ne olursa olsun devam ediyor. 

Sözlerimi noktalamadan önce iki isim için ayrıca bir parantez açmak istiyorum. Kreş sahiplerinden Ayşe Usta Peker ve Melek Er. Bu sayıda her iki isimden de destek gördük, güç aldık. Dünya tatlısı iki kreş sahibine can-ı gönülden teşekkürlerimi arz ederim.