Sabır ile imtihan olduğumuz günlerden geçiyoruz. Gerek fert, gerekse de millet olarak.  Bizi bu kadar sabırlı kılan güç ise; ilahî adalete ve hesap gününe olan kuvvetli inancımızdır. Hem bu fani dünyada hem de ebedi olan alemde.  Her iki cihanda. Tam teslimiyet.

Bazen bir şey oluyor ve burası yeri değil diyoruz. Kimi insan bunu çoğu zaman dünya için düşünüyor ve söylüyor. Durum şudur: İnsan sabredememiş ve yeryüzüne düşmüştür. Gurbetteyiz. Durum bu kadar basit.  Evet, sabır. Her gün canımızı alan katillere ve türlü hainliklere sabrediyoruz. Haset sahiplerine katlanıyoruz. Nice kötülüğe dayanıyoruz. Sabır ve sâbirîn. Neden? Çekiniyor muyuz? Hayır. Gücümüz mü yok? Var. Hemen belirtelim: Sabır, Allah'ı vekil kılmaktır. O bize vaktini haber verir. Güzel haber, bir ilham olarak gönlümüze doğar. 15 Temmuz gecesi gibi. Baktığımızda göreceğiz: Bir şahsiyet olarak temayüz eden insanların tamamı sabır ehlidir. Çünkü sabır, bir işin yarısıdır. Diğer yarısı da emek. Bu ikisinin toplamı 'nasip' eder. Şu anda aklıma gelen bir misal: Biz Rabbimiz'den isteriz, o da kullarıyla gönderir. Bu toprakları vatan haline getiren şeylerden biri de insanımızda bulunan, bize mahsus olan yüksek ve derin sabırdır. Hususiyetlerimizden, ayırıcı vasıflarımızdan bir tanesi de budur. Milletimizin hayırlı evlatları birbirlerine hep hakkı ve sabrı tavsiye etmiştir. Asırlar boyunca devam eden ve hâlâ bitmeyen şiddetli saldırılara işte bu sabır sayesinde mukavemet gösterilmiştir. Haçlı ve Moğollardan günümüze değin. Sabır, helal lokmadır, iyi niyettir, dayanma gücüdür. Ümitsizliğe kapılmadan sergilenen metanet ve dirayettir. Eğri, doğruya ne yapabilir? Yalan hakikate, tembellik çalışkanlığa, ihanet adanmışlığa, hainler sadıklara? Cevabımızı verelim: Hiçbir şey yapamaz. Belki başlarda yapıyor görünebilir. Fakat hepsi budur. Ancak bu. Dememiz odur ki, neler dönüyor, görüyoruz. Sabır deyip susuyor, bekliyoruz. Göremediğimizi düşünenler olabilir, oluyor da. Olsun. Nedense sabrı hep olumsuz olaylarla, örneklerle birlikte anıyoruz. Bugün biz de öyle yaptık. Sayısız kıymetin cümle kapısı ve ana kaynağı da sabır değil midir? Her şeye rağmen vefa göstermek, doğruda ve dostlukta sebat etmek, sevdiklerimizin hatalarını büyütmeyip onları yeniden kazanmak. Bunları sabırdan ayrı düşünülebilir miyiz? Sağlam bir eser, meşakkatli bir yolculuk yahut temiz bir hayat.