Kırmızı yanaklar, kayan gözler, sıkılan kelimeler, terleyen eller, mutlu bir kalp! Utanmak bu duygunun adı! İnsanın hayatında mutluluktan sonra en çok hissettiği duygudur utanmak!  Küçük yaşlardan beri hayatımızın her anında yer alır.

Bazen yaptığın bir davranıştan, bazen söylediğin bir sözden! Ama en sevdiğim utanma hissi, sevildiğini anladığın anda güzel! Bir insana en çok yakışan histir. Utanmak, edeple kardeştir. Edep varsa utanma duygusu da vardır. Kardeşliğin sırrı! İkisinin her damarında aynı kan barınır... Aynı DNA'dan türemiş, aynı hissi karşısındakine yaşatan!

Utanmak, insanın fıtratında vardır. Utanmaktır, insanın kişiliğini ortaya koyan! Alçakgönüllülüğün, masumiyetin simgesi! Soyut bir duyguyu somut bir görüntüye çevirme hali!  İnsanın kalitesini gösteren bir güzelliktir. 

Hayâ utanmak anlamına gelir. Allah insanoğlunu utangaç bir varlık olarak yaratmıştır. Özellikle kızları! Kızların hayâ etmesi, yanaklarındaki bir gamze gibi güzelleştirir onları! Tebessüm çiçekleriyle gizlemeye çalışırlar utançlarını! 

Utanmak insana doğumunda bahşedilen büyük bir hazinedir. Bazı insanlar bundan mahrum olsa da! Hayat ufak tefek sürprizlerle doludur. Bazen nasıl ayak uyduracağımızı bilemeyiz. Her şey olur ve biter ne olduğunu anlayamadan! Ama bu olaylar karşısında en güzel tepkiyi duygu ve hislerimizle belirtiriz. 

Hayat acısıyla, tatlısıyla bir serüvenden ibarettir. Ne zaman ne olacağını kestiremeyiz. Hazırlıksız yakalanan gönüllere bir uyarı ve tecrübedir yaşananlar! Her anın güzelliği ayrıdır. İnsan yaşayarak öğrenen ve hayatını öğrendikleri üzerine kuran bir varlıktır. İnsan, bir deyişle de öğrendikleri üzerinden geçinen çıkarcı bir mahlûktur. 

İnsanı en sıkan ve niçin yaptığını kestiremediği duygu utanmak sanırım! Diğer bir ifadeyle mahcup olmak... Müşfik ve sempatik bir duygu kendileri!  Herkesin kendine özgü, ufacık tefecik içi dolu turşucuk hesabı! Küçük bir kızarıklık gibi gözükse bile, altında birden fazla duyguyu barındıran kocaman bir duygudur. Aynı anda birden çok hisse kucak açan!

Aynı zamanda çok muzip bir duygu! Bir yandan sıkılırken, bir yandan gülmeyi sağlayan! Tebessümle dost edeple kardeş olan! İnsanı bazen afallatsa da feraset sahibi bir duygu! O kadar çok övdüm ki bu duygu kardeşi kendisi bile utandı açıkçası! 

Hayat keşke duygular kadar masum ve saf olsa! Duyguları insanlara değil de, insanları duygulara benzetsek! Mesela her şey yerini bilse! Kızmak yerine zamanına göre davransa, tebessüm yolunu yordamını kollasa! Tebessüm de çok önemli çünkü! İnsan neye güldüğüyle zekâsını belli eder. Böyle olsa ne kadar düzenli olurdu her şey değil mi? 

Ama ben hayatı masallarla karıştırdım sanırım! Her olanı olduğu gibi görmekle! Ama şimdi her olanın kendini göstermediği bir diğer yüzü var. Her şeyin kişiliğini kaybettiği gibi zaman geçtikçe duygular ve hislerde değişmekte!

Bence utanan insandan zarar gelmez. Hâlâ masumluğu taşıyan bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Kıpkırmızı elma gibi yanaklar, boncuk boncuk parlayan gözler! Nasıl kötülük beklenir ki! Benden tavsiye bu özelliği kaybetmeyin ve utanın gitsin!