Zorlu bir sürecin daha son demlerine gelmiş bulunmaktayız. YKS için geri sayıma başladığımız şu günlerde stres ve kaygı bozuklukları daha da artmaya başladı.

Stres nedir ?

Stres, kişinin biyolojik ve psikolojik dengesinin bozulmasına gösterdiği doğal bir tepki durumudur. Korku veya acıya neden olan olaylara karşı vücudun kendi dengesini kurabilmek için verdiği normal bir fiziksel cevaptır.

Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır. Çoğunlukla mükemmeliyetçi bireylerde ve sınav sürecini yeterince verimli kullanamayanlarda daha fazla görülür.

Kaygının temelinde, başarısızlık korkusu, aileye veya kendisine karşı hissettiği yoğun sorumluluk hissiyatı, sınav sonucunun kişinin toplumdaki değerini yansıtacak bir sonuç olarak görülmesi, gelecek ile ilgili kararsızlık veya hedefsizlik, aile baskısı vardır. Aile bireyleri, öğretmenler veya arkadaşlar tarafından söylenilen;

‘Ben senin başaracağını biliyorum.’ cümlesi her ne kadar masum görünse bile sınav öğrencisi  tarafından şu şekle bürünüyor: Onlar bana bu kadar güveniyorken güvenlerini boşa çıkartırsam, yüzlerine nasıl bakarım!

Bu yüzden bir sınav öğrencisi ile konuşurken cümlelerimizi lütfen tartarak kuralım. Bizim kastetmeye çalıştığımız şey ile asıl yarattığımız şey arasında bazen uçurumlar olabilir.

Stresi hayatımızdan silebilir miyiz?

Şunu kabul etmek gerekir ki hayatımızın her alanında belki de karşımıza çıkan stresin tamamen ortadan kaldırılması veya yok sayılması olanaksızdır. Stres yalnızca kontrol altına alınabilir. En etkili yöntemlerinden biri ise olumlamalardır. Olumlama, belirli bir düşünce biçiminin beyne öğretilmesi amacıyla bilince ve bilinçaltına yönelik hazırlanan, kişinin yaşama ve olaylara bakış açısını pozitif yönde değiştirmeyi hedefleyen pozitif ve tekrar eden telkinlerdir.

Çoğu zaman farkında dahi olmadan kendimize ilettiğimiz bazı olumsuz telkinleri birlikte olumluya çevirelim:

Kendimi hiç iyi hissetmiyorum, kötü bir şey olmasından korkuyorum. (Yanlış!)

Bugün kendimi çok enerjik ve iyi hissediyorum. Biliyorum ki güzel şeyler olacak. (Doğru)

Netlerim çok düşük, başaramayacağım. (Yanlış!)

Sene başından bu yana netlerimde ciddi artışlar oldu. Demek ki çalışınca başarabiliyorum. (Doğru)

Sınav çok zor olacak, asla yapamayacağım! (Yanlış!)

Sınav zaten belli bir sistem dahilinde oluşturuluyor. Çok kolay, kolay, orta, zor, çok zor olmak üzere beş çeşit soru tipinden oluşturuluyor. (Doğru)

Yerleşemezsem tüm emeklerim boşa gidecek. (Yanlış!)

Yerleşemezsem sonraki yıl yaptığım hataları da doğruya çevirerek daha iyi bir sonuç elde edebilirim. (Doğru)

Ailem bana çok güveniyor. Onların güvenini boşa çıkarmaktan çok korkuyorum. (Yanlış!)

Ailem bana çok güveniyor. Sonucum ne olursa olsun yine yanımda olacaklarını, desteklerini esirgemeyeceklerini biliyorum. (Doğru)

Yeter ki bir üniversite kazanayım. (Yanlış!)

Öylesine bir bölüme veya üniversiteye gitmektense bir yıl daha hazırlanıp istediğim ve güvencesi olan bir bölüm kazanabilirim. (Doğru)

STRES YÖNETİMİNİ NASIL SAĞLAYABİLİRİZ?

Kendimize inanarak ve saygı duyarak

Sınav hazırlık sürecinde yapılan en büyük hatalardan birisi öğrencilerin kendilerine olan saygılarını yitirmeleri, kendi gelecekleri için değil de başkası için çalışıyor edasında oluşları (Aile ve sınav sisteminden bahsediyorum). Öz saygımızı yitirdiğimiz yerde hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğinin bilincinde olmak gerekir.

Planlı ve mantıklı çalışarak

Son düzlükte; ‘Hadi şu konuyu da bitirmeliyim, şu kitabı da çözeyim.’ düşüncelerinden artık kurtulun. Son düzlük te çok yorucu çalışmalar ve sıfırdan çalışılacak konular fayda yerine zarar getirir. Mevcut bilginizi pekiştirmek adına yapacağınız çalışmaların faydasını daha fazla göreceksiniz. Parantez açarak şunu da belirteyim: Son yılların çıkmış sorularını deneme şeklinde çözmeden sınava girmeyin!

İyi uyuyarak ve iyi beslenerek

Evet, doğru okudunuz. Zihnin daha verimli olabilmesi ve işlevlerini tamamlayabilmesi için beslenmenin ve uykunun etkisi çok çok yüksek. Uykunun da beslenmenin de mutlulukla bir ilgisi olmalı. :)

Dinlenerek ve eğlenerek

Kendinize vakit ayırmadığınız sürece yalnızca sürünerek yolu tamamlamış olursunuz. Ancak vereceğiniz küçük bir mola daha hızlı koşmanızı sağlayabilir.

Kaygı uyandıran veya öfkeli konuşmalardan ve kişilerden uzak durarak

En önemlisi de tam olarak bu. Olumlu konuşmalardan ne kadar çabuk etkilenebiliyorsak olumsuz konuşmalardan da en az o kadar çabuk etkileniyoruz. Kaygı bozukluğu çok yüksek olan bir kişi ile yapacağınız görüşmeler sizin de motivasyonunuzu düşürebilir. Bu yüzden konu her ne olursa olsun enerjinizi sömüren insanlardan uzak durun. O zaman nasıl mutlu olduğunuzu göreceksiniz.

Kalın sağlıcakla…