Yıllardır yaptığımız danışmanlığın adı olmuş koçluk..

Şatafatlı kelimelere olan hayranlığımız günden güne artıyor gibi görünüyor.

Zamanın evrilmesiyle beraber eğitim sisteminde de bazı evrilmelere tanık oluyoruz. Şimdilerde olmazsa olmazımız dediğimiz koçluk sistemi gündemde. Tabi bu sistemi doğru uygulayabilmek ve yalnızca üç harften oluşan bu kelimenin içini de güzel doldurabilmek asıl mesele.

Nedir peki bu koçluk sistemi ?

Öğrenci koçu veya eğitim danışmanı ilk olarak, öğrencinin kişiliğini ve karakter yapısını iyi analiz etmelidir. Öğrencinin çalışma performansında etkili olan olumlu veya olumsuz faktörleri birlikte saptamalı ve bu doğrultuda doğru yönlendirme yapabilmelidir.

Eğitim danışmanı bu süreçte yalnızca ders programını hazırlamakla kalmayıp yaşamdan beklenti ve fikirlerinin oturmasında da öğrencilere destek olmaktadır. Daha fazla başarılı olmak isteyen bireylerin ilk başvurduğu koçluk sistemi, büyük bir özveri ile tamamlandığında çok güzel sonuçlara kapı aralayabilmektedir.

Görüşmeler nasıl yapılmaktadır?

Görüşmeler öğrenci-öğrenci koçu arasında bireysel olarak gerçekleşmektedir. Sürecin daha sağlıklı sürdürülebilmesi ve gerekli müdahalelerin, doğru zamanda yapılabilmesi için haftada bir görüşme uygun görülmektedir. Verimli çalışma alışkanlığı kazandırabilme ile başlayan süreç, kontroller, denemeler, analizler eşliğinde devam etmektedir. Kişiye özel yapılan seanslar, öğrencinin kendini daha rahat hissedebilmesi ve daha net ifade edebilmesi adına önem taşımaktadır. Danışan-danışman arasında gerekli enerji oluşmadığı takdirde görüşmelerden verim almak ne yazık ki olanaksızdır. Bu nedenle öğrenciye uygun nitelikte ve donanımda bir eğitim danışmanı ile çalışmak verimliliği daha da arttıracaktır.

Ebeveynlerle öğrenci arasında bir köprü niteliği taşıyan danışmanlar; yalnızca öğrencilerle değil, aileleriyle de bir süreç geçirirler. Görüşmelerin temelinde güven ve saygı unsuru yer almaktadır. Öğrenci ve aile arasında denge görevi üstlenen eğitim danışmanları için, aile desteği olmazsa olmazların başında gelir. Her iki tarafın da yapıcı ve bilinçli olması gerekmektedir. Çocuklarımızın doğru yönlendirilmeleri, güzel bir gelecek inşası için büyük önem taşımaktadır.

Bir gerçek var ki; bugünün çocukları bizim yarınımız olacak.

Koçluk sisteminde amaç yalnızca akademik başarı mı?

Elbette değil.

İlk olarak akademik hayattaki başarı amacıyla oluşturulan bu süreç; sonrasında öğrencinin kişilik gelişiminin sağlanabilmesi, yaşam standartlarının belirlenmesi, yaşam becerilerinin güçlendirilmesi evreleriyle paralel olarak devam etmektedir. Süreç boyunca hem akademik hem de sosyal açıdan destek sağlayarak öğrencinin geleceğe dair ilk planlamalarını yapmasında etkili olarak, ilerleyen süreçlerde de bu planlamaları kendi başına uyarlama yetkinliği kazandırması için çalışılmaktadır. Burada asıl amaç sürekli bir desteğe ihtiyaç hali yaratmaktan ziyade; kişinin  kendini tanımasını, yeteneklerini keşfetmesini, olaylara veya durumlara karşı pratik düşünebilme ve hızlı çözüm üretebilme yeteneğini arttırmasını sağlamaktır.

Eğitim danışmanlığında hedef, öğrencinin her zaman daha ileri bir noktaya atılmasını sağlayabilmektir. Bu süreçte öğrenciler kendi kararlarını alabilme, kendi hedef ve arzuları çerçevesinde hayatlarını şekillendirebilme fırsatı yakalar. Bu da çocukların özellikle düşük benlik saygısından kurtulmaları adına atılan en büyük adımların başında gelmektedir. Kendine inancını arttıran, başarabildiğini farkeden bireyler diğerlerine nazaran sosyal hayatlarında da daha mutlu olurlar.

Başarı ve mutluluk ayrılmaz ikili

Kim ne derse desin insanın mutluluğu, başarısıyla doğru orantılıdır. Kişiler, başarmanın vermiş olduğu haz doğrultusunda daha da fazla mutlu olmaya başlarlar. Mutlu oldukça da daha fazla başarılı olmak adına uğraşırlar. Mutluluk ve başarıyı burada sonsuz bir döngü olarak atfedebiliriz.

Hepimizin hayattan beklentisi de bu değil midir zaten ?