Son günlerde Ak Parti’nin Cumhur İttifakını genişletmek için yaptığı girişimler basında hayli yer alıyor.

Geçtiğimiz günlerde HÜDA- PAR (Hür Dava Partisi), Cumhur İttifakına desteğini açıkladı. Böylece bu partinin ittifaka dâhil edilmesi kesinleşmiş gibi görünüyor. HÜDA- PAR ile ilgili gündeme getirilen iddialar ayrı bir yazı konusudur ama şu kadar belirtmek gerekir ki HÜDA- PAR, terör örgütü PKK nın siyasi uzantısı olan HDP ye karşı inançlı kürt kardeşlerimizin kurmuş olduğu bir partidir.  

Yeniden Refah Partisi ile Ak Parti arasında bir aydan beri alt kadrolar tarafından görüşmeler yapılıyordu. Bu görüşmeler ile belli bir yere gelinince üst düzeyde resmi görüşmeler başladı. Bu bağlamda ilk olarak Ak Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım ile Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Dr. Fatih Erbakan’ı ziyaret ederek, “Yeniden Refah Partisi’ni Cumhur İttifakında görmek ve bu seçimlerde beraber yol yürümek istediklerini” söylediler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi davetini ilettiler.

YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, bu ziyaretten memnun olduklarını belirterek talebi kurullarında görüşerek cevap vereceklerini söyledi. Aslında bu ziyaret ve ziyaretten sonra yapılan açıklamalar prensipte anlaşıldığının işaretiydi.

Bu görüşmeden sonra YRP konuyu yetkili kurullarında istişare etti. Erbakan, Cumartesi günü MYK ile Pazar günü de 81 ilin il başkalarıyla bir araya geldi ve aldıkları kararı 1-2 gün içinde açıklayacaklarını belirtti.

Şimdi konunun detayına bakalım.

Yukarıda da belirtiğim gibi Ak Parti ile Yeniden Refah Partisi arasında ittifak görüşmeleri bir ay önce başladı. YRP bu görüşmelerde Ak Parti’ye 30 maddelik şart ileri sürdü.

Yeniden Refah Partisi’nin ileri sürdüğü 30 maddelik şartlarının büyük ve önemli bir kısmı şunlar:

Üretim, istihdam ve ihracat ekonomisinin uygulanması, Denk Bütçe ve Milli Kaynakların harekete geçirilerek faiz yükünün azaltılması, Enerjide yerli kaynakların kullanılması, İlave vergi ve zamlardan kaçınılması, Çiftçi, esnaf ve üreten kuruluşların faiz borçlarının silinmesi, Tarımsal kotaların kaldırılması, Çalışanların ve Emeklilerin aylık gelirlerinin yoksulluk sınırından aşağıda olmaması, İHA, SİHA’lar, Yerli Otomobil ve diğer stratejik ürünlerin ve savunma silah ve mühimmatların üretiminin desteklenmesi, Din, Dil, Irk ve Gelir düzeyi ayırımı yapılmadan “Herkes İçin Adalet” tesis edilmesi, Atamalarda adalet, liyakat, ve Aile bütünlüğünün dikkate alınması, İstanbul Sözleşmesinin iptalinin TBMM’de oylanması ve uzantısı olan 6284 sayılı yasanın Aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması, 6251 sayılı yasanın gözden geçirilmesi ve sapkınlıkların önlenmesi, Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesi, Fulbright Komisyonunun faaliyetlerinin sonlandırılması, DSÖ ile yapılan sözleşmelerin milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmesi, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde İslâm kardeşliği esas alınarak ırkçılığın önlenmesi ve Devlet – Millet kaynaşmasının sağlanması, D8‘in canlandırılması ve D60’ın temellerinin atılması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kazanılmış haklarından taviz verilmeden daha fazlası için gayret edilmesi, Kudüs ile ilgili kırmızı çizgimizin korunması, Suriyelilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüşünün temin edilmesi, Süresiz nafaka konusundaki mağduriyetlerin giderilmesi, Milli Eğitim müfredatının milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmesi, Zinanın suç sayılması, Mazottan vergi alınmaması, Engellilerin maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılması.

Yeniden Refah Partisi tarafından verilen bu 30 maddelik şart dikkatle okunursa oldukça önemli konular ihtiva etmektedir ve bizim camiamız tarafından yıllardır savunulan konulardır. Bu maddelere karşı çıkan hiçbir inançlı Türk vatandaşının olduğunu zannetmiyorum. Baştan sona hepsi bizim milli ve manevi değerlerimize uygun konulardır.

Bu maddelere başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ak Parti yöneticilerinin karşı çıkacağına ihtimal vermiyorum. Nitekim kendisine sorulan Binali Yıldırım konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söylemiştir.

“Ömrünü yerli ve milli sanayiye adamış Erbakan Hocamızın misyonunun devamı olan Yeniden Refah Partisi ile bizim ters düşecek hiçbir konumuz olamaz."

Ak Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım’ın bu açıklaması oldukça önemli ve yerindedir. Bu açıklama YRP’nin Cumhur İttifakına katılacağının en önemli işaretidir. Zaten alınan bilgiler de  Ak Parti’nin bu maddeleri kabul ettiği yönündedir.

Buraya kadar gelişmeler gayet güzel ve istenilen düzeyde olmuştur. Ancak bütün bu gelişmelerin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık; “6284 sayılı yasa bizim kırmızı çizgimiz” diyerek bir tartışma başlattı ve neredeyse sadece açıklaması kalmış olan ittifak içine soğuk su kattı.

Bir aileye sahip olmayan, aileden yoksun Aile Bakanı Derya Yanık, daha önce de İstanbul’da düzenlenen LGBT karşıtı yürüyüş için “nefret söylemini doğru bulmuyorum” ifadelerini kullanmış ve büyük tepki almıştı. Daha önce yapılan LGBT lilerin yürüyüşlerinden sonra bile bu ifadeyi kullanmayan bakanın, aileyi sarsan LGBT tehlikesine karşı yapılan yürüyüş için bu ifadeyi kullanması çok ama çok büyük affedilmez bir yanlışlık içermişti. Bakanın bu ifadesi, LGBT lileri sevindirirken aile yapımızı korumak için canla başla çalışan samimi Müslümanları da oldukça üzmüştü.

O tarihlerde böylesine büyük bir yanlışa imza atan ailesiz Aile Bakanı bu defa da büyük bir yanlış daha yapmış ve pişmiş aşı döküp saçmıştır. Derya Yanık'tan sonra bu konuda manevi sabıkası bulunan, iptal edilen İstanbul sözleşmesinin ve feminizmin yılmaz savunucusu hatta sözleşme kaldırıldığı zaman Tayyip Erdoğan'a tepki vermekten çekinmeyen Özlem Zengin'de aynı söylemde bulunarak "6284 kırmızı çizgimizdir" dedi. Halbuki YRP’nin teklifinde 6284 sayılı yasanın kaldırılması değil, “Aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması” ifadeleri yer alıyor. Bu da gayet doğru bir yaklaşımdır.

Ak Parti içinde bulunan trollerin etkisini ortadan kaldırmak ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnızlığını gidermek için yanında Yeniden Refah Partisi gibi yol gösterici, doğruları çekinmeden ortaya koyabilen bir partiye şiddetle ihtiyaç vardır.

Aslında bu görevi baştan beri Saadet Partisi’nin yapması gerekirdi. Böylesine hayırlı bir görevi yerine getirmek varken Tayyip Erdoğan düşmanlığı yaparak gidip CHP’nin emrine girmesi ile hem kendini bitirmiş, hem de bu partiye inananları sükûtu hayale uğratmıştır. Saadet Partisi’nin yapmadığı, yapamadığı bu hayırlı görevi şimdi Yeniden Refah Partisi ve merhum Erbakan Hocamızın evladı Dr. Fatih Erbakan yapmaya soyunmuştur. Saadet Partisi’nin CHP ile yol yürümesi ile Milli Görüş çizgisindeki tek parti olarak Yeniden Refah kalmıştır. Cumhurbaşkanımızın da Milli Görüş Lideri Erbakan Hocamızın tedrisatında yetiştiğini düşünürsek bu iki partinin yakınlığını görmüş oluruz.

Kaldı ki YRP’nin bu 30 maddesi hemen şimdi yerine getirilecek konular değildir. Bunların içinde acil olanları olduğu gibi zamanla yerine getirilecek olanlar da vardır.  Bu maddeler bir dönem içinde yerine getirilecek konulardır. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde bu maddelerin yerine getirilmesi ülkemiz, milletimiz ve bilhassa yeni nesillerimiz açısından çok hayırlı sonuçlar doğuracaktır. Cumhurbaşkanımızın da bu şuurda olduğuna yürekten inanıyorum.

İttifaklar için her partinin milletvekili ve bakanlık pazarlıklarının yaptığı bir dönemde Yeniden Refah’ın ülkemizin selameti ve gelişmesi için teklifler sunması son derece takdire şayan ve muhteşem bir duruştur. İnanıyorum ki Derya Yanık ve Özlem Zengin gibilerin itirazına rağmen aklı selim galip gelecek ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle bu ittifak kurulacaktır.

Burada Yeniden Refah’a da bir  sözümüz var. Bu kadar maddeyi ihtiva eden şartların 1-2 maddesi yerine gelmedi diyerek ittifaktan vazgeçmek doğru bir yaklaşım olmaz. Bu 30 maddenin çoğunluğunun yerine gelmesi büyük bir başarıdır. Geri kalanlarının da zamanla yerine gelmesi için sabırla beklenmelidir. Her şeyin, her konunun bir zamanı vardır. Ayasofya’yı açan irade zamanı geldiğinde bu maddeleri de eksiksiz yerine getirecektir.

Arzumuz odur ki Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakına girsin ve bilhassa tabanda aynı inanca sahip olan teşkilatlar beraber yol yürüsünler. Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.