Ülke genelinde, (STK) Sivil Toplum Kuruluşlarından ayrı olarak faaliyet yapan (STG) Sivil Toplum Grupları var. Sivil Toplum Grupları resmi bir kuruluş halinde olmadıkları halde, resmi olarak dernek veya vakıf statüsünde faaliyet yapan Sivil Toplum Kuruluşları gibi çalışan, gönüllülerden oluşan ve her türlü faaliyeti icra eden gruplardır.
Bu gruplar sosyal medya aracılığı ile haberleşerek zaman zaman bir araya gelmekte, sohbet toplantıları yapmakta, piknikler düzenlemekte, günümüzün uzaktan görüşme modasına uymadan yüz yüze görüşmeler yaparak, kaynaşmayı, birlik ve beraberliği sağlamaktadırlar.
Geçtiğimiz günlerde böyle bir grup faaliyeti yapan Kadim Dostlar Grubu’nun daveti üzerine İstanbul’a gittik.
İstanbul’dan önce Kocaeli’ne uğrayarak birkaç arkadaşımızla 73 Selamet Kuşağı Akıncıları ismiyle oluşturduğumuz grubun Kocaeli temsilcisi ve yönetim kadrosundaki kardeşlerle verimli bir toplantı yaptık. Biraz da Kocaeli’nin bazı yerlerini görme imkânı bulduk. Daha önceki bir yazımda 73 Selamet Kuşağı Akıncılar Grubu ile ilgili geniş bilgi vererek, grubun manifestosunu da kaleme almış, köşemde yayınlamıştım.
Kocaeli’nden sonra İstanbul Belgrat Ormanlarında yapılan Kadim Dostların pikniğine katıldık. Pikniğin çok güzel organize edilmiş olduğunu gördük. Kadim Dostlar Grup Başkanı Yakup Sucuoğlu ağabeyimizin 70 yaşında olmasına rağmen Maşallah gayretini, çalışkanlığını ve çok sayıda gençlere örnek teşkil edecek heyecanını yakından müşahede ettik.
Kadim Dostların pikniğine katılım bir hayli yoğundu. Gençler, kendisini genç hisseden ihtiyar delikanlılar, kadınlar ve çocuklardan oluşan bin kişiye yakın bir katılım vardı. Bu kadar kalabalık olmasına rağmen organize mükemmeldi. İkramlarda hiçbir aksama olmadı. Bahçelievler Belediyesi’nin destek ve katkıları ile yapılan pikniğe devlet erkânından da bir hayli katılım vardı.
Eski Başbakanlardan, şu anda Ak Parti Genel Başkan Vekili olan Binali Yıldırım başta olmak üzere İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul’un Ak Partili İlçe Belediye Başkanlarının tamamı, eski Bakanlar, eski ve yeni çok sayıda milletvekili pikniğe katılım sağladılar.
Açış konuşmasını yapan Yakup Sucuoğlu ağabey, bu pikniği 50 yıldır devam ettirdiklerini daha önce birkaç defa Erbakan Hocayı da pikniğe getirdiğini söyleyerek, Kadim Dostların yolunun Erbakan Hocanın da yolu olan İslâm davası olduğunu vurguladı. Yakup ağabey Erbakan Hocadan aldıkları ışık ve feyizle şu anda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklediklerini belirterek siyasi çizgisini de ortaya koymuş oldu.
Bundan sonraki konuşmalar hep aynı minval üzere devam etti. Belediye başkanları, milletvekilleri, eski bakanlar ve eski Başbakan Binali Yıldırım yaptıkları konuşmalarda sık sık Erbakan Hocadan bahsettiler ve onun yolunda yürümekten duydukları hazzı anlattılar.
İkindi saatine kadar devam eden piknik etkinliğinde çok güzel programlar yer aldı. Hüseyin Goncagül ve Ömer Çelik yaptıkları sahne programı ile katılanlara hoşça vakit geçirmenin yanında verdikleri mesajlarla katılımcıların kalbine ve gönlüne nüfuz ettiler.
Pikniğin bitiminden sonra 73 Selamet Kuşağı İstanbul temsilcisi ve yönetici kardeşlerle ile bir araya geldik. Oldukça verimli, faydalı bir toplantı da burada gerçekleştirdik.
Gerek Kocaeli’nde gerekse İstanbul’da yeni oluşan 73 Selamet Kuşağı temsilcisi ve yöneticisi kardeşlerimizi oldukça heyecanlı, diri, canlı, gayretli ve hizmet aşkıyla yanıp tutuştuklarını görmekten son derece memnuniyet duyduk.
Kocaeli’nde bir araya geldiğimiz; Kadir Köktürk, Kadir Erol, Ramazan Kocabıyık, Müheymin Gürsoy, Fikret Kara ve Savaş Akpolat kardeşlerime ve İstanbul’da bir araya geldiğimiz Mehmet Ali Işık, Ertan Akmeşe ve İlhami Demirci kardeşlerime sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Bu kardeşlerimizin bize gösterdikleri büyük ilgi ve misafirperverlikleri için de ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum. Allah kendilerinden razı olsun.
Özellikle Kadim Dostlar Grup Başkanı Yakup Sucuoğlu ağabeye, ayrıca beraber bulunduğumuz 73 Selamet Kuşağı Akıncılarının koordinatörü Ahmet Tanrıverdi ile icra heyetinde bulunan Nurettin Kılıç kardeşlerime de teşekkür ediyorum.
Benim yakından bildiğim Kadim Dostlar Grubu, 73 Selamet Kuşağı Akıncıları, Mehmet Yaralıoğlu kardeşimizin oluşturduğu Konyalılar Grubu, Yunus Gören kardeşimizin kurduğu Konya Akıncılar Grubu gibi Sivil Toplum Grupları ile Cihannüma, Akıncılar Hareketi, Medeniyet Derneği gibi tamamının ismini burada yazamayacağım çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşları ve bunların bağlı olduğu Sivil Toplum Kuruluşları Platformu’nun yönetim kadrosu Milli Görüş kökeninden gelen, Erbakan Hocayı lider kabul eden bugünkü siyasi yelpazede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında duran grup ve kuruluşlardır.
Bu grup ve kuruluşların hepsi de ahlâk ve maneviyat bayrağı altında çok önemli faaliyetler yapmaktadırlar ve hepsinin de amacı, hedefi, gayesi, yolu aynıdır. Bu grup ve kuruluşların olumlu bir yönü de sonuna kadar doğrunun yanında olurken yanlışlara da usulü dairesince yıkıp dökmeden, yapıcı bir şekilde uyarı ve ikaz görevlerini yapmalarıdır.
Bu grup ve kuruluşların hepsi bizimdir, hepsi kardeş kuruluşlardır ve yönetim kadrolarının tamamı bizim kardeşimizdir. Hepsi hizmetin bir ucundan tutmakta, birinin yetişemediğine diğeri koşmaktadır. Bu sebeple hepsine ihtiyaç vardır. Hepsinin amacı Allah rızası için çalışmaktır. Şu varken diğerine ne gerek var diyemeyiz. Hizmet ve ihtiyaç bitmez, aksine giderek artmaktadır. Bu grup ve kuruluşların her birinin yapacağı önemli görevler vardır. Bir kişinin bile yanlıştan kurtarılıp doğruya sevk edilmesi oldukça önemlidir.
Cenab-ı Hak Kur’an’ı Kerim’de; “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur” (Maide/32) buyurmaktadır.
Bu sebeple bir kişiyi bile kurtarmanın büyük ecri vardır. Hiçbir şekilde makam, mansıp, maddi menfaat beklemeden sırf Allah rızası için, sadece halka ve hakka hizmet prensibi dahilinde çalışan, gayret eden tüm mü’minlere selam olsun.
Bu arada Eyüp Sultan hazretlerini, Sultanahmet ve Süleymaniye Camilerini ziyaret etme ve Ayasofya Camiinde öğle namazı kılma fırsatını veren Cenab-ı Hak’ka sonsuz hamd ve şükürler olsun. Bu vesileyle yazımı daha önce yazdığım Ayasofya şiirimin şu beyitleri ile tamamlıyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.
Öyle bir an geldi ki kapandı Ayasofya,
Hüzün doldu üstadın haykırdığı Sakarya.
Minareleri susmuş, namazsızdı mihrabı,
Ezanlar okunmazken büyüdü ızdırabı.
İstanbul Fatihinin gözyaşları çağladı,
O mahzun bakışları yürekleri dağladı.
Kalpler seksen altı yıl acı, hicran yaşadı,
Fethin ulu mabedi yıkım, hüsran yaşadı.
Bir gün geldi son buldu hüzün, özlem ve kasvet,
Bağırlara basıldı sona erdi bu hasret.
Yıllardır bekliyorduk geldi o özlenen gün,
Sonsuza dek bitmesin, hamdle doluyuz bugün.
Zincirleri kırıldı, Ayasofya açıldı,
Fethin manevi nuru bütün yurda saçıldı.
Allahuekber sesi sardı bütün cihanı,
Haçın gücü eridi, kazandık imtihanı.
Kalktı üzerimizden Fatih’in bedduası,
Eyyüb el Ensari’nin kabul oldu duası.
Bitmez bizde Fatihler, fetihlere taliptir,
Allah’ın vaadi var, Hak batıla galiptir.
Bugünü sağlayana binlerce şükranım var,
Bu nurlu yolu açan önümde Furkanım var.
Dinmesin İstanbul’da nuru ilahi vahdet,
Semalarda çınlasın Ezanlar ebed müddet.
Bayrağımız inmesin, dalgalansın göklerde,
Fethin büyük manası derinlerde, köklerde.
Ayasofya yükselen ezanlarla şenlenir,
Yorgun düşen gönüller İstanbul’la dinlenir.
SSE.