Günümüz insanı modern hayatın “anı yaşa”, “hızlı yaşa”, “dünya ya bir defa geliyorsun, bunun tadını çıkar” dayatmaların yorgun ve bitap düşmüş ve fıtratı olan sakinliğin her gün daha fazla hasretini çekmektedir.
Bazen kabuğunu kırıp hem kendisini dinlemek ve hem de ruhunu dinlendirmek için arayış içine girmekte. Bunun içinde kalabalıklardan sıyrılıp hayatın sakin yaşandığı yerlere hicret etmekte. Kendini bulmaya çalışmaktadır.
Tüm Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de “Cittaslow”(sakin-yavaş şehir) listesinde yer alan kentler en çok aranılan ve ziyaret edilen yerler arasındadır.
“Cittaslow”:Küreselleşmenin sonucunda kentlerin birbirlerinin kopyası olmalarını önlemek için ortaya atılmış bir kavram. Dünyada yaklaşık 182 şehir bu unvanı almıştır.
Ülkemizden de 28 şehir bu listede yerini almıştır.
Meraklılar için bazılarını sıralayalım: Ahlat, Akyaka, Eğirdir, Gökçeada, Güdül, Göynük, Gerze, Köyceğiz, Halfeti, Mudurnu, Perşembe, Seferihisar, Şavşat, Taraklı, Uzundere, Vize, Yalvaç, Yenipazar.
“Cittaslow”; kentin özgün yapısının, mimarisinin, gelenek ve göreneklerinin, yerel yemeklerinin ve tarihsel kimliğinin korunmasını önceleyen bir çalışma.
Gönül isterdi ki, Konya’dan da bu kategoriye girecek bir aday şehrimiz olsun.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ,“bir başkent her zaman başkenttir” ifadeleriyle övdüğü Selçuklu başkenti Konya’nın çok şansı var mı?
Bu soruyu söz konusu şehirlerden bir ikisini ziyaret ederseniz, sizde evet demenin ne kadar zor olduğunu görürsünüz.
Ama bu alanda çalışma yaparsak en azından şehirlerimiz daha yaşanır hale getirebiliriz.
Hafta sonu Osmanlının kuruluşuna şahitlik etmiş, hala Osmanlı izlerini, geleneği geleceğe taşıyan Taraklı ile Göynük’ü ziyaret ettik.
Söz konusu iki şehrimizde “sakin şehir” unvanını hakkıyla alan kentler
Birkaç cümlede bu şehirlerimiz hakkında bilgi verelim.
Taraklı’da hala şimşir ağacından tarak ve kaşık yapan ustalara rastlayabilirsiniz.Şehrin ismide buradan geliyor.
Tarihi mekânlar arasında kalan ve Arnavut Kaldırımı mimarisinde yapılmış buram buram tarih kokan daracık sokaklar ile sokaklarda yük taşıyanların dinlenmeleri için dinlenme taşlarıyla geçmişe yolculuk yaparsınız.
Sadece Bursa’da değil, Taraklı’da da ecdadımızın diktiği 7 asırlık tarihi çınarı, hisarı ile eşsiz doğası ve tarihi evleri,su değirmenleri, hanları ,bir tatlı huzur bulmanız da mümkün.
Göynük, çok az bozulmuş bir Osmanlı kasabası.
Fethin manevi mimarı Akşemseddin hazretlerinin türbesi buradadır.
Dünyada tabiatı ve tarihi birlikte yaşattığı için mutlaka görülmesi gereken ‘huzur sığınağı’ olarak da haklı bir isim yapan Göynük’te özgün mimarisi ile dikkat çeken türbe ve camilerin yanı sıra eski Türk evleri açısından da ziyaret edilmesi şarttır.
Osmanlı sarayının mutfak ihtiyaçlarını karşıladığı için “Sarayın Arka Bahçesi” olarak da anılan Göynük, havasıyla, tarihi dokusuyla, suyuyla, mutfak lezzetleriyle bunalan insanımızın ihtiyaçlarını bugün de karşılıyor.
Vicdan ve fıtratın sesini dinleyen insanlarımızın sayısı ne kadar çok olursa atalarımızın mirası o kadar iyi korunur.
Yerel yönetimlerimizin “Cittaslow” konusunu gündem almaları Konya’nın marka değerini artırmak için bir ihtiyaçtır, ayrıca atalarımıza karşı ödememiz gereken bir borçtur.
Bir tavsiye de dostlara, eğer Taraklı-Göynük hattını görmediyseniz mutlaka görün.
Selam ve dua ile…
Not: Sakarya –Taraklı, Bolu-Göynük programlarımızda bize refakat eden değerli öğrencilerim Süheyl Altınpınar ve Halil İbrahim İnce hocalarımıza teşekkür ediyorum
.