Ünlü Rus yazarı Tolstoy; “Herkes dünyayı değiştirmek istiyor, fakat kimse kendisini değiştirmek istemiyor” diyerek önemli bir hakikate ve çelişkiye işaret ediyor.

Ziya Paşa da bir beyitte bu gerçeği şöyle ifade ediyor:

“ Onlar ki verir lâf ile dünyâya nizâmât

   Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde”

(Onlar dünyaya söylemleriyle nizam verirler. Onların evlerine gidip bakarsanız, evlerinde bin bir türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz)

Adalet timsali Hz. Ömer:” İnsanları düzeltebilmemiz için önce kendimizi düzetmemiz gerekir”. Demiştir.

Günümüzde yaygın alışkanlıklarımızdan biri de başkalarına nizam verirken, kendimize çeki düzen vermemizdir. Topu taca atmamızdır.

Hâlbuki mikro kozmos (evren) olan insan ilk olarak kendisinden başlamalı.

 İnsan kendisini ölçüp değerlendirmeli, eksiklerini gidermeli örnek ve erdemli bir kişi olarak yetiştirmeli.

Hangi alanda iş yapıyorsa o alanda işini iyi yapmalı ve işinde söz sahibi olmalı.

Bizi yaratan ve yaşatan Allah kulluk kitabımızda şöyle ferman buyuruyor:

 “Ve ahsinû. İnnallahe yuhibbü’l-muhsinîn. =Yaptığınızı güzel yapın; Allah güzel yapanları sever” (Bakara -195)

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizde bir hadîs-i şerîflerinde buyurmaktadır: ”Yüce Allah, yaptığınız işi sağlam ve iyi yapmanızdan hoşnut olur ”( Beyhâkî, Şu’abu’l-Îmân, 4/334)

Üstad Necip Fazıl:

“Hani o Müslüman ki her güzele bedeldir

İnsan defilesinde eskimez tek modeldir!”

Dizeleri ile de muhsin kavramını bize bir şiar olarak hatırlatmıştır.

Değişim diyorsak, havanda su dövmekten vazgeçeceğiz. Kendimizi tanıyacağız, keşfedeceğiz. Suçlu aramayı da bırakacağız.

Öncelikle kendimize karşı samimi ve dürüst olacağız. Niyetimiz hayır olacak ki akıbetimiz de hayır olsun.

Taşın altına elimizi sokacağız. Yükün altına gireceğiz. ”Yük olan” değil “yük alan” olacağız.

Doğruları haykıracağız. Risk alacağız.

 İyiliği motor, kötülüğe fren olmak istiyorsak ilk kendimizden, ailemizden, çevremizden başlayacağız.

Tutarlı ve ilkeli olacağız. Olduğumuz gibi görüneceğiz veya göründüğümüz gibi olacağız.

Ele talkın verirken salkımı yutmayacağız.
Çağrı yaparken de çığır açarken de yol açarken de sağa sola bakmadan “besmele” ile ilk başlayanlardan olmalıyız.

Bunu yaparken de kimseye eyvallah etmeden, tevazu içinde, mükâfatını “ötede” bekleyerek sahada bulunmalıyız.

Yolun ve varlığın Allah’a ait olduğu bilincinde ve gerisinin de hep angarya olduğunun farkına vararak yola çıkmak için gün bugündür demeliyiz.

Yoldaki kılavuzumuz ise son peygamber Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem).

Selam ve dua ile..