Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçimin ilk turunda % 44,8 oy oranı ile Recep Tayyip Erdoğan’ın 4,5 puan gerisinde kalınca taktik değiştirdi.
İlk tur seçimlerinde HDP ile yakınlaşması, HDP’nin hatta PKK’nın söylemlerine uygun şekilde “özerklik getireceğim”, “Selahaddin Demirtaş’ı serbest bırakacağım” gibi söylemlerde bulunması kendisine istediği sonucu vermeyince ikinci tur için milliyetçi söylemlerde bulunmaya başladı.
Kılıçdaroğlu hem de öyle milliyetçilik yapıyor ki yılların milliyetçilerini bile geride bırakıyor. İlk turda Sinan Oğan’ın aldığı % 5,2 lik oya göz diken Kılıçdaroğlu, bu milliyetçi oyları alabilirse ikinci turu kazanacağını düşünüyor. Bu sebeple de şimdiye kadar önem vermediği milliyetçi, vatansever söylemlerde bulunuyor.
% 5 lik oyu almanın telaşına düşen Kılıçdaroğlu, milliyetçilik ve vatanseverlik duygularını yeni hatırlamış olmalı ki sürekli onlara vurgu yapıyor. PKK'nın uzantısı olan HDP ile pazarlık yapan, onların söylemleri ile paralel söylemlerde bulunan, HDP Eş Başkanının “hedeflerimiz örtüşüyor” dediği hatta dağdaki PKK militanlarının bile açıkça destek açıklaması yaptığı ve Güneydoğu illerinde PKK’nın zafer işaretini yapan Kılıçdaroğlu, bunların hepsini bir anda unuttu ve en üst perdeden milliyetçilik, vatanseverlik taslamaya başladı. Bir anda milliyetçi olunmaz ve bu millet bu numaraları yutmaz.
Bu yazıyı kaleme aldığım saatin 15.00 olduğu şu sıralarda aldığım bir habere göre Sinan Oğan, ikinci turda Recep Tayyip Erdoğan’a destek vereceğini açıklayacak. Sinan Oğan bu şekilde bir açıklama yaparsa hem kendisinin geleceği için hem de ülkemiz için doğru bir karar vermiş olur.
Sinan Oğan’ın kendisi ve oy aldığı kitle ağırlıklı olarak ülkenin bölünmez bütünlüğüne önem veren yapıdadır. HDP ile pazarlığa oturan, “özerklik getireceğim” diyen, PKK’nin desteğini alan Kılıçdaroğlu’na destek vermesi, savunduğu ilkelere aykırılık teşkil eder. Bu bir.
İkincisi Sinan Oğan’ın, Kılıçdaroğlu’na destek vermesi halinde kendisine teklif edilen makam için şahsını ülke menfaatlerinin üstünde tutacağı anlamı taşır ki bu durum siyaseten çok fazla yıpranması ve kendisini bitirmesi demektir.
Üçüncü olarak ikinci turda bir kere daha yenilmesi kesin olan Kılıçdaroğlu’nun yanında yani yenilen adayın yanında olması, Kılıçdaroğlu ile birlikte Sinan Oğan’ın da yenilmesi demektir ki bu da parlayan yıldızının anında sönmesi anlamı taşır.
Bütün bu sebeplerle birlikte ülkenin istikrarını da göz önünde bulundurarak Sinan Oğan’ın aldığımız haber istikametinde Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermesi, olması gereken bir tavırdır.
Sinan Oğan oylarının tamamını istediği yöne kanalize edemeyeceğini biliyor. Bu sebeple hem kazanmaya çok yakın hem de savunduğu ilkelerine daha yakın olan Recep Tayyip Erdoğan’ ı desteklemesi akıllıca bir duruş olur.
Sinan Oğan’ın bu tavrından sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir siyaset izleyeceğini, milliyetçi söylemlerine devam mı edeceğini yoksa HDP ile işbirliğine geri mi döneceğini göreceğiz.
Esasen Kılıçdaroğlu; milliyetçilikle küreselcilik, vatanseverlikle özerlik arasında sıkışıp kalmış durumda… Nereye doğru evrileceğini kendisi de tam bilmiyor. HDP ile anlaşma tutmadı haydi döneyim milliyetçiliğe diye izlenen siyaset Kılıçdaroğlu’na hiçbir şey kazandırmaz. Zira inandırıcı bulunmaz.
Kemal Kılıçdaroğlu, şu sıralar milliyetçilikle birlikte oldukça sert ve Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenen bir siyaset tarzı izliyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ı bilhassa üç konuda vurmaya çalışıyor. Bunlar; Çözüm Süreci, Fetullah Gülen ve HÜDA-PAR konularıdır. Şimdi bu konulara yakından bakalım.
Çözüm Süreci; PKK’nın silah bırakmasına ve yıllardır süren terörün sona erdirilmesine yönelik bir adımdı. 1984 yılından beri sürdürülen silahlı çatışma bir sonuç getirmediği için Ak Parti Hükümeti terörü sonlandırmak amacı ile yeni bir adım atmıştı. Denendi, sonuç alınamadı ve devlet tekrar demir yumruğunu öncekinden daha sert olarak vurmaya başladı. Keşke başarıya ulaşsaydı da on binlerce masum insanımızın kanı dökülmeseydi. Geldiğimiz noktada eski gücünden çok şey kaybeden PKK bitmiş, tükenmiş bir örgüt halindedir.
Kılıçdaroğlu kendisinin bu örgütün uzantısı olan HDP ile daha yeni olan işbirliğini ve PKK’nın kendisine verdiği desteği unutturmak için, çözüm süreci ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı vurmaya çalışması asla tutmaz.
Diğer bir konu Fetullah Gülen konusudur. Bu da şudur. Recep Tayyip Erdoğan’ın henüz FETÖ değilken, bir cemaat görüntüsü veriyor iken Fetullah Gülen’e ülkeye dönmesi yolunda yaptığı çağrıyı, Kılıçdaroğlu’nun onunla işbirliği içinde göstermesidir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın cemaat görüntüsü iken hangi amaçla, hangi niyetle yaptığı bilinmeyen dön çağrısını FETÖ ile işbirliği içinde olmak olarak gösteren Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde Tayyip Erdoğan halkı direnmeye çağırırken kendisinin kahve içmeye gittiğini unuttu galiba. Ayrıca fazla geriye gitmeden bir hafta önceki seçimlerden önce bütün FETÖ’cüleri serbest bırakacağı açıklamasının ve aday listelerinde FETÖ’cülere yer vermesinin üzerini örtme çabası ile yaptığı suçlama yine asla tutmaz.
Diğer bir konuda HÜDA-PAR konusudur. Hizbullah’ın devamı gibi gösterilen HÜDA-PAR’ın Genel Başkanı bu bağlantıyı kesin olarak reddediyor. Zaten tarihlere baktığımız zaman Hizbullah’ın bitmesi ile HÜDA-PAR’ın kurulması arasında 12 yıl gibi uzun bir süre var. Ayrıca HÜDA-PAR’ın Hizbullah ile irtibatı olduğuna dair hiçbir ipucu bulunmamış ve yöneticileri hakkında herhangi bir dava açılmamıştır.
Ayrıca HÜDA-PAR Genel Başkanı her yerde terörün her çeşidine karşı olduklarını, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana olduklarını ve ay yıldızlı bayrağın kendilerinin de bayrağı olduğunu açıkça söylemektedir.
Hal böyle iken Kılıçdaroğlu yine HDP ile olan anlaşmasını gizlemek için HÜDA-PAR konusunu gündemde tutuyor. Bu da asla tutmaz.
Peki 28 Mayıs seçimi sonucunda ne olur?
28 Mayıs seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük rakibi rehavettir. İlk turda Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren seçmenin nasıl olsa kazandık rehavetine kapılmadan eksiksiz olarak sandığa gitmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermesi çok önemlidir. Bu sağlanırsa Recep Tayyip Erdoğan % 55 gibi net bir oyla seçimi kazanır. Bu sonuçtan sonra başta CHP olmak üzere 7’li masanın bütün partilerinde çok büyük problemler yaşanır. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.
NOT: Sinan Oğan desteğini yazımda geçtiği gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yana kullandı.