Enes İbni Malik radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bir adam vardı. Bir başka şahıs ona uğrayıp geçti. (Arkasından, Hz. Peygamber’in huzurundaki kimse):

 Ey Allahın Resulü! Ben bu kişiyi gerçekten seviyorum, dedi.  Peygamber aleyhissalatü vesselam:

 Peki, sevdiğini ona bildirdin mi? buyurdu. Adam:

 Hayır, dedi. Hz. Peygamber:

 Ona bildir, buyurdu.

Adam derhal kalkıp o şahsın arkasından yetişti ve:

 Ben seni Allah için seviyorum, dedi. O da:

 Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, karşılığını verdi. 

            Bir müslüman bir başka müslümanı Allah için sevdiği zaman, onu kendisine bildirmesi, Hz. Peygamber’in tavsiye ettiği bir muaşeret kuralıdır. Bununla ilgili birkaç hadisi şerif yukarıda geçmiş bulunmaktadır. Konunun sonunda, bir müslüman kardeşi tarafından sevildiğini öğrenen kimsenin ona ne cevap vereceği sorusuna cevap teşkil eden bu hadisin zikredilmesi, meseleyi tam bir bütünlüğe kavuşturmakta, bizi aydınlatmaktadır.

Hadisi şerifteki olay çok açıktır. Ancak iki noktaya dikkat çekmek uygun olacaktır. Birincisi, Hz. Peygamber’in Sevdiğini ona bildir tavsiyesi üzerine, sahabinin hemen kalkıp sevdiği şahsın peşinden koşması, yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin tavsiyesine anında uyması, Daha sonra bildiririm” gibi bir düşünceye kapılmamasıdır. Sahabei kiramın sünnet karşısındaki genel tavrı bu idi. Onlar Hz. Peygamber’in tavsiyelerine hemen uyarlardı. Sünnete tereddüt göstermeden uymak, onların erişilemez meziyyetlerinin başında gelirdi.  Allah hepsinden razı olsun. İkincisi, Ben seni Allah için seviyorum diyen sahabiye, Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin diye karşılık verilmesidir.

Memnuniyeti çeşitli cevaplarla dile getirmenin mümkün olduğu bir yerde verilen bu cevap, derin bir İslami bilincin ifadesi olarak dikkat çekmektedir. Bu bilinç, Allah için sevene, ancak Allah’ın onu sevmesi temennisiyle karşılık verilebileceği düşüncesidir. Bu dua, hem bu cevabı verenin çok memnun olduğunu gösterir, hem de sevgisine böyle bir dua ile mukabele edilen insanı son derece memnun eder ve aralarındaki sevginin daha da artmasını sağlar. Hadiste her ne kadar açıkça belirtilmiyorsa da, Hz. Peygamber’in, o zatın verdiği karşılığı  beğendiği ve onayladığı anlaşılmaktadır.