Dünyada yaşanan kuraklığın ardından bu yıl sonbaharda yeterli yağış almayan ülkemizde Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayının ilk günlerinde yağan kar ve yağmurun ekili olan hububatı kurtarmış ve ekilecek baharlık ürünler için de umut olmuştur. Bu yıl yer üstü ve yer altı sularında en azından geçmiş yıllarda yaşanan sıkıntının yaşanmayacağı beklenmektedir. Tabii ki bu beklenti bu günkü yağış durumlarına göre tahmin edilmektedir. Tarımsal üretimde ürünü hasat edip ambara koyuncaya kadar çevre faktörleri ürün miktarı ve kalitesine etki etmektedir. Kışlık ekilen tahıllar için verimli bir yıl olacağı söylenebilir, ancak ilkbahar yağışları, rüzgâr ve sıcaklık faktörleri de beklendiği gibi olursa inşallah verimli ve kaliteli tarım sal ürünler elde edilir.

Türkiye dünyadaki ülkelerden soyutlanamayacağı için dünyada yaşanılan her olay doğrudan veya dolaylı olarak ülkemizi de etkilemektedir. Son günlerde yaşanılan Rusya – Ukrayna savaşı ülkemizi de etkilediğinden tahıllarda ve ayçiçeği ürünlerinde fiyat artışları görülmektedir. Rusya ve Ukrayna dünyadaki buğday ve ayçiçeği üretiminde söz sahibi olan ve bizim de ülke olarak tarım ürünleri ithal ve ihraç ettiğimiz ülkelerdendir. Bu nedenle etkilenmeyeceğimiz söylenemez. Bu kış döneminde yapılmakta olan bu savaşın bir an önce bitmesi ve tarımsal faaliyetlere engel olmaması dileğimizdir.

Türkiye tarımsal potansiyeli yüksek olan bir ülkedir. Bu potansiyel iyi yönetilmeli ve üretici ve tüketici lehine kullanılmalıdır. Yurt dışından ülkemizde yetiştirilmeyen veya yeterli olmayan tarım ürünlerini almaktayız ve almalıyız. Ancak ülkemizde yetiştirilebilen tarım ürünlerinde mevcut tarımsal potansiyelimizi en üst düzeyde kullanabilmemiz için üretici desteklenmeli, destekler ürünlere göre bölgesel ve tatmin edici miktarda yapılmalıdır. Artan gıda fiyatları hem üreticiyi hem de tüketiciyi zorlamaktadır. Bu durumun devamı daha çok ithalata yol açacağından kendi üreticimizi destekleyerek daha çok ürettirmeliyiz. Özellikle kooperatifler, birlikler ve özel sektör kuruluşları kendi işledikleri tarım ürünlerinde sözleşmeli yetiştiricilikle üreticiye yardımcı olmalıdırlar. Girdi fiyatlarında görülen hızlı artışlara karşı üreticiyi korumalı ve devlet destekleri ile üreticiyi ayakta tutmalıdır.

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan kuraklık ve tarımsal girdilerde görülen fiyat artışları sebebiyle üreticiler zor günler yaşamış ve ülke olarak yurt dışından daha fazla tarım ürünleri ithal etmek zorunda kalmış ve fiyat artışları yaşamıştık.

İthalat her zaman istenilen zamanda, miktar ve fiyatla yapılamaz, bu nedenle üretim iyi planlanmalı ve üretici artan fiyatlar ve gelişen teknoloji kullanımına boğdurulmamalıdır. Tarım arazileri her yıl ekilebilir ve girdiler zamanında kullanılabilir şekilde planlanmalıdır. Tarım ürünlerini üretmekte olan çiftçilerimiz kararsızlığa düşürülmemeli, yapılan planlamaların önemli bir parçası oldukları hiçbir zaman unutulmamalıdır. Üretici üretimden vazgeçmemeli, planlamalar vazgeçirmeyecek şekilde yapılmalıdır.

Tarımda kullanılan gübre, ilaç su, makine, ekipman ve diğer girdi temini günü birlik değil önceden garanti edilmelidir. Bu planlama devlet tarafından organize edilmeli ve üretici birlikleri ve üreticiler tarafından uygulanabilir şekilde planlanmalıdır. Tarım ürünlerinin fiyatı planlamaya uygun avans fiyatı şeklinde ekim öncesi açıklanmalı ve hasat zamanı gelişen şartlara göre güncellenmelidir.

Konya olarak baktığımızda bu yıl yeterli kış yağışı alınmıştır. İlkbahar yağışları da inşallah beklenen miktarda düşer. Bu tahıl için sevindirici ve yeterli olabilir, ancak ilkbaharda ekilen yazlık ürünler için mutlak suya ihtiyaç vardır. Bu nedenle yeraltı sularının yağışlarla yükselmiş olması her yerde veya her ürün için yeterli olmayabilir. Bu nedenle ovanın su ihtiyacı bir an önce dış havzalardan temin edilmelidir. Bu konuda yapılan planlamalar geciktirilmeden gerçekleştirilmelidir.

Sonbaharda ekilen tahıllara hem yağış yetersizliği hem de gübre fiyatlarındaki fazla yükselmeler nedeniyle yeterli gübre kullanımı yapılamamıştır. İlkbahar gübrelemesi toprak analizlerine dayalı ve yetkililerin tavsiyesine göre yapılmalıdır. Tarım ürünlerinde çok su çok gübre çok verim değildir, bu nedenle toprak ve bitkinin ihtiyacına göre tavsiye edilene uygun doğru gübreleme yapılmalıdır.

Bitkisel üretimde olduğu gibi hayvancılıkta da bilimsel gerekliliklere göre planlama ve uygulamalar yapılmalı ve ülke ihtiyacı karşılanmalıdır.

Tarım vazgeçilmez bir sektördür. Her canlı her zaman ve her şartta doğumundan ölümüne kadar beslenmek zorundadır. Bu nedenle üretmeliyiz, üretim alanlarını ve üretime esas girdileri devlet olarak doğru kullandırtmalı ve üreticiler olarak da doğru kullanmalıyız. Başkalarına muhtaç olmamak ve aç ve açıkta kalmamak için ülkemizin tarım potansiyelini iyi değerlendirmesi dileklerimle hoşça kalınız.