Konya İnlice'de, on yıla yakın bir süredir altın madeni için çalışmalar yapıldığını, hatta 6 ton civarında bir kaynak olduğunu haberlerde işittik, gazetelerde okuduk.

Buraya kadar fevkalade bir mesele yok.

Güzel yurdumuzun ulaşamadığımız daha nice madenleri var kim bilir?

İnlice altınlarının bulunuş hikayesi çok dikkat çekici bir olay ve bu yazının da kaleme alınış sebebi.

İnlice'nin o dönemdeki Belediye Başkanı Şevket Yuca şöyle anlatıyor:

“İngiliz altın firmasından bir mühendisin karayoluyla Antalya'ya giderken yol kenarında bir kayaçta gördüğü damar ilgisini çekmiş. Bu mühendis bir örnek alarak firmaya incelenmek üzere göndermiş. Ön incelemede bölgede altın bulunduğu belirlenmiş. Firma Enerji Bakanlığından izin alarak beldenin Bekece mevkiinde çalışmalara başlamış.” (DÜNYA 21 Mayıs 2014)

Kıymetli okuyucular, demek ki neymiş? İngiliz mühendis Antalya'ya giderken!

El insaf!

O yoldan her yıl en az BİN maden mühendisi ve jeolog vatandaşımızın Antalya'ya tatile gittiğine dair iddiaya girebilirim. 

Demek ki İngilizlerin cihan hâkimiyetinin böyle bir evveliyatı var. 

İyi yetişmiş, tam manası ile “gözü açık” insan gücü!

Mehmet Akif'siz olmaz.

Memleket meselelerini yorumlamaya çalışınca, mutlaka Mehmet Akif'in feryadı ile karşılaşırsınız.

1911'de Safahat'ın ilk kitabında Köse İmam şöyle konuşur:

“İşimiz düştü mü, tersaneye yahut denize,

Mutlaka adetimizdir koşarız İngiliz'e”

!

Kıymetli okuyucular, bu mustarip çığlıktan 100 sene sonra bir İngiliz mühendisin yolda giderken altın madeninden şüphe etmesi hal-i pür melalimizi gösteren büyük bir fotoğraftır.

Madenlerimiz yabancı mühendislerin seyahati sırasında bulunuyorsa çok yazık!

Şimdi İTÜ dediğimiz İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluşu, Mühendishane-i Berr-i Hümayun'dur ve 1795'e III. Selim'e dayanır.

İTÜ'nün maden mühendisliği Fakültesi ise 1953 tarihlidir.

Ülkemizdeki maden mühendisi ve jeolog sayısına hiç girmeyelim daha iyi.

İnlice'deki altının hikâyesi böyle, bir de İNLİCE'nin ALTINLARI var. 

Nasıl mı?

İşte İnlice'nin Altınları:

Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer ŞEKER

Hocamız, İlahiyatçı Prof. Dr. Mehmet ŞEKER ve Müftümüz Prof. Dr. Ali Akpınar

Meraklısına not:

Bir kitap: Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası -2001

Kitabın yazarı Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun vuruluş tarihi 18 Aralık 2002