Mübarek Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde İsrail'in Gazze Operasyonu ile sarsıldık. Buna bazıları devlet terörü diyor. Ama bu vahşet terör ötesi bir şey! Teröristin bile kendince ilkeleri vardır. İsrail, yok etmeye programlanmış vahşi bir canavar gibi, yıllardır devam eden saldırılarına bir yenisini ekledi.
İsrail'i kınıyoruz, lânetliyoruz, protesto ediyoruz. Bunların yapılması lâzım! Ama bu zamana kadar, kınayarak, lânetleyerek, protesto gösterileri düzenleyerek, one minute diyerek İsrail saldırılarını durduramadık. İsrail'in politikalarında en küçük bir sapma olmadı.
Neden?
Çünkü arkasında büyük güçler var.
ABD ve Almanya İsrail'in savunma hakkını (!) destekliyoruz şeklinde açıklamalar yaptılar.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin toplantısında İsrail'in aleyhinde olan tek ülke Ürdün'dü. Konsey, ortak bir metin bile hazırlamadan dağıldı.
Birleşmiş Milletlere zulmün durdurulması için çağrı yapıyoruz. BM'nin umurunda değil.
Dünyaya çağrı yapıyoruz; ilgilenmiyorlar bile!
Hıristiyan âlemi İsrail'in arkasında!
Biz istiyoruz ki akan kanı, vahşeti, barbarlığı görsünler, vicdanları sızlasın ve bir şeyler yapsınlar.
Biz istiyoruz ki çifte standart uygulamasınlar, adil davransınlar.
Ama unuttuğumuz bir şey var: Gâvurun adaleti olmaz; gâvurdan merhamet dilenilmez.
Onlara göre adalet sadece kendi insanları arasında adil davranmaktan ibarettir. Eğer Türk ya da Müslüman iseniz yok olmayı hak ediyorsunuz demektir.
Haçlı seferleri bunun için düzenlenmemiş miydi?
Kızmaya hakkımız yok.
Onlar kendi ülkelerinin ve toplumlarının çıkarı için yapmaları gerekeni yapıyorlar.
Peki biz ne yapıyoruz? İslâm âlemi ne yapıyor? Neden koskoca İslâm Dünyası küçücük bir İsrail ile baş edemiyor?
Asıl üzerinde durulması gereken konu bu!
Müslüman olduğu söylenen devletlerin büyük bir çoğunluğundan en ufak bir tepki yok.
Onlar Mısır'a da tepki göstermemişlerdi. Hatta Sisi'nin Rusya'dan aldığı 2 Milyar dolarlık silahın 1 Milyar dolarını Suudi Arabistan, 1 Milyar dolarını Birleşik Arap Emirlikleri ödedi.
Müslüman bildiğimiz devletlerin çoğu ABD ve Batı'ya teslim olmuş durumda. Sözde krallar, sanki ABD'nin o bölgeye atanmış valileri gibi çalışıyor. Zaten onları kral yapan kim?
Bu devletlerin halkları da çok farklı değil!
Filistin'i pek çok Müslüman toplum umursamıyor bile! Üstelik Filistin halkının Müslümanların pek çoğu ile sadece din bağı yok. Kan bağı da var.
Buna rağmen duyarsızlar.
Devletlerini Filistin'e sahip çıkması için uyaran, bunun için protesto gösterisi düzenleyen Müslüman ahali kaç tane ülkede var?
Meselâ Suud'larda böyle bir tepki gördünüz mü?
Onlar petrol paraları ile lüks bir hayat sürmekle meşgul. Yiyemedikleri paraları da başta İsviçre olmak üzere Avrupa ve ABD bankalarına yatırıyorlar.
En çok üzülen yine Müslüman Türk Milleti. En çok yardım eden, destek olmaya çalışan yine biziz.
Üstelik Birinci Dünya Savaşındaki yalnız bırakılmışlığımıza rağmen.
Üstelik Filistin'e Musevilerin yerleşmesine engel olmak için Sultan Abdülhamit'in verdiği büyük mücadelenin, yine bazı Filistinliler tarafından baltalanmasına rağmen.
Biz merhametli bir milletiz, merhamet ediyoruz. Çünkü merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceğini çok iyi biliyoruz.
Filistin'e sahip çıkacağız. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devletine zarar getirmemek kaydıyla!
Unutmayalım ki başımız sıkıştığında ne bir dost ne de bir yardımcımız olacak. Kendine hayrı olmayan Arap âleminin bize yardımcı olmasını beklemek hayalden başka bir şey değil.
Başta da belirttiğimiz gibi, gâvurdan adalet bekleyemeyiz. Onlara yalvararak bu problemleri çözemeyiz.
Bağırıp çağırarak da olmuyor bu işler. Başka devletlere kafa tutarak, Birleşmiş Milletlerin misyonunu kaybettiğini söyleyerek, İsrail Başbakanı'na one minute diyerek uluslar arası ilişkilerde başarı sağlanamıyor.
Başarmak için güçlü olmak lâzım. Ekonomik ve askerî olarak güçlü olmadan zulme dur demek mümkün değil.
Kınarsınız, lânetlersiniz, televizyonlara çıkıp aslanlar gibi kükrersiniz, hatta Birleşmiş Milletlere bile kafa tutabilirsiniz. Ama sözünü dinletemiyorsanız ne işe yarar?
Sadece komik duruma düşersiniz. Kimse sizi ciddiye almaz.
Işid'in Kerkük Türkmenlerine yönelik yaptığı katliamı bile durduramayan bir ülke İsrail'i durdurabilir mi?
Sözün özü, yeterince güçlü olmadan uluslar arası arenada söz sahibi olmak mümkün değil. Bunun için de,