Aralık ayına girdik. Artık sayılı günler sonra 2022 yılını arkamızda bırakacağız. Şiddetin, ölümlerin, felaketlerin, savaşların, yokluğun ve açlığın yılı tüm dünyayı çok yordu.

Özellikle bu ay asgari ücretle birlikte, emekliler ve diğer grupta yer alan dar gelirli halkın gelecek yılın planlamasında büyük önem taşıyor. Asgari ücret komisyonu toplanıyor ve konuşulacak rakamlar üç aşağı beş yukarı ortaya çıkacak rakamların habercisi olacak. Dar gelirli vatandaşı aylardır umutlandıran açıklamaların ardından, beklentiler nasıl karşılık bulur bilemem ama açlık sınırının altında kalan rakamlar vatandaşı çok da memnun etmeyecektir.

Her insanın dengeli beslenmek ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmek en doğal hakkı olduğu gibi bu şartların yerine getirilmesini sağlayacak yükümlülükleri yerine getirmek de hükümetlerin görevidir. Herkes 1 Aralık’ta toplanacak Asgari Ücret Komisyonu’ndan çıkacak açıklamalara kulak kabartmış durumda. Çünkü artık insanlar yaşam haklarının kendilerine verilmesini istiyorlar.

Toplumun birçok kesiminin de ayrı bir yerde yaşıyor muş gibi hareket edip, kafelerde ve restoranlarda, otellerde düzenlenen eğlencelerde, ya da mağazalarda alışveriş çılgınlığında görebilirsiniz. Ama inanın bu ülkenin asgari ücretle çalışan yüzdesine baktığınızda ve bunlara bir de emeklileri eklediğinizde açlık sınırı altında yaşayanların ülkenin çoğunluğunu oluşturduğunu görürsünüz.

Barınma sorunu kontrolsüz göçle birlikte ayyuka çıkmış, millet TOKİ’den medet umarken, kahvaltı sofrasına koyacağı peynirden vazgeçenlerin olduğuna da şahit olmak insanın içini acıtıyor. 2022 tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi ve bizi de ekonomik ve siyasal açıdan çok yordu. Dünyayı etkisi altına alan enerji savaşlarına gıda savaşları da eklenince yoksul ülkeler gıda koridorundan medet umar oldu. Siyasilerin ağzından çıkacak kararlar, dünya liderlerinin söylemleri insanların yaşam haklarının ne olacağı konusunda alınan kararlar olarak ortaya çıktı.

Artık gençler alternatif enerji kaynakları konusunda neler yapılacağı konusunda çalışmalara ve eğitimlere yönlendirilmeli. Artık geleceğimiz olan gençler ülkemizin gıda güvenliğini sağlayacak aktif çalışmalar içerisinde yer alacak eğitimlere yönlendirilmeli. Hükümet ve bakanlıkların bu konuda yapılması gereken adımları bir an önce atması gerekiyor.

Toplumdaki sosyal alanların düzenlenmesi, toplum ahlakındaki çöküşün önüne geçilmesi ve aile birliğinin önemi çocuklar ve gençlere doğru yoldan anlatılmalı. Gençler geleceğimiz ve onların sorunlarını en aza indirdiğimiz, çalışma ve üretme başarısını sağlamaları için oluşturacağımız alanlarda olmalarını sağlamak da bozulan toplum ahlakını düzeltmeye yeniden katkı sağlayacaktır.

Ekonomik sorunlar çözülmedikçe, enflasyon canavarı beslenip büyüdükçe boşanma sayıları ve hatta kadın cinayetlerinin sayıları artmaya devam edecek. Boş tencereler hükümetleri yerinden eder. Halk alınacak siyasi kararların çok ötesinde kendisine tanınacak haklara bakar. Halk, evine ekmek götürme derdine düşmüş karnını doyuramıyorsa hangi hükümet olursa olsun yaptığınız yola bakmaz.

Halk hastalandığı zaman tedavisine ve ilacına, doktoruna kolay ulaşabiliyor mu ona bakar. Çocuğun güvenli ve kaliteli bir eğitim hakkı veriliyor mu ona bakar. Anneler çocuklarının beslenme çantalarını boş göndermek istemiyor, sırtına mont almakta zorlanmak istemiyorsa ve üstelik “duyun bizi” diye seslerini yükseltiyorsa tepedekilerin bunu iyi görmesi gerekiyor.

2022 yılı beklentilere cevap veremedi. Umalım ki; yeni yıla yenilikler ve güzelliklerle kavuşalım. Umalım ki; tüm insanlık sağlıklı ve huzurlu dünyanın güzelliklerinden nasiplenmiş şekilde yeni yılın tadına varsın. Sorunlar çok ve büyük. Seçim kargaşasında, oluşan beklentilerin karşılık bulduğu günler yakın olsun.

Aralık ayında beklentiler hayal kırıklığı yaşamadan, herkes için güzel yarınların müjdesi haberlerin alındığı bir ay olsun.