Yerel seçimin sayılı günleri de nihayet bitiyor. Ülke genelinde ne kadar kirli çamaşır varsa ortaya döküldü. Konuşulanlardan anladığımız sıradan birinin başkanlık için aday olamayacağının netleşmesi. Keseniz dolu olacak. Yoksa bu yola hiç çıkmayın. Her neyse, hafta sonu oylar sandıkla buluşacak ve millet yine seçimini yapacak. Umarım herkes için en doğru kapılar açılır. Çünkü bu seçim yerel seçimin ötesine geçip, bakanları bile sahaya döktü. Bugüne kadar yapılmayan açılışlar, seçimi bekliyormuş birer birer halkın gözüne sokula sokula açıldı.

Seçimle ilgili yapılan anketlerde kararsızların ve gençlerin durumu sıkıntılı olarak görünüyor. Kararsızlar henüz kime oy vereceklerini düşünedursun, oy vermeyi sandığa gitmeyi düşünmeyenlerin de sayısı bir hayli çok. Aslında bu en önemli vatandaşlık görevini yerine getirmek için herkes elini taşın altına koymalı bencilikten öte, yaşadıkları şehrin yönetimine kendileri karar vermeliler.

Seçim çalışmalarında tüm ülkede halkı heyecanlandıran, geleceğe umut veren hiçbir proje yoktu. Üstelik bu ilimiz de de aynen böyle oldu. Hafta sonu ak kara belli olacak. Ekonominin durumu içler acısı olunca gençlerde geleceğe güvensizlik, emeklide açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilme, yüksek enflasyon ve barınma sorunları her şeyin önüne geçince halk siyasilere olan güvenini kaybetti. Güvensizlik her şeyin önündeki en büyük engel. Bunu hepimiz biliyor ve yaşıyoruz..

Belediye başkan adaylarının veya mensubu oldukları siyasi partilerin havada uçuşan vaatlerine kimse inanmadı. Ekonomideki büyük yükün altından kalkılamayınca tüm bu vaatler nasıl olurda yerine getirilir? Söylemlerini herkesten duyduk.

Bu tür seçimlerde iktidar partisinin dezevantajları halkın beklentilerini karşılayamamaktan doğar. Muhalefet partileri hükümetin yumuşak karnını yırtmak için var gücüyle meydanlarda bağırsa da onların da halkı cezp edecek önemli çalışmaları yok gibi… özellikle sanki İstanbul özeline yoğunlaşmış bir seçim gibi algı oluşsa da sonuçta her il ve ilçede sandıklarda oy kullanılacak.

Bu arada muhtarların da seçileceği bu oylamadan sonra, artık her türlü işlevini yitiren muhtarlık sisteminin bir an önce kaldırılması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Çünkü gerçekten ülke ekonomisine büyük külfet oluşturuyorlar. Onların yapacağı görevi artık e-devlet sistemi gayet güzel yerine getiriyor.

Gençler, yaşlılar, kadınlar, çocuklar… hemen hemen hepsi yaşadıkları şehirlerde güvende olmak, belediyeden aldıkları hizmetlere kolay ve ucuz bir şekilde ulaşmak istiyorlar. Temiz ve güvenli sokaklarda yürümek, geniş yeşil alanlarda soluklanmak, ulaşımda sorun yaşamamak, sosyal alanlardan mümkün olduğunca daha çok yararlanmak istiyorlar.

Bu seçimle ilgili kiminle konuşursanız konuşun, çok iyi söylemlerde bulunanları göremiyorsunuz. Bu seçimin sonucunu kararsızlarla emekliler belirleyecek gibi görünüyor. Çünkü onlar ödedikleri faturalara, yararlandıkları hizmetlere bakıyorlar. Bu da onların en doğal hakları.

Aslında yerel yönetimler merkezden gelen kararları uyguladıkları için ne kadar etkin oluyorlar o tarafını da ayrıca sorgulamak lazım. Fakat her ne olursa olsun milletin birincil önceliği kendilerini ekonomik olarak rahatlatacak yönetimlere dönüp bakacak olmaları.

Yerel yönetimler, şehirleri yaşanabilir kılmak, halkın isteklerini birincil olarak çalışmalarda önceliklendirmek, şehrin planlı kalkınmasında etkin çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Özellikle belediyelerin kamulaştırma adı altında halkın anasından babasından atasından kalan tarlasına, arsasına kamulaştırma adı altında çökmek değildir. Üstelik öyle bir planlama yapıyor ki bu imar daireleri sizin bin metre arsanızın köşesine bir yüz metrelik girinti yapıp kendisine pay çıkarıp izalei şüyu yöntemiyle de olsa onu sizin elinizden alıyor. Belediyelerin kamulaştırma adı altında yaptıkları çalışmalar mal sahiplerinin hiçbir şekilde rızası alınarak yapılmadığı için çok “AH”lar belediyelerin üzerine çökmüş durumda.

Birkaç gün sonra sandıklar beş yıl boyunca yaşanacak gerçekleri yüzümüze çarpacak. İlimizde ne değişecek derseniz hiçbir şey değişmeyecek. Aynı tas aynı hamam devam edeceğiz. Ha şunu da söylemek gerekirse elbette oy oranlarında düşüş olacağını herkes gibi bende tahmin ediyorum. Çünkü mevcut belediye başkanlarının karşısında aday diye çıkan kişilerin seslerini bir türlü duyamadık. Partiler Konya’dan umutlarını kestikleri için buraya çok ta dönüp bakmadılar. Üstelik belediyenin içinden çıkan adayın bile belediyecilik adına bir projesini duyamadık. Hepsi sabun köpüğü gibi kenarda kaldılar. Hiç birinin kolunun altında dosyasını da görmedik sesini de duymadık. Yöneticilerin güçlü olduklarını hissettirmeleri halkta güven sağlayacağından, e bunu da göremeyen halk onlardan yana tercihini kullanmayacaktır. Konya’da oyların düşmesi tepki oyları ve uyarı niteliğinde kullanılan oylardan olacaktır diye düşünüyorum.

Hafta sonu vatandaşlık bilinci ve sorumluğu ile sandıklarda oy kullanmayı ihmal etmeyelim. Yeniden adayları gözden geçirin, kararsız olarak sandık başına gitmeyin. Kararı verecek olan sizlersiniz ve sizi yönetecekleri siz seçecek ve onları görevlendireceksiniz. Herkes kararlı veya kararsız ne olursa olsun seçimin sonucunu merakla bekliyor olacak. Umalım ki; seçim sonucunda halkın omuzlarındaki yükler artmasın. Sabit gelirliler ve emekliler sıkıntıda kalmasın. Belediyeler istihdam oluşturmaya, şehrin halkın yaşamını kolaylaştıran duruma gelmesini sağlasınlar.