Gündemden hiç düşmeyen bir konu emeklilerin durumu…
Hele hele Temmuz ve Ocak ayları gelince emekliler konusu zirve yapıyor. Bu aylarda maaşlara yapılacak zamlar açıklanacağı için emekliler büyük bir umutla bekliyor.
Aynı umudu çalışanlar da bekliyor tabi ama son yıllarda emeklilerin geliri diğer kesimlere nazaran çok gerilerde kaldığı için, emekli kesim gündemde daha çok yer alıyor.
Bundan 7 - 8 yıl önce bir emekli çalıştığı maaşın %70 ini alıyordu. Geldiğimiz noktada emekli çalıştığı maaşın %45 ini alıyor. Mesela çalışırken 50 bin TL alan bir memur, emekli olduğu an maaşı birdenbire 22 bin TL. ye düşüveriyor. 7 - 8 yıl önce aynı memurun aynı maaşını aldığını düşünürsek emekli olduğunda 35 bin TL. alıyordu. Görülüyor ki geçen yıllar sürekli emekli aleyhine işlemiş. Her geçen yıl emekli gelirinde düşüş olmuş. Memurlara verilen seyyanen 8 bin TL. emekliye verilmeyince, emeklilerle çalışanlar arasındaki makas iyice açılmış oldu.
Bir de en düşük emekli maaşı konusu var. O tamamen facia. 12.500 TL. olan en düşük emekli maaşı 14.460 TL. ye çıkarıldı. Yapılan artış 2 bin TL. nin altında. Bırakın insanca yaşamayı bu rakam emeklinin ev kirasını bile karşılamıyor.
Yapılması gereken, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılmasıdır. Zaten asgari ücret, en düşük ücret değil midir? En düşük ücreti 22 bin TL. olarak belirliyorsun ama emeklinin maaşını, ödenmesi gereken en düşük ücretin bile altında tutuyorsun.
Yeri gelmişken onu da yazalım. Asgari ücret yeterli midir? Asla yeterli değildir. Asgari ücretle çalışan devlet çalışanı yok denecek kadar az olsa da, asgari ücret özel sektörde çalışanların ücreti olsa da yeterli değildir ama devlet hakem rolüyle bunu belirlerken işvereni de düşünerek belirliyor. Asgari ücretin 22 bin TL. olduğu bir ülkede emekliye 14.460 TL. verirseniz burada hakkaniyetten bahsedemezsiniz.
Devlet her vatandaşına adaletli davranmak zorundadır. Çalışana 8 bin TL. seyyanen zam yaparken, emekliye hiç vermemek büyük adaletsizliktir. Devletin imkânları her kesime eşit ve dengeli dağıtılması gerekir. Var olan imkân eşit dağıtılır, yoklukta da her kesim aynı oranda etkilenmesi gerekir. Bir gruba var, diğer gruba yok olmaz, olmamalıdır. Babanın evlatlarına eşit ve dengeli davrandığı gibi devlet de vatandaşına eşit ve dengeli davranmalıdır. Aksi halde adaletten bahsedemezsiniz.
Bir emekli “Yıl 2005... 970.00 Tl. emekli aylığı bağlandı şahsıma. Yine aynı yıl asgari ücret 350.00 Tl. idi. Maaşım asgari ücretin 2.7 katıydı. Şimdi ise asgari ücretin biraz üzerinde bir maaşım var. Halbuki 2.7 kat fazlalığa göre maaşım 59.400 Tl. olması lazım” dedikten sonra şu espriyi patlatıyor. “Şükürler olsun ki 2005 yılında emekli olduğumda asgari ücretten 2,7 kat fazla olan maaşım, şu an asgari ücretin biraz üzerine denk gelmeye başladı. Böyle gittiği takdirde birkaç yıl içinde, asgari ücret maaşıma tur bindirecek inşallah. Ayrıca, 31 yıl 3 ay prim ödemesi karşılığında belirlenmiş olan maaşım, pancar dairesine bir kere pancar, TMO'ya 2 kere haşhaş kozalağı teslim edip oradan emekli olmuş olan en düşük emekli maaşı ile de eşitlenmiş olacak. Maaşlarda "Eşitlik ve adaleti sağlamak" bu olsa gerek. Harika.”
Bir Bağkur emeklisi de konuya basamak farkından yaklaşmış ve şu mesajı göndermiş: “Hocam biz Bağkur emeklileri de memur emeklileri gibi mağdur durumdayız. Misal ben: 31 yıl 10386 gün ve 16. basamaktan emekli oldum aldığım rakam 14.000 TL. Bağkur 6. basamak iken basamak farkını ödeyerek son basamağa çıktım basamak sayısı 12 oldu yarıya düştüm. 12. basamağa kadar farkları ödeyerek çıktım bu hükümet döneminde 24 oldu. 12. basamak asgari ücrete endekslendi biz kendimizi en üst basamakta zannederken alta düştük. Yine hakkımız ölmesin dedik 17 ye çıktık bir geriden 16. basamaktan emekli oldum döndüm bir baktım benden on yıl önce 7. basamak tan emekli olanlar ile aynı maaş. Her gün üzülüyorum. Zira kandırılmış hissediyorum. Emekli olduğumda nominal değerle ödediğim primle şehir için de normal bir daire alabilirdim. Bu haksızlığa sebep olanları Allah'a havale ediyorum. İnşallah mahşerde hesaplaşırız. Yine de susmak zorunda kalıyoruz. Sağlıcakla kalın.”
Emekliler zor durumda, emekliler sıkıntılı. Emeklilerin bu feryatları duyulmalı. Emeklilerin problemlerini çözmek, sıkıntılarını gidermek gerekir. Dünya mazlumlarının ve mağdurlarının yanında olan Cumhurbaşkanımızın zor durumda olan emeklilerin durumlarını da iyileştireceğine olan inancımızı kaybetmiyoruz.
Emeklilerimize de zor dönemden geçmekte olan ülkemiz şartlarını göz önünde bulundurarak biraz daha sabretmelerini öneriyoruz. Ülke ekonomisinin bu yıl sonuna kadar tamamen düzeleceğini söyleyen Cumhurbaşkanımız, mutlaka bu konuya da el atmalı ve emeklilerin geçen yıllardaki gelir düzeyindeki düşüşleri giderilmelidir.
Ayrıca maaşlara zam gelmeden sattığı ürünlerin fiyatlarını değiştiren bazı esnafların da mutlaka engellenmesi gerekir. Bu da devletin görevidir. Kontroller yapılarak fahiş fiyatın önüne geçilmeli ve hiçbir neden yokken ürün fiyatlarını arttıranlara çok ağır cezalar verilmeli tekrarı halinde de o işyeri kapatılmalıdır.
Erbakan Hocamızın her konudaki düşüncelerini ve projelerini bir bir gerçekleştiren Cumhurbaşkanımızdan, Hocamızın Başbakanlığı döneminde bir yıl içinde çalışanlara %100, emeklilere %130 oranında yaptığı maaş zammı ile ekonomide bayram havası oluşturduğunu, buna rağmen açık vermeden denk bütçe yaptığını hatırlatarak benzer bir uygulamayı bekliyoruz. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.