2024-2025 Öğretim yılından itibaren birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflardan başlamak üzere kademeli olarak yeni müfredatın uygulanacağı açıklanmıştır.

Yeni müfredatta öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimini merkeze alan 'Bütünleşik Eğitim Modeli' esas alınacağı ifade edilmektedir.

Yeni müfredatın sloganı; "İyi insan yetiştirmek" olacak. Güncellenen müfredatla birlikte ders içerikleri de değişecek. Konular sadeleştirilecek. Öğrencilerin, öğrendikleri bilgileri günlük hayatta kullanmalarının önü açılacak. Öğrencilerin, proje geliştirmeye teşvik edilmesi öngörülmektedir.

Yukarıdaki hedeflere bakıldığı zaman “tamam, şimdi işte oldu ”diye memnuniyetimizi ifade edebiliriz. Âmâ her şey sonucu ile ölçülür. Şimdiye kadar yapılan uygulamalara bakınca, söz konusu hedeflerin kâğıt üzerinde kaldığını görüyoruz.

Eğitimimizin temel açmazlarından biri beceri geliştirme yerine bilgi kazandırmayı öncelememizdir. Yetenekleri ortaya çıkaramamızdır.Söz konusu kavramları açıklayalım.

Bilgi, bir konuda araştırma, gözlem ve öğrenme yoluyla elde ettiğimiz olgulardır. Kişinin bir konuda bilgi sahibi olması o işi yapacağı anlamına gelmez. Söz gelimi teorik olarak etkili sunum yapma konusunda bilgisi olan bir kişinin bu durumu onun etkili sunum yapabileceğini göstermez.

Beceri, eğitim ve/veya tecrübe yoluyla öğrenilen ve/veya kazanılan davranışlardır.

Yetenek, kişinin belirli bir işi iyi bir şekilde yapmasını sağlayan doğal kabiliyet ya da hünerlerdir. Doğuştan gelir.

Yetkinlik, özellikle bilgi ve becerinin ötesinde bir kazanım sağlamayı ifade eder. Yetkinlik, belirli bir iş ortamında kritik iş fonksiyonlarını ya da görevlerini başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için gerekli bilgi, beceri ve yetenek setini uygulama ya da kullanma kabiliyeti olarak tarif edilir.

Özellikle, bilgi yüklediğimiz, sadece kutucuğu işaretlemesi ile ölçtüğümüz bir eğitim ile bir yere varamayız. Hakkını yemeyelim, bazı derslerde beceriyi ölçmeye yönelik adımlar atılıyor. Örneğin, Türk Dili ve Edebiyatı dersinde. Dinleme, konuşma sınavlarının yapılması. Okuma-yazma, konuşma becerilerinin kazandırılması gibi.

Bilgi kazandırmak kolay. Onun ölçülmesi de kolay. Beceri kazandırılır. Bilgi ezberlenir. Ezbere de isterseniz bir parantez açalım. Eğer ezbere kökten karşı olursak nasıl hafız yetiştireceğiz? Tıp fakültesi 1.sınıfta Anatomi dersinde Latince kavramları nasıl öğreneceğiz?

Temel eksiğimiz bilgi-beceri-yetenek ve yetkinlik doğrultusunda eğitimimizin dizayn edilmemiş olmasıdır. Bu konuda eğitim ordumuzun neferleri öğretmenlerimize de büyük iş düşmektedir.

Formül:

Bilgi-Beceri-Yetenek = Yetkinlik

Öğrencilerimize: Yaratıcı düşünme, eleştirel düşünce, öğrenmek için öğrenme, iletişim işbirliği yaşam etkinliklerini kazandırmak zorundayız.

Eğitim sistemimizin şahlanabilmesi için beceriyi-yeteneği-yetkinliği önceleyen bir yapıya evrilmesi gerekir.

Biz de bu dönüşümün bir an önce gerçekleşmesini dileyelim ve hayali ile yaşayalım.

Yahya Kemal’in şu beyti ile de yazımızı tamamlayalım:

“Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!...

İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.”

Selam ve dua ile..