Geçen haftaki yazımızda israf konusundan bahsetmiştik. Kişinin kendi malını israf etmemesi, ihtiyacı kadar sarfiyatta bulunması, ihtiyaç fazlasını ise fakirlere, yolda kalmışlara ve kimsesizlere infak etmesi gerektiğine dair mülahazalarda bulunmuştuk.
Bu haftaki yazımızda devletin malını, emeğini israf etmemiz hususuna değineceğiz. Çünkü israfın her türlüsü toplum için ciddi bir kayıptır, Hakk'ın nazarında ise günahtır.
Devletin malı demiştik, devletin malında herkesin hakkı vardır. Devlet yatırımlarını vatandaştan aldığı vergilerle gerçekleştirir. Onun için yapılan her israfta tüyü bitmedik yetimin, fakirin, beli bükülmüş yaşlıların hakkı vardır.
Devlet malını nasıl israf eder?
Plansız, programsız yapılan her iş israftır. Hem mal olarak israftır hem emek olarak israftır hem de zaman olarak israftır. Mesela yol inşaatında şehrin alt yapısı düşünülmeden yapılan ameliyatlar israftır. Çünkü bir sene sonra ya kanalizasyon ya da su veya elektrik şebekesi için o yollar tekrar kazılmakta, bir senelik asfalt sökülüp bir sürü emek ve para kaybı boşa gitmektedir. Yollar köstebek yolu gibi yamru yumru olmakta, vatandaş ise mağdur olmaktadır.
Maalesef Türkiye vatandaşı rahatlatmak değil de müteahhitleri zengin etmek için çalışan bir ülke haline geldi. Gün geçmiyor ki yeni döşenmiş kaldırımlar sökülmüyor, gün geçmiyor ki o döşenen kaldırımların üzerinde tonlarca yük kapasiteli kamyonlar ve arabalar park etmiyor. Bunun için planlama yapılırken sadece günü kurtarmak için değil ileriye yönelik en az yüz yıllık projeler üretilmelidir.
İsrafta sanıyorum ki dünya şehri olmakla övündüğümüz Konya'mız birinci sırada yer alıyor. İki yıl öncesi döşenen raylar şimdi sökülüyor, altına beton dökülüyor. Ne imiş efendim, rayların altına beton dökülürse daha sağlam oluyormuş. Şimdi soruyorum yetkililere; iki yıl öncesi bu aklınız nerede idi? Bunca yapılan emeğe, harcanan paraya, boşa geçirilen zamana yazık değil mi?
Başbakan Davutoğlu Konya'ya metro sözü vermişti. Eğer bu söz rafa kalkmamışsa bu raylar tekrar sökülecek ve yerin altından metro geçecek. Peki, bunca yapılan israf değil de nedir? Vatandaşı rahatlatmak mı? Geç beyim geç. Vatandaşı her an biraz daha sıkıştırıyor, onları asabi ediyorsunuz. İki adımda bir ışık var. Daha araba hızını almadan durmak zorunda kalıyor. Sonra metrelerce araba kuyruğu! Bir ışıkta en fazla her sıradan 5 ya da 6 araba geçebiliyor.
Konya'da trafiği rahatlatmak için gerçekten metro şart. Ama bu trafiğin en yoğun olduğu güzergâha yapılmalı. Laf olsun diye yapılmamalı. Meram - Tıp Fakültesi - Alaaddin güzergâhına yapılacak bir metro, vatandaşı oldukça rahatlatacaktır. Tabii yerin altından olursa bu rahatlama olur. Otobüs ve minibüs yolunu ihlal ederek yapılan her metro inşaatı devlete bir yüktür, külfettir; ahaliye ise eziyettir. Yine Ankara yolu ve sanayi güzergahına yapılacak bir metro da vatandaşa hizmettir. Herkes hac yolu bekler gibi 44 numara beklemek zorunda kalmaz. Yine Selçuk Tıp ile Meram Tıp'ı birleştirecek bir güzergâha da metro inşa edilebilir. Yeter ki istensin, insanın gönlü vatandaşa hizmet aşkıyla dolup taşsın. Bu aşkla neler yapılmaz ki!
Konya halkı seçilen her belediye başkanının sonuna kadar ardında duruyor ve faaliyetleri için destek veriyor. Yeter ki onlar bir şeyler yapmak istesin.
Daha güzel, müreffeh bir Konya görmek hepimizin arzusudur. Bu arzuyu gerçekleştirmek isteyen yöneticilere, yeni güzel proje üreticilerine, mimar ve mühendisler ihtiyacımız var.
Aydınlık mutlu yarınlar; hayırlı, mutlu ramazanlar!