Çumra Ziraat Odası Başkanlığı geçenlerde “ÇUMRA BÖLGESİ TARIMSAL EYLEM RAPORU” diye bir raporu basında paylaştı. Raporda bölgenin sorunları ve ürün ekiliş miktarlarındaki artış veya azalışlar dile getirilerek çözüm bekledikleri hususları dile getirmişlerdir.

Oda bu konuda Çumra’da yeni ve güzel bir başlangıç yapmış oldu. Ziraat Odası Kanununun 24. Maddesinin 4. Alt maddesi “Tarım ve kırsal kesimin kalkınması için her türlü eğitim, yayım ve danışmanlık faaliyetlerinde bulunmak, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak, katkı ve önerilerde bulunmak” ve diğer bazı maddeleri gereği açıklamalarda bulunmuştur. Oda yönetimi kısa ve öz olmak üzere üretim değerleriyle birlikte dertlerini belirterek hayırlı bir açıklamada bulunmuştur. Benimde her konuşmamda dile getirdiğim giderek artan  “Ovanın Su Problemi” ne bağlı olarak üretim deseninde ki değişimlere yer verilmiştir.

Çumra “Tarımın Başkenti” ve Orta Anadolu’nun Çukurovası olarak da bilinmektedir. Modern tarım alet ve ekipmanlarının kullanıldığı, polikültür tarımın ve bilinçli tarımsal faaliyetlerin yapıldığı önemli bir ilçedir. Tarihi geçmişi Çatalhöyük’e dayanan, ilk yerleşimin yapıldığı, hayvanların evcilleştirildiği ve birçok tahıl ve baklağilin ilk üretime alındığı ve yetiştirilmeye başlandığı yerdir. Son yıllarda ki gelişmesi ve üretim miktarları ile önemli bir yere sahip olan bu ilçede bitkisel ve hayvansal üretim iyi bir noktaya gelmiştir.

Odanın dile getirdiği problemlerin çoğu sadece Çumra’ya has değil tarımın genel problemi olan hususlardır. Bu problemlerin yöremizde halledilerek veya en aza indirilerek Çumra’da mevcut üretim miktarları korunmalı ve üretim potansiyeli daha ileriye taşınmalıdır.

Çumra Ziraat Odası Başkanlığı başlıklar halinde şunları dile getirmiştir (alıntılar italik verildi):

“1- Bölgemiz de ki en büyük sorunların başında SU gelmektedir.  Yaşadığımız küresel ısınmaların etkisini günden güne hissediyoruz. Bu bağlamda beklentimiz suya daha dayanıklı ürünlerin desteklenmesi ve pazarlama sorunlarını çözebilecek bir modelin bölgemize entegre olmasını mutlak suretle beklemekteyiz.

Bölgede giderek artan su kıtlığı 2023 yılında Çarşamba kanalına su verilmediğinden belirgin hale gelmiştir. Yaşanılan bu su sıkıntıları Osmanlının en zor döneminde yapmış olduğu tesislerinin boş kalmasına ve üreticinin kanaldan almakta olduğu sudan faydalanamamasına neden olmuştur. Kanallara suyun verilememesi ve yetersiz yağış yeraltı sularının daha derinden alınmasına ve su kullanım ve ürün maliyetinin artmasına neden olmuştur.

 2- Tarımsal girdilerin sürekli olarak değişmesi çiftçimizi zora sokmaktadır. Artan akaryakıt elektrik, gübre, tohum ve işçilik gibi giderlerin günden güne değişen bir hal alması, çiftçimizin sattığı üründe ki kayıplarını artırmaktadır.

Ekonomik gelişmeler ve enflasyon artışına göre tarım ürünlerindeki fiyat artışı daha az ve girdilerdeki artış daha fazla olunca üretici gelirlerinde azalma tarımdan veya üründen kaçışı hızlandırmaktadır. Bu nedenle bölgesel üretim planlaması iyi ve yöreye uygun yapılalı, aksi halde kırsaldan şehirlere göç önlenemez.

 3- Bölgemizde ki desteklenen tarımsal ürünlerin birim kalemde yetersiz desteklenmesi ilerideki yıllarda ne üreteceğine karar verememesine neden olmaktadır. Destekleme kalemlerinin mutlaka gözden geçirilmesi gerekir.

 4- Hububat alanlarımızın artması için mevcut su kaynaklarımızın korunup daha etkin kullanılması için üretim planlanmasında daha çok desteklenmesi gerekir.

 5- Tarımsal desteleme tebliğlerinin zamanında açıklanmaması çiftçimizin yıl içerisinde ki üretimini kararsızlaştırmaktadır. Tebliğlerin üretim yılından önce açıklanması gerekmektedir.

 6- Ç.K.S müracaatlarının süresinin çok dar bir zamanda ve kısa tutulması üretimde ki planlamayı zora sokmuş, çiftçimizi rastgele beyanlarla tarımsal verilerimiz de ve üretim planlanmasında sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır.

7- Sözleşmeli tarım modelinin biran evvel faaliyete geçilmesi, çiftçimizin bakanlık bünyesinde sözleşmesini yaparak ürünü satma garantisi ile tarımsal faaliyetlerini gerçekleştirmesi önem arz etmektedir.

 8- Çiftçilerimizin aylık tarım Bağ- Kur ödemelerini yüksek olması nedeniyle çiftçimiz ödeme yapmakta oldukça zorlanmaktadır. Bağ- Kur ödemelerinin daha cazip ve esnek hale getirilmesi gerekmektedir.”

Bazı maddeler kısaltarak verdiğim talepler dikkate alınması gereken ciddi problemlerdir. Özellikle küresel ısınma ile iklimde görülen değişiklikler ürün deseninin değişmesine yola açacağından Tarım ve Orman Bakanlığı 1960’lı yıllarda Çumra’da var olan “Sulu Ziraat Araştırma İstasyonu” gibi yörede bir araştırma birimini hayata geçirmelidir. Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü bölgenin geleceği için bölgede farklı lokosyanlarda araştırma faaliyetlerini artırmalıdır.

Ayrıca Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi; kendisine verilen eski Ziraat Meslek Lisesi arazisinde üretimden ziyade bitkisel üretimle ilgili araştırmalara yer vermelidir.

Kurumlarca yörede ve yerinde yapılacak bu araştırmaların sürekli ve sürdürülebilir olması için de Ziraat Odası ve Belediye Ziraat Fakültesine talepte bulunmalı, imkânlar sunmalı ve alt yapı ve bazı hizmetlerde yardımcı olmalıdırlar.

Yerinde ve mahallinde yapılacak olan araştırma faaliyetleri üreticinin alışkın olduğu ve yerinde görmek istediği demonstrasyon faaliyetleri açısından çok önemli olduğundan çiftçi veya tarla günleri yapılmalıdır.

Çumra Ziraat Odası Başkanlığı Raporunda bazı ürünlerin bölgedeki 2024 yılı ekiliş alanları belirtilmiş olup 2024 yılında 2023’e göre “Danesi için yetiştirilen Mısırdan” kaçış (%37) ve Silaj için yetiştirilen Mısırdan kaçış (% 28) olduğu ve farklı ürünlere de eğilim gözlemlenmiştir denilmektedir.

Bunun da en büyük sebebinin Çumra yöresinde giderek artmakta olan su eksikliği olduğu belirtilmektedir. Su eksikliği yanında mevcut yeraltı kuyularından alınan suyun maliyeti de her geçen yıl daha derinden alınmak zorunda kalındığından kullanım maliyeti de artmaktadır.

-          Hububat anların da ki artış olduğu, bunun sevindirici olduğu belirtilmiştir.

Ancak su problemi devam ederse buğdaydan bu yıllarda alınan verimin alınamayacağından bu artışın sulu tarım olarak devam edemeyeceği de göz ardı edilmemelidir.

-          Bazı tarım ürünlerin üreticinin kaçışın olması geçmiş yıllardaki fiyatlara bağlanmakta ve üretici alternatif ürünlere yönelmektedir. 

Genelde bir ürün üretiminde süreklilik isteniliyorsa taban fiyatlarının ekim öncesi “ürün avans taban fiyatı” açıklanması üretim planlamasında istikrara yol açacağından yapılmalı ve üretici alternatif arayışa girmemelidir. 

-          Yörede Çerezlik Kabak ekilişi gerek satış fiyatı gerekse bakım masrafları düşüldüğünde ciddi bir artış (% 119) göstergesi eğilimine girmiştir.

Kabak çekirdeğinin kurutulması bazı yıllar üretici için problem oluşturmaktadır. Bunun halledilmesi için yörede kurutma tesislerinin kurulmasına destek verilmelidir. Çekirdek kabağın sadece çekirdeğini değil meyvesi de değerlendirilmelidir. Çekirdek meyvenin %2-8’i kadar oranda olup büyük bir (%92-98) kısım toprağa atılmaktadır. Bu meyve atığı iyi bir hayvan yemidir, yem açığının olduğu ülkemizde bu tarımsal ürün atığı da değerlendirilmelidir. Yem olarak kullanmayacak olan üreticiler arazide uzun süre açıkta bırakmadan küflenmeden arazide dağıtarak toprağa gömmelidirler.

-          Bölgemiz de hayvancılık sektörünü yakından ilgilendiren yem bitkisi ekiliş alanlarında ki düşüş olması sektörün zor bir dönemde olduğunun bir göstergesidir. Çiğ süt fiyatlarında ve et kesim fiyatlarında ki belirsizlik çiftçimizi bu sektörden kaçışa doğru sürüklemekte olduğu söylenmektedir.

Bölgede yem bitkisi ekim alanı kışlık ve ilkbaharda yağışlı dönemlerde ara ürün ve alt ürün olarak ekim yapılarak hem kaba yem ihtiyacı karşılanmalı hem de topraklarımızda eksik olan organik madde miktarı artırılmalıdır. 

-           Bölgenin en önemli endüstri bitkisi olan Ş Şekerpancarı ekim alanlarında (%6) azalma olduğu bildirilmiştir.

Bölgede sözleşmeli yaygınlaşmakta olan tohum yetiştiriciliği gibi diğer ürünlerde fiyat istikrarı ve sözleşmeli üretim artıkça Şeker pancarı yerini diğer ürünlere bırakacağı görülmektedir. Bunda da şeker pancarının üretim süresinin uzun olması, bazı yıllar hasadın kış aylarına kalması, su isteği ve sözleşmeli tarımda girdi ve avans temini gibi sağlanan kolaylıklarının diğer ürün yetiştirilmesinde de sağlanması şeker pancarı üretiminden kaçışın önemli sebeplerindendir. Bunlara çare bulunmalı, ülke ekonomisi ve ekolojik uygunluğu nedeniyle Şeker Pancarından kaçış önlenmelidir.

-           Patates (% 122),  Fasulye (% 45), Nohut (% 31) ve Havuç (% 43) ekim alanlarındaki artış sevindirici bulunmuştur.

Tarımda sözleşmeli üretim, üretimin süresi, mekanizasyon, fiyat ve pazar gibi önemli etkenler olup üretici bunları haklı olarak değerlendirerek üretim planını yapmaktadır.

Çumra üreticisi temsilcilerinin belirlediği ve dile getirdiği huşular hafife alınmamalı ve özellikle her platformda dile getirdiğimiz bölgenin su problemine acilen çare bulunmalıdır.

Sağlıklı ve hoşça kalınız.