Son günlerde Konya ve çevresinde meydana gelen trafik kazalarında ölenlerin ve yaralananların sayısı nerdeyse yüzlere ulaştı. Onlarca can, göz göre göre yok oldu, ocaklara ateş düştü, yuvalar söndü.

İşin maddi boyutu ise ölçülemeyecek kadar büyük. Ekonomik kayıplar bir yana, kaybolan canlar bir savaşta bile bu seviyeye zor ulaşır hale geldi. Alınan bütün tedbirlere,  artırılan cezalara, yolların güvenli yollara dönüşmesine, araçların sağlam, yeni ve güvenli araçlara dönüşmesine, Mobese kameralarına rağmen kazalar azalmadı.

****

Görünen o ki kazaların yüzde doksan dokuzu insan kusurundan, insanların hatasından meydana gelmekte, insanlar ise,  olanlardan,  bu felaketlerden ders çıkarmamaktadır.

Özellikle aşırı hız tutkusu, şımarıklık, gubuzluk, gösteriş merakı, yorgunluk ve uykusuzluk, alkollü araç kullanma, dikkatsizlik, hatalı sollama, yanlış şerit değiştirme gibi nedenler, başlıca insan kusurları arasında yer almaktadır.

Denetimlerdeki yetersizlik, aşırı hoşgörü ve tolerans da bunlara eklenince, trafik kurallarına uymamak ya da kuralları ihlâl etmek normal bir hal almaktadır. Trafik lambalarının yeşili, kırmızısı, sarısı, adeta hepsi yeşil gibi görülmekte, kırmızıda duran sürücüler eğer diğer yönlerden gelen araç yoksa “Ne bekliyorsun hemşerim, önün boş, geçsene” dercesine kornayla rahatsız edilmektedir.

Ne kul hakkı bilen kalmış, ne yol hakkı bilen kalmış, kuralsızlık trafikte kaotik bir ortamı ortaya çıkarmıştır.

Sonunda, ölümle, yaralanmayla sonuçlanan, trafik kazalarından geçilmez olmuştur. Ülkemizde zaten en ucuz olan şey insan hayatı olunca, ölenlerin sayısı kalanların sayısını geçmeye başlamıştır. “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” mantığı beyinlere yerleşmiş, korkunç bir vurdumduymazlık ortalığı kaplamıştır.

*****

Oysa bir can kolay mı yetişir? Bir genç kolay mı meydana gelir?

Ölmek kolaydır da arkada kalan analar, eşler, kardeşler, çocuklar ne çekerler, nasıl yaşarlar? Ölmek kolaydır da onların yakınları geride bıraktıkları işleri, güçleri, sermayeleri, ümit ve hayalleri ne olur?

Evet, toplum olarak trafik ve trafik kuralları konusunda da yaya kaldık. Kendi canavar ruhumuzu trafik için, kesip kopyalayıp yapıştırdık. Yeni bir canavar ürettik.

*****

 Bu konuda ne yapmalıyız? Her şeyden önce, evde, okullarda ve çevremizde küçük yaştan başlayarak iyi bir eğitimden geçmeliyiz. 

Hem teorik olarak hem de pratik olarak iyi bir eğitim almalı, ehliyet almayı,  gerçekten ehil ve lâyık olduktan sonra, yol hakkını, kul hakkını bildikten sonra hak etmeliyiz. Yoksa ölmeye ve sürünmeye, sakat kalmaya Allah korusun devam ederiz. 

Kazasız, belâsız, bir yol ve yolculuk dileğiyle, selam ve dua.

 

 KISSADAN HİSSE

                                                    KANAAT YA DA DALKAVUKLUK

Akşam yemeği için, bir çeşme başında mercimek ayıklamakla meşgul olan Filozof Diegones'in yanına, İmparator'a yakınlığı ile bilinen bir başka Filozof Aritippus gelir. Bilgili fakat bilgisini dalkavukluktan yana kullanan Aritippus, atından inmeden, Diegones'e alaycı bir ifadeyle seslenir:

-Sen de aklını kullanıp, imparatorumuza yakın olmayı becerebilseydin, böyle çeşme başlarında mercimek ayıklamak zorunda kalmazdın. Diegones gülümser:

-Sen de mercimek çorbasına kanaat edebilseydin, imparatorun yanında onursuz bir hayatı yaşamak zorunda kalmazdın, diye cevap verir. Anlayana sivri sinek saz. Anlamayana davul zurna az.

 FACEBOOK FİLOZOFLARINDAN HİKMETLİ SÖZLER

Kütahya Tavşanlı'dan, Akviran'lı öğretmen arkadaşım, Mustafa Tulukçu zahmet edip göndermiş. Kendisi okuyan araştıran, yazan, cehaletin korkulu rüyası gayretli bir kardeşimizdir.

 Facebook filozoflarından 10 hikmetli söz:

1-Psikologa gittim ”sorunlarım var” dedim. “Hepimizin var, geçer” dedi. Şimdi daha iyiyim.

2-Allah'ım sen konuyu biliyorsun. Amin!

3-Bak ibret al, yere düşen yaprağa, o da eskiden yukarıdan bakardı toprağa.

4-Çevrem çok geniş diyenlere kısa bir not:10 tane 10 kuruş da 1 lira eder, iki tane elli kuruş da. 

5-Saniyeler sonrasını bilmeden, yıllar sonrasının hayalini kuruyoruz.

6-Körebe oynamak gibiydi aşk. Hepimiz kördük, ebemizi gördük.

7-Bu devirde en çok Azrail'e güveneceksin, en azından niyeti belli.

8-Anlamayanı kendi haline bırak, zaman ona uygulamalı olarak anlatsın.

9- 3 G filan hikâye hacı, asıl teknoloji 3 Y: Yatak. Yorgan. Yastık!

10-Kimsenin bardağına çay kaşığı olmayın, şeker eridikten sonra işiniz biter. 

Umarım bu hikmetli sözleri beğendiniz. Ben sonuncusuna bayıldım.

 

                                                                    GÜNÜN SÖZÜ

İNSANIN ETİ YENİLMEZ, DERİSİ GİYİLMEZ, TATLI DİLİNDEN BAŞKA NESİ VAR?

                                                                                                       Türk Atasözü